“Üzgünüm tatlım. Tatile çıkmam gerekiyor. Her sene yaptığımız gibi Londra'nın ötesine gideceğiz. Merak etme balım seni her dakika düşüneceğim.”
Telefon görüşmesini bu sözlerle tamamlayıp telefonunu cebine koymuştu. Şu muggle ergenlere bayılıyordu. Hepsi tek gecelik olmasına rağmen bu işi gerçekten ciddiye alıyorlardı. Onlara eziyet çektirmek Aaron'ın en büyük eğlencesiydi. Nasıl da inanıyorlardı herşeye çabucak. Gerçek aşk sandıkları şeyi bu kadar kolay elde edebileceklerini düşünmeleri aptallıklarının kanıtıydı. “Ah, Hogwarts.” diye seslice iç çekti. İhtiyaç Odası ve Süpürge Dolabı hikayelerini yazsa bir kitap yapabilirdi. Her yıl farklı eğlence. Bu okulu sırf bu yüzden seviyordu. Bir sürü azgın genç ergen cadı. Hepsini tatmak istiyordu Aaron. Bu yıl gerçekten seviniyordu Hogwarts'a gideceğine. Okulda olmadığı süre içerisinde muggle kızlar ile kaynaşmaktan bıkmıştı artık. Biraz farklılık, aksiyon, kısacası bir cadı ile birlikte olmak istiyordu. Vakit daralırken odasına yöneldi. Kapıyı açtığında karşısında bavulunu hazır bulmuştu. Tek yapması gereken üzerini değiştirmekti ki bu en sevdiği bölümdü. Dolabına doğru ilerleyip kapağını araladı. Üzerindeki tişörtü sıyırarak kaldırdı. Ve çıkardıktan sonra yatağın üzerine bıraktı. Vücuduna aynada bir kaç kez baktıktan sonra tekrar arayışa koyuldu. Tam bu sırada cebinde bir titreme hissetti. Telefonunu çıkarıp eline aldı. Mesaj gelmiş olmalıydı. Telefonun ekranına baktığında ismi farketti. Yine o muggle kızdandı. Bir türlü bırakmıyordu. Neyse ki Hogwarts'a gidiyordu. Bu süre içerisinde onu göremeyecekti. Bu da aralarında bir soğukluğa neden olurdu. Telefonun üzerindeki tuşa bastığında mesaj açıldı. Özleyeceği yazıyordu mesajda. Aaron derin bir kahkaha attı. “Bir daha göremeyeceksin ki, aptal kız!” diye seslenerek gülüşüne devam etti. Hogwarts'da bir dönem o kadar da kısa değildi. Bu söylediği normal bir tatil değildi. Her yıl mugglelara böyle söylemek zorunda kalıyordu. Neyse ki, şu an moralini hiçbirşey bozamazdı. Üzerini değiştirdikten sonra yatağa uzanıp düşüncelere daldı. Hogwarts'ta tanıdığı kızları düşünüyordu. Aklına ilk olarak Crystal gelmişti. O kıza hastaydı. Resmen bitiyordu kıza. Vücut yapısı ve yüzü her daim onunla olma isteği uyandırıyordu. Kim bilir nasıl olmuştu bir senede? Kesinlikle bir afete dönüştüğünü düşünüyordu. Diğer kızları da düşledikten sonra gitme vaktinin geldiğini anlamıştı. Doğrularak ayağa kalktı. Bavulunu alarak kapıya doğru ilerlemeye başladı. Odanın kapısından çıktığında merdivenlere yöneldi. Kısa yoldan cisimlenmeyi düşündü. Fakat daha öğrenmemişti. Hayal kırıklığı ile dış kapıya yönelirken asası ile içeriyi mühürledi. Ve kapı kapandığında gözden kayboldu. Birkaç dakika sonra istasyona yaklaşmıştı. Bavulunu taşımaktan yorulmuştu fakat yine de devam etmeye çabalıyordu. Aslında fazla birşey koymamıştı bavuluna. Sadece gecelere uygun kıyafetlerini koymuştu. Ve birkaç krem ile kızların hoşlanacağı türden aksesuarlar doldurmuştu. Cebindeki cüzdan içerisindeki paketlerden dolayı şişmişti. Hazırlıklı gidiyordu Hogwarts'a. Lazara bir çocuğunun olmasını istemezdi. İstasyona giriş yaptığında mugglelardan geçilmiyordu. 9 ve 10. peronlar arasında doğru hızla akarken etrafta tanıdık birkaç büyücü gözüne ilişmişti. Peronlar arasından hızla geçerek 9 ¾ numaralı perona girdiğinde sol taraftaki gişeye doğru ilerleyip hızla biletini aldıktan sonra trene geçti. Bavulu arkasından görevliye doğru ilerlemişti bile. Kompartımanlar dolmadan geçip yerine oturmuştu. Sondaki kompartıman. Orayı seviyordu. Tren sonuna kadar dolmadığı sürece oraya kimse oturmazdı. Rahatça gerinerek oturdu. Birkaç dakika sonra tren dolmaya başlamıştı. Ve korktuğu şey gerçekleşmişti. Biri onun kompartımanına yaklaşıyordu. Gözlerini kapıya dikerek içeriye giren kişiyi seçmeye çalışmıştı. Bu çocuğu tanıyordu. Üst sınıflardandı. Geçen yıl düello kulübünde bir numaraydı. İsmini hatırlamıyordu. Zaten pek hoşlandığı da söylenmezdi. Çocuk geçerek karşısına oturdu. Fazla pişkin bir karakteri vardı. Birden konuşmaya başladı. Adının Jacob olduğunu söylüyordu. Ve ondan bir cevap beklercesine Aaron'ın gözlerine bakıyordu. "Seni geçen yıl düello kulübünden tanıyorum.” dedikten sonra gülümseyerek Jacob'a baktı. Pek fazla ezik de görünmüyordu. Zaten pek dostu da yoktu. Gryffindor'lu olduğuna şaşırıyordu Aaron. Aslında Slytherin özelliklerini taşıyordu bu çocuk. “ Ee pek bir sessiz kaldık. Nelerden hoşlanırsın Jacob?” diyerek konuyu açmıştı. Jacob konuyu onun açtığına sevinmiş gibi bir hal takınıyordu.