Doris bakanlığa geldinde birazda meyvelerinde etkisiyle çok uykusu vardı ve koridorda yavaş adımlarla masasına doğru ilerledi. Masasına varar varmaz siyah masasının üzerindeki dosyaları kenara itip kafasını masanın üzerine koydu. Masa pek rahat deyildi ama Doris'in de çok uykusu vardı.
Doris uyuyordu... Hemde hormurdana homurdana..,son yarım saattir ağzı yarım karış açık vaziyette uyuyor üstünde vikleyen sineği bile umursamıyordu. Sarı sacları yüzünü örtmüş karman çorman olmuştu.
Kolunun kaşındığı hissetti ve onu kaşımak için öbür elini az ileriye attı. Böylece eli az ileri de duran kahve fincanına çarptı ve fincan önce tam önünde duran dosyalara çarptı ardındanda gürültüyle yere düştü ve kırıldı.
Korku dolu gözlerle yerinden geriye doğru fırladı Doris.Ve asasını çok da büyük olmayan odasının her bir noktasını tarıyacak şekilde gezdirdi. Siyah duvarlardaki göl manzaralı resimlerden bir kaç kuş tedirginlikle ona baktı. Ardından hızlı adımlarla masasının önünde duran deri koltukları geçip kapıyı açıp dışarıya göz gezdirdi.
Ama kolidorda olağan telaş dışında herşey normal görünüyordu.Kafasını kaşıyarak kapıyı kapattı ve masasına doğru yürümeye başladı rüya görmüş olmalıydı muhtemelen.Derken ayağının altında çıtırdayan cam kırıntısını hissetti ve yüksek sesle küfrederek masasına koştu.Uyurken kahveyi devirmiş bütün gece çalışıp hazıladığı dosyayı sakarlığı yüzünden maffetmişti.. Sinirle masasına bir tekme geçirdi ve kendini koltuğuna attarak söylenmeye başladı .
“Lanet!!!Lanet!!Kötü gün..Bugün kötü gün..!Kötü şans!!”
Sinirle eline aldığı dosyayı buruşturdu ve kapıya fırlattı ne yazikki o sırada kapı açılmış dosyada gelen kişinin suratına büyük bir hızla çarpmıştı.. Doris.. Sakar Doris.. Gene yapmıştı yapacağını. Koşar adımlarla bakanlıktar hızla uzaklaştı herkez ona bakıyordu çok utanç verici bi durumdaydı. Bakanlıktıtan çıktığında dinlenmek ve üzreindeki sitresi atmak için griffon'uyla beraber sisli göle doğru gitmeye başladılar..