Kristen Stewart
Gerçek İsim : Lynn Mesaj Sayısı : 547 Kayıt tarihi : 16/08/10 Yaş : 31 Lakap : Hel,Helly,Elly,Elena,Vio,Lena,Queen H.
| Konu: Kompartman IV C.tesi Ağus. 21, 2010 8:31 pm | |
| ‘’Violet,uyanma zamanı okula gitmelisin herhalde treni kaçırmak istemezsin’’dedi bir ses.
Violet gözlerini araladı bunu söyleyenin babası olduğunu ancak bir rüya olmadığını anladı,yatağından hemen kalktı.Okullar açılıyordu ve Violet biraz daha gecikirse emindiki treni kaçıracaktı ve geçen yıllardan dolayı trenin ne kadar dakik olduğunu adı gibi biliyordu.Violet’in babası aşağı inerken;
‘’Küçük hanım,kahvaltı etmeden kompartmana gitmeyi umarım düşünmüyorsundur hizmetçi senin kahvaltını hazırladı çünkü.’’
Violet okula geç kalmamak için elinden geleni yapmaya hazırdı,eğer babasına cevap vermeye kalkarsa ardı arkası kesilmeyecekti konuşmanın.Üstüne koyu yeşil bir mini etek ve beyaz bir gömlek üstüne yine koyu yeşil bir kravat üstüne geçirmişti hemen.Violet saça başa,giyime kuşama çok önem verirdi her ne kadar geç kalacak olsa da...Violet aceleyle aynanın karşısına geçti saçlarına baktı kesinlikle çok karışık ve dağınık görünüyorlardı.Violet hızlıca saçlarına fön çekti,saçları açık olunca çok güzel duruyordu bunu ona çevresindeki bütün insanlar defalarca söylemişlerdi.Geçen sene Krystal ile beraber aldıkları arkadaşlık kolyesini takmayı ihmal etmemişti.Saçlarına baktı güzel duruyordu ancak sanki birşey eksikti Violet hemen fark etti,açık saçı mutlaka kıyafete uygun renkte bir taçla süslemeliydi.Şimdi vakti yoktu çünkü Violet tam tamına oniki bavulla gidiyordu,abarttığının farkındaydı ama her Hogwarts’a gidişinde hiçbirşeyi diğer arkadaşları gibi unutmuş olmak istemiyordu bu yüzden de en az dokuz çantayla gidiyordu...
‘’Bay Skoll ,bavullarımı aşağı indirir misiniz?’’ dedi şöföre bakarak.
Şöför hızlı adımlarla merdivenden Violet’in odasına çıktı bavulları üçer üçer aldığı için zaman kaybı oluyordu ama onun işide zordu bu yüzden Violet söylenmemeye karar verdi.Violet de şimdi hızlı adımlarla kahvaltı odasının olduğu bölüme doğru merdivenlerden indi.Punchester’lerın evi çok lüks ve kesinlikle bir saray olarak adlandırılabilinirdi.Violet kahvaltı odasına ulaştı ve hemen babasına en uzak olan sandalyeye oturdu.Babası gülümseyerek;
‘’Bu sene senden tam bir Slytherin’li gibi davranmanı bekliyoruz Violet,bizi hayal kırıklığına uğratma sakın’’dedi.
Violet babasının anlamsız mimiklerine sinir olurdu babası da bunu bildiği için sık sık bu sahte mimik maskesini yapıştırırdı suratına.
‘’Elimden geleni yapacağım’’dedi Violet umut vaadeden bir ses tonu takınarak.
‘’Bu sene elinden gelenin fazlasına ihtiyacın var ayrıca bu sene Essie ile kavga etmenizi istemiyorum biliyorsun aile dostumuz.’’
Violet artık resmen yumruklarını sıkıyordu o Essie denen iyilik meleğiyle ne işi olabilirdi onunla kavga etmekten başka? Aile dostumuz olmaları onlar için büyük bir şanstı eğer olmasalardı Violet’den çekeceği vardı çünkü Violet yaklaşık beş seneden beri kimseye o yüzünü göstermiyordu gören kişi olursa zaten sonu ya okuldan ayrılmak ya da sınıf değiştirmek oluyordu.Violet’in babası;
‘’Bay Skoll sana trene binene kadar eşlik edecek zaten şimdi çıkarsanız son beş dakikaya yetişirsiniz.’’dedi.
Violet başını tamam dercesine sallamıştı ama bu kadar zengin olmak istemiyordu aslında bununla hava atmak zaman zaman eğlenceli olabiliyordu ancak çoğu zaman boğucu oluyordu özellikle de şu şöför hizmetçi saçmalıkları...Bay Skoll,Violet’in yanına geldi;
‘’İsterseniz artık gidelim efendim’’dedi.
Violet yine onaylarcasına başını salladı ve ardından sandalyesini düzeltip kapıya yöneldi.Bay Skoll gerekli herşeyi yapmıştı limuzinin bagajı büyük olmasına karşın zar zor sığmıştı Violet’in bütün bavulları.Yol kısa sürdü kompartmana geldiklerinde Violet utançtan yerin dibine girmek istedi çünkü şöförle gelen sadece o vardı ve geriye kalan herkes bavullarını kendisi taşıyordu.Gözleriyle Krystal’i aradı ama onu göremedi.Başını diğer tarafa çevirdi ve birden o Essie denen kızı gördü.Gün Violet için yeteri kadar boğuk başlamıştı gittikçe de kötüye gidiyordu.İşin kötü tarafı Essie,bay Skoll’u tanıyordu umarım onunla konuşmaz diye düşündