Ad - Soyad: Logan Bradley Johson
Kişisel Özellikleri:İyilik timsali olan kızlardan nefret eder.Herzaman kötülüğün tarafındadır asla aksini düşünmez.Violet'in abisidir.Slytherin'li olmak için doğmuştur.Hayat felsefesi''Ölüm ve öldürmek de birer hobidir''.Kızlarla arası iyidir genelde peşinden koşturandır.Zekidir bütün Slytherin'liler gibi kötülüğe kullanır.
Fiziksel Özellikleri:Simsiyah saçları vardır.Gözleri gridir.Çok uzun bir boya sahiptir.Kaslı bir vücudu vardır.Sportmendir.
Aile Geçmişi: Violet Lynn Punchester ile aynı.(Gerçek de kız kardeşim)
RP Örneği:
Can sıkıntısı.. Doğum günlerinden her zaman nefret etmiştir. Nedeni ise tanıdığı, tanımadığı bütün insanlar bir arada toplanıp, bir ağızdan ‘İyiki doğdun..’ diye bağırması. Babasının ve annesinin tanımadığı arkadaşları ve onların çocukları. Hepsi evlerine doluşmuş, koyu bir sohbet içerisinde etrafı gözetliyorlardı. Samaire ise yüzünde boş bir ifade ile bir kenarda oturmuş etrafa bakınıyordu. Büyük annesi, mutfakta son hazırlıkları yapıyordu. Neden bunu bu kadar çok önemsiyorlardı. Kutlama yetmiyormuş gibi birde süslü püslü kıyafetler giymek zorunda kalıyordu. Bu daha da çekilmez birşeydi. Kendisini kontrol etmeye uğraşıyordu. Etrafta kendini beyenmiş birçok kız varken bu imkânsız gibi görünüyordu. Sanki bu kutlamanın sebebi onlarmış gibi görünüyordu. Herşeyde ön planda olmaya bayılıyorlardı.
Kıyafetleri ise miğde bulandırıcı bir şekilde iğrenç görünüyordu. Evin içi tuhat süslerle çevrilmişti. Işık çok garipti. Herkesin gölgesi ortadaydı. Bu kızlar biraz daha bu şekilde davranırlarsa, büyük annesine gidip, onların gölgelerini birbirine dolandırması için yalvaracaktı.
Korktuğu başına geliyordu. Pasta gelmişti. Herkes heyecanla pastanın etrafını sarmış devasa pastaya bakıyorlardı. Pastyı doğum günü çocuğu olmadan kesmeye başlayacakalrmış gibiydi. Bu Samaire’yi rahatsız etmezdi. Eğer bunu yaparlarsa onlara minnetkar kalırdı. Ama umduğu gibi olmadı. Annesi kendisini çağırıyordu. Homurdanarak annesinin yanına gitti. Patanın üzerinde sayamadığı kadar çok mum vardı. Bunu yapmaktan nefret ediyordu. Ama yapmak zorundaydı.
Ciğerlerini havayla doldurdu. Tam içindeki havayı pastaya boşaltacağı sırada, o kendisini beyenmiş.
Fazlasıyla süslü, kendisini bir şey sanan kız konuşmaya başladı. “Ah.. Samaire istersen mumları üflemeden önce bir dilek tut.” Bu neden bahsediyordu böyle. Bir insan nasıl bu şekilde çekilmez olabiliyordu. Başımı onaylarcasına salladım. Fakat kız susmak bilmiyordu. “İstersen sana dileğin hakkında yardımcı olayım.. Mesela gücünün olması için bir dilek tutabilirsin.”Diyerek bir kahkaha patlattı. Bu son söylediği Samaire’yi çıldırtmıştı. Annesi o kızın gücünü emmiş gibi görünüyordu. Samaire’ye bir şey yapmasından korkuyordu. Babası ise kaşlarını çatmış, o kıza bakıyordu. Büyük annesi elini kaldırmış tam birşeyler yapacağı sırada, Samaire öfke ile kızın yanına gitti. Kızın gölgesi şimdi Samaire’nin altındaydı. Kız geriye gitmeye çalışıyor ama başaramıyordu. Bunu gören büyük annesi ufak bir çığlık attı. “Tatlım, benim gücüme sahipsin.. Gölge kontrolü.” Büyük annesinin söylediklerini duyunca, ayaklarının altına baktı. Ardından sinsice gülümseyerek karşısında duran kıza. Ayağı ile gölgesine çelme taktığında kız yere yığıldı. Bunun üzerine Samaire bir kahkaha attı ve büyük annesine sarıldı. Bu geçirdiği en güzel doğum günüydü.
Güneş kendisini uyandırmadan önce büyük annesi odasında Samaire'yi uyandırma çabaları içerisindeydi. Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamıyordu. Gözlerini hafifçe aralayarak saate baktı. Saat daha 6'ydı. Büyük annesi bu saatte ne yapmayı planlıyor olabilirdi ki. Üzerindeki yorganı bir çırpıda açmış, kendisini yataktan kaldırmaya zorluyordu. "Büyük anne, ne yapmaya çalışıyorsun?" yataktan yavaş bir şekilde kalktı ve büyük annesinin kendisine verdiği kıyafetleri giymeye başladı. "Seninle çalışmamız lazım. Sana güçlerini nasıl kontrol edeceğini öğretmeliyim. İlk öncelikle gölgeleri hareket ettirmeye öğreneceksin." diyerek Samaire'yi bahçeye sürükledi. Eğitimler 1 ay sürdü. Samaire ise güçlerini daha iyi kontrol edebiliyordu. Gölgeden yeni bir adam bile yaratmayı öğrenmişti. Kendisini hazır hissediyordu.
Tüm zorluklara karşı durabilecek kadar. Büyük annesi evine dönmeden önce, kendisine öğrettikelrini hergün çalışmasını tembihlemişti. Ardından kendisine aile yadigarı olan bir bileklik verdi. Bu bileklik, gölge kontrolü gücüne sahip olan kişilere veriliyormuş. Samaire siyah taşlarla süslenmiş bilekliği hiç çıkarmamak üzere bileğine taktıktan sonra büyük annesinin öğrettiklerini çalışmaya başladı.