Babasının orklar tarafından parçalara ayrılmış cansız bedenini Rohan'ın engin kırlarında gördüğünde daha sadece 14 yaşında, hayata tutunmaktan aciz bir delikanlıydı. Yerde yatan naaşı gördükçe ağlamak istiyordu fakat bulutlar onun ağlamasını istemiyordu. Aksine onun ağlamamaya yemin etmesini istiyordu. Bu yeminin aynı zamanda bir intikam yemini olacağını nereden bilebilirdi ki? Başını kaldırıp yüce gökyüzüne baktığında rengarenk yağmur tanelerinin arasında babasını görüyordu kendisini babasının mavi gözlerine bakmaya zorlayarak "Öcünü alacağım baba" diyebildi sadece.
Eomund oğlu Edmund 'un hikayesi böyle başladı. Tam 20 sene Orta Dünya'yı keşfetmek için kırdan kıra gitti ve Orta Dünya'daki her arazinin, her bölgenin bilgesi oldu. Hanlarda kalırdı. Kimse onunla konuşmazdı konuşamazdı. Gözlerini görünce çarpardı korkudan yürekleri. Boğazındaki kara lekeden dolayı ona Blackhole yani Kara Leke diyorlardı. Uzun boyluydu, uzun saçlı, geniş omuzluydu, gözleri Hüküm Dağının alevleri gibiydi. Kendi kendine konuştuğunu söylerlerdi ama o babasıyla konuşuyordu.
Rohan'a gitmesi gerekirdi, yeminini tutmak ve öcünü almak için, Karar verdi. Rohan' a at sürdü Edoras' a yollandı en sonunda Edoras' ı gördü fakat çok uzaktaydı. Edorası uzaktan görmek kolaydı çünkü geniş ve engin meraların tam ortasındaki tek tepeydi. Gece at sürmeye başladı şafakta Edoras'a vardı. Şehrin cümlekapısına gelmişti. Kapı çok görkemliydi. Ahşap değil myhtriltendi. Saatlerce kapıya baktı ardından görkemli surlara baktı, surlar yekpare taştandı. Göğe kadar yükseliyordu. Şehri alabilecek hiçbir gücün olamayacağını gösteriyordu. Surlara merdiven dayanamıyordu merdivenler kısa kalıyordu. Sur Nöbetçisi '' Yabancı içeri girecek misin? '' dedi öfkeli bir biçimde. Edmund bişey söylemedi sadece başını kaldırıp nöbetçiye baktı. Nöbetçi Edmund' un gözlerini görünce kapıyı açtırdı. Haşmetli ve büyük cümlekapısı gerinerek açıldı. Edmund yıllarca orta dünyayı gezdi elf ve cüce diyarlarında kolculuk yaptı fakat Edoras ona farklı gelmişti daha önce böyle sıcak ve mutlu bir yer görmemişti. Çünkü Burası Edoras 'tı Rohan Toprağı memleketiydi. Edmund içeri girdi geniş elli uzun boylu biri yanına varıp atını istedi Edmund bu adamın seyis olduğunu anladı. Atını teslim etti. Edoras' ın bir yanında kulübeye benzer evler vardı bu evlerin çatısına doğru uzanan iki at figürü vardı. Bu figürlerden her evde vardı.
Diğer yanda ise basamaklar göğe kadar yükselen basamaklar, basamaklar verdiği bilgelik ve yorgunlukla çatlamıştı. Dilleri olsa ağaçsakaldan çok şey anlatabilecek bilgisi vardı. Basamakların sonunda Rohan Kralının konağı, Eorl oğlu Brego'nun yaptırdığı Altın Konak vardı. Konağın her tarafı altındandı sütünları geniş ve uzundu. Çatısından göğe doğru bir at figürü vardı. Atın başı altındandı. Yapı çok haşmetli ve görkemliydi. En görkemli yeri kapısıydı. Kapısı demir efendileri cüce hükümdarlar tarafında yapılmıştı. Kapı mythrildendi. Kapı önünde nöbetçiler vardı. Edmund kafası yerde taş basamakları inceliyordu. Birden bir ses duyuldu ses şöyle diyordu '' Yabancı burası Rohan Konağı buraya elini kolunu sallayarak giremezsin adını söyle geçip geçemeyeceğine karar vereyim.'' dedi. Edmund bu sesi tanıyordu. Başını kaldırdı bu yüzüde tanıyordu. Bu Hama oğlu Fucond , Edmund' un çocukluk arkadaşıydı. Küçükken yeşil kırlarda tahta parçalarını kılıç gibi kullanarak oynadığı dostuydu. Şöyle dedi '' Selam sana At Efendisi görüyorum ki eski dostlarını unutuvermişsin ben Kolcu Blackhole gerçek adım Eomund oğlu Edmund'dur.'' Bunu duyan nöbetçinin gözlerinin içi gülüyordu. Kendini tutamadı ve Edmund' a sarıldı. Edmund ilk defa güldüğünü hisseti.
