Ölüm Yiyen Olmak
Mıke'n ölüm yiyen olmasının tek sebebi anne ve babasının birer ölüm yiyen olmasıydı.Şu anda daha küçük olduğu için -16 yaşındaydı- kararını kendisinin vermesine izin yoktu.İzin olsa bile hangi çocuk anne ve babasına karşı savaşabilirdi ki? Bütün bu nedenlere rağmen kendini ispatlamalıydı.Bir ölüm yiyen olması için bunu hak etmesi (!) gerekiyordu.Sabah uyandığında bir hayli gergindi.
-Günaydın"dedi ve kahvaltıya oturdu.Malikanelerinde zaman aslında çabuk geçerdi.Yapılacak bir sürü şey vardı.Ama bugün bir türlü zaman geçmek bilmiyordu.Kahvaltısını bitirdiğinde gitme vakti gelmişti.
-Merak etme.dedi annesi. Her şey yoluna girecek.
İçinden 'ya ne demezsin' demek geçiyordu ama gülümsemekle yetindi.Yol boyunca ne yapacağını düşündü.Acaba nasıl bir testten geçecekti?.Bir savaşın ortasında mı bulacaktı kendini yoksa ıssız bir yerde tek başına mı?
Kendilerininkine benzer bir malikanenin önünde durdular.Kapıda onları asık suratlı, uzun boylu bir adam karşıladı.
Ne biçim bir yerdi burası böyle?
Neden etrafta hiç ses yoktu?
Bu soruları merak ediyor ama cevaplarını almaktan da korkuyordu.Genişçe bir salona doğru ilerlediler.Büyük bir masa etrafında dizilmiş 20-25 kadar insan vardı.Masanın başındaysa o vardı.Adı-anılmaması-gereken-kişi...
LORD VOLDEMORT
Bir an için kaçmayı ya da çığlık atmayı falan düşündü ama sonra burada olma nedeni aklına geldi.
-Hoşgeldiniz.Nasıl yeni evimizi beğendiniz mi?" dedi buz gibi bir sesle.Babam da cevap verdi.
-Bugün burada toplanmamızın başka bir nedeni küçük Mr.Malfoy'un kendini ispatlayacak olmasıdır.
Masadaki herkes bir an için beni süzmeye başladı.Burdan sağ çıkamayacağımdan korkmaya başlamıştım ki omzumda annemin elini hissettim.Bana hep güven vermiştir.
-Seni daha fazla bekletmeyeceğim.Aslında dürüst olmak gerekirse daha önemli işlerimiz var."dedi.Masadakilerden bazıları pis pis sırıttılar.Buradan gerçekten fazlasıyla zavallı görünüyorlardı.Yine de onlardan biriyle düello yapmak istemezdim.
-Luna yolu göster.
Esmer,orta boylu, aslında güzel sayılabilecek 25 yaşlarında bir kız beni başka bir odaya götürdü.Aslında annemde gelmek istemişti ama buna izin verilmedi.
-Evet.Ne yapacağını kendin çözmelisin.Görüşürüz.Tabi... sağ çıkabilirsen.
Nasıl bir cümleydi bu "Sağ çıkabilirsen.".Slytherin 5.sınıfındaydım.Bir adamla düello edebilirdim.Hogwarts'dan öncede annem babam ve öğretmenim Mr.Carter'dan ders almıştım.Yaşıma göre gayet iyiydim.En azından böyle umuyordum.
Bir süre hiç bir şey olmadı sonra birden ışıklar söndü.Etrafımdan bir tıslama sesi geldi.Bir değil 3 taneydi.
-Lumos"Aslında keşke odayı aydınlatmasaydım diyorum.3tane yılan sürüne sürüne üzerime doğru sonsürat geliyordu.Yok yok resmen uçuyordu ama ağır çekimde...
-Sersemlet.Bu nasıl bir şeydi böyle? Büyülerimden kıvrılarak kaçabiliyorlardı.Açıkçası yılanların bu kadar zeki yaratıklar olduğunu düşünmezdim.
-Pekala bunu siz istediniz.dememe fırsat kalmadan biri üzerime atıldı.Son anda yana kaydım.Sersemlememi fırsat bilen diğerleride bana doğru hamle yaptılar.
-Confringo!!
Yılanlardan biri ateşler içinde kül oldu.Bunu gören yılanlardan biri-artık eşi miydi neydi?-üzerime saldırdı ve ben, kötü bir biçimde yaraladı.O an yılana aklıma gelen tüm küfürleri saydım diyebilirim.Feci yaralanmıştım ki bir tane değildi ısırıklarım diğeride saldırıya geçmişti.Hiç şansım yoktu...
Aklıma bir fikir geldi.Yasak olabilirdi ama bu benim en sevdiğim büyüyüdü ki daha önce yapmıştım bunu.Hiç düşünmeden bağırdım:
-Imperio".Biliyorum en başta saçma gelecek ama bir yılana karşı ancak bir yılanla şansım olabilirdi.Ve büyü işe yaradı.
Yılan artık emirlerimi bekliyordu.Derhal saldırıya geçtim.İlk saldırım gayet başarılıydı.Ama sonrakilere yılan hazırlıklıydı.Boynundan kafasından her yerinden saldırmaya çalışıyordum ama geröekten çok darbe alıyordum.Ve zayof noktasına odaklandım:
Kuyruğuna...
Oraya ardı ardına saldırdım afallayan yılan ne yapacağını bilemedi ve panik oldu.Fırsattan istifade yılanı öldürdüm.Ama bir "B" planına ihtiyacım vardı.Elimde kendine gelmeye başlayan bir yılan vardı.
Asamı kafasına doğrulttum ve:
-Dawod
Yılanın kafası koptu ve ortalık kan gölüne döndü.
Başarmıştım...