James Harow

Bu sabah günün diğer muggle günlerinden bir gün gibi geçeceğini sanıyordum.Sabah kalktım yemeğimi yedim ve dışarıya arkadaşlarımla buluşmak için çıktım.Hepsi teker teker doğum günümü kutladı.Bu akşam benim on birinci yaş günümdü ve bu benim bütün heyecanımı arttırıyordu.Biraz futbol oynadıktan sonra herkes evlerine dağıldı.Bir tek sokakta kaldırım taşının üzerinde oturan ben kalmıştım.Aniden ağzında mektuba benzeyen bir şey ile birlikte önüme baykuş kondu.Benden korkmuyordu aksine bana yakınlık gösteriyordu.Etrafıma baktım benden başka kimse yoktu.Sanki o baykuşla birlikte hayat durmuştu.Yavaşça elimi ağzındaki mektup olduğu sandığım şeye doğru uzattım.Baykuşta elime verdi onu.Evet bu bir mektuptu.Üzerinde daha önce hiç duymadığım bir okul ismi yazıyordu.Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu.

Mektubu hemen anneme ve babama götürdüm.Onlarda bu mektubu ellerine alınca çok şaşırdılar ve bana mutlulukla sarıldılar.Bana şöyle söylüyorlardı:

-Yaşasın oğlumuz seçildi.Duydun mu Alfert bizim oğlumuz.

Bende mektubu ellerinden aldım ve okumaya başladım.''Sayın James Harow Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okuluna kabul edildiğinizi bildiririm.'' bu okuduğum satırlar bana yetmişti.Ben bir büyücü olmuştum.

Şimdi gerekenleri almaktı ama nasıldı.Mektubun devamında bunlar yazıyordu.Biraz yanında para da göndermişlerdi.Galion adında para birimi sanırım onların parasıydı.İlk önce asa alacaktım.Olivenders'a gittim.Garip bir adam çıktı karşıma ve hemen bana asaları gösterdi daha ilkinde asa beni seçmişti.Şimdi bir hayvanda sıra garip bir dükkana girdik.Baykuşlar,kurbağalar,yarasalar ve daha birbirinden farklı kuşlar böcekler.Ben ilk başta baykuşlardan hoşlanmıştım.Kömür sarısı bir baykuş seçtim kendime.Dükkan sahibi ona ad vermem gerektiğini söyledi bana.Bende aklımdan geçen ilk ismi verdim ona ''Har'' evet Har harika bir isimdi hemde soy ismimin kısa haliydi.Her şeyi tamamladıktan sonra zarfın içinden çıkan biletimi aldım ve gara gittim.Babam ve annem bana sürekli yardımcı oluyorlardı.Peron biraz Tuhaftı 9.3/4 numaralı perondu.Orada elinde baykuş olan bir çocuk gördüm.Yanına yaklaştım ve sordum:

-Hogwarts'a mı gidiyorsun?
-Evet.
-Nereden gideceğiz?
-Şu karşımızdaki onuncu ve dokuzuncu peronlar var ya onların arasında ki duvara hızlıca koş.
-Sağ ol.

Çocuğun bana tarif etti bir şekilde koştum.Gözlerimi kapadım ve açtığımda büyük kırmızı bir tren gördüm.İçeride bir çok insan vardı.Bende trene bindim ve yolculuğa başladım.İçimden söyle düşünüyordum:

-Bekle Hogwarts kaderin geliyor.