Nöbetçiye ''Dostum bu muhabbetimize akşam devam ederiz. Benim şu an
Yurt Hükümdarını görmem gerekir.'' Nöbetçi arkasını dönüp geniş avluda yürümeye başladı avlunun kenarlarında şimdiye kadar ki Rohan Krallarının heykelleri vardı. Nöbetçi '' Kralım Kolcu Eomund oğlu Edmund geldi. '' dedi. Kral geniş omuzlu ve uzun boyluydu ama yaşlıydı yerinden güçlükle kalkabiliyordu. Kral '' Bir kolcunun Konağa girip Kralla görüşmesi uygun mudur sence Fucond?'' Nöbetçi üzgünce dostuna bu haberi vermeye gidiyorken Kralın sesi geldi.'' Babası Eomund mu dedin?'' bir ses duyuldu asil bir ses '' Evet efendim. Silahtarınız ve Generaliniz Eomund' un oğluyum.'' dedi. Bu sesin sahibi Edmund' tu. Kral '' Eomund oğlu gel yiğit Rohan evladı.'' Dedi. Kral Edmund' u çok sevmişti yemeği aynı masada yediler kadehler altındandı fakat masa bir kral masası gibi değildi tahta eski ve uzun bir masaydı. Ama yemekler krallara yaraşırdı. Yemek sonunda Kral, Edmund' un hikayesini dinledi. Daha sonra Kral '' Evlat, baban ölmeden önce buraya geldiğinde bana sana söylemem için bir şey söyledi.'Eğer öcümü alacaksa Dunharrow'daki orkları dağıtsın.'dedi.'' Edmund '' Kralım size 5 yıl hizmet edeceğim ama bunun karşılığında sizden 2000 Rohirrim istiyorum.'' dedi. Kral kabul etmeyen gözlerle baktı ve şöyle dedi '' Babanın yüzü için sana ancak 1200 Atçan verebilirim'' dedi. Dışarıya çıktı ve gecenin o pürüzsüz nefesi işliyordu vücuduna, Sonra İthillien ' in hanımlarına taş çıkartan ve Elf kraliçeleriyle yarışacak güzelliği görmüştü. Asilliği aşka dönmüş, Gözlerindeki ateş aşkla yanıyordu. O gece Fucond' un evinde kalacaklardı. Fucond ' un evi düz bir köy eviydi. Etraf ahşaptandı ama sıcaktı. Birbirlerine gittiklerinden sonra neler olduğunu anlattılar. Sabaha kadar.
Şafakta Kral Edmund ' u Sur Nöbetçisi tayin etti. 2 yıl o görevde kaldı. Görevdeyken orklarla çarpışmaya giriyorlardı. 2 yıl da kapı nöbetçiliğinde kaldı. Burada ordu yönetimini gördü 1000 kişilik orduları yönetiyordu. 1 yıl da Kral koruması olarak görev yaptı. Kral nerede ise o oradaydı. Görevi bittikten sonra Kral sözünü tutmuş 1500 atlı hazırlamıştı. Edmund 300 kişinin fazla olduğunu gördü ve Funcond' un sesi geldi'' Seni bir daha kaybedemem'' dedi. Öğle vakti Kralın yanından süzülerek çıktı 1500 yiğit sürdüler atlarını yeşil Dunharrow ' a yaklaştıklarında dumanlar atıyordu, yeşil Dunharrow ' a geldiklerinde orkların bölgede olduğunu gördü. Burası Edmund 'un annesinin yaşadığı yerdi. Edmundun gözleri tekrar ateşle parlamaya başladı. Şu sözleri söyledi '' Kadınlarımızı ve annelerimizi korumak için , Şeref için , Namus için , Ölümee !!!!'' diye kükredi. Mızrağını kaldırdı. Ayın ışığı mızrağının ucunda parlıyordu. Sanki orkların üstüne bir ışık huzmesi geliyordu. Bağırdı '' Ölüme !!! '' bütün Atçanlar hep bir ağızdan ''Ölümeeeee!!!'' diye kükredi. Bu ses bütün Orta Dünya'yı sallamıştı. Köy temizlenmişti ama etraf kadın cesetleri ve küllerle kaplıydı. Betimlenemeyecek kadar kötü bir manzara. Daha sonra Edmund bir şey gördü. Sanki anlından biri onu vurmuş gibi yere düştü. Herkes geldi fakat o tek bir yere bakıyor. Fucond anlamıştı. Annesini görmüştü. Küllerin arasında alevlerin ortasında yere düşmüş bir beden. Annesi ona tek bir şey söyledi '' Ailen ve Rohan için savaş!!!!'' Sonra ak yüzlü hanım gözlerini kapattı. Edmund buna da dayandı. Ağlamadı. Sonraki gün şafakta annesinin üstüne son toprağı atıp Atlarını güneye sürdüler. Öncü olarak 500 süvari yollanmıştı. Peşine onlar da yola koyuldu ama O da ne !! geriye sadece 100 kişi gelmiş hepsi de hastaydı anlattıklarına göre 5000 kadarlardı. Fakat Buna rağmen Edmund korkmadı 1000 Atçanı ileri attı giderlerken. Ağaçların arasından sesler geldi. Edmund tam fark etti ork oklarınnın yaylardan çıktığı fark edildi.Edmund '' KALKANLAR!!!'' diye bağırdı. Etrafları sarılmıştı. Bu sefer tek şey söylediler '' Ölüme'' dediler ve denize atılan bir taştan sonra oluşan dalgalar gibiydiler her yana dağıldılar. Edmund zor da olsa savaşı kazanmıştı. Dostunu arıyordu yorgun gözleri. Bir asker '' Efendi Fucond yiğitçe savaştı 3 -4 ok atını devirmişti. Daha sonra orklar onu öldürdü.'' eliyle parçalanmış bir cesedi gösterdi çevirdiğinde dostunu görmüştü. Yine dayandı ağlamadı. Artık sözünü tutmuştu geri 800 adamıyla yola koyuldu Edoras' a yolda çetin savaşlar yaptı ve sonunda Edoras' a 300 atçan ve ağır yaralı bir komutan vardı.
Edoras' ta hasta ve yorgun bedeni 3 gün uykulu bir şekilde kaldı. Başında bir haberci vardı. Elinde bir kağıt . Kralın öldüğünü bildirdi. Kağıdı verdi. Kağıdı açtı kağıt eskiydi ama hala üzeri kalem tutabiliyordu şunlar yazılıydı '' Senin Baban benim üvey kardeşimdi bunu baban bilmezdi sadece ben bilirdim. Benim tahtımın varisi olmadığından tek sen kalıyorsun. Evlat sen artık Rohan Kralısın. Dışarı koştu bu kez ağlıyordu. Daha fazla dayanamadı. Kapıdan çıktı bir ses duyuldu. '' Rohan Kralı Eomund oğlu Edmund Blackhole ' ü selamlayın.'' dedi, Kapı nöbetçisi. Edmund havada 4 suret gördü biri Anduin Nehri gibi berrak ve mavi gözlü babası, Diğeri Gökyüzü gibi parlak suratlı annesi ve ölüme meydan okuyan bakışlarıyla dostu, son olarak ta yüzünden bilgelik akan kralı, bu onları son görüşüydü. Daha sonra Fucond' un kız kardeşi Marvelle ile evlenir. Kral olduğunda 40 yaşındadır. 80 yıl Rohanı adalet içinde yönetti. 80 yıl bolluk bereket içinde yaşadılar daha sonra tahtı oğlu Arthur ' a bırakıp eşi ile bir tepede yan yana hayata gözlerini yumarlar. Böylece biter Rohan Kralı Eomund oğlu Edmund Blackhole 'un hikayesi...