Sabah bir çığlığın sesiyle uyandım. Erken kalkmış olan 2. sınıflar büyü denerken yine bir kaza çıkarmışlardı. Sabahın köründe beni rahatsız ettikleri için onlara kızacaktım ama sinirlerime hakim oldum. Hem yorgundum da... Sadece kötü bir bakış atmakla yetindim, bu da onları korkutmaya yetmişti. Yavaşça yüzümde az önce yaşanan olayın tebessümüyle yatağımdan kalkıp üstümü giyindim. Hala esneyerek Büyük Salon'a indim. Ders programını açıp baktığımda ilk dersin Biçim Değiştirme olduğunu gördüm. Zevkli bir dersti. Sonra kahvaltıma başladım. Yine çok yememiştim. Bana göre sabah yemek yemek mide bulandırıcıydı. İnsanın sabahları yemek isteyesi yoktu. Sadece portal suyumu içtim. Kahvaltımı bitirdiğimde yavaşça 1. kata çıktım. İçeriye girmeye çalışıyordum ama 6. sınıflar herkesi itekliyordu. Facianın geçmesini bekledim.
Sonunda bitince içeri girdim ve boş bir yere oturdum. Etrafta çok gürültü vardı. O anda profesör elini masaya vurdu önce gülümsedi sonra hemen gülümsemesi yok oldu. Ve normal bir ses tonuyla konuşmaya başladı “Evet yeni bir Hogwarts dönemine hoş geldiniz. Kendinizi iyi hazırlayın bu sene zor olacak.” dedi. Herkes buna memnun olmamış gibi davranmaya başladı. Benim de bunu pek memnun karşıladığım söylenemezdi doğrusu. Hangi öğrenci sevinirdi ki buna? Profesör sert bir şekilde “Çocuklar bu hafta size ilginç bir konudan bahsedeceğim. Animagus. Evet arkadaşlar animagus bir insanın genetiğinde bulunan farklı şeylerle hayvan formuna dönüşmesidir. Yani kolay bir şekilde anlatmak gerekirse insanın hayvan olması.” dedi. Bu konu ile ilgili genel bilgileri biliyordum ama ayrıntıya girmemiştim. Bu yüzden profesörü çok dikkatli dinlemiştim.
Profesörün genellikle konuşmanın ortalarında sesi daha yumuşuyordu. Ben olsam çok sert konuşurdum çünkü öğrencilerin bazıları çok ses çıkarıyordu. Bunların hepsini not ediyordum ve eksik bir şey var mı diye tekrar kontrol ediyordum. Sonra “Evet arkadaşlar dersimiz bitmiştir. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim ve ödeviniz Animaguslar hakkında geniş bir bilgi ednimek bunları parşömenlere geçirerek bana ulaştırmanızı istiyorum.” dedi. Yine dalıp gittiğim için ödevi anlayamamıştım, yanımdakinin parşömenine baktığımda ödevi ondan geçirdim. Birde kendime çalışkan diyordum. Büyü yapmamak beni hayal kırıklığına uğratmıştı ama fazla önemsemeden ödevimi düşünürek sınıftan çıktım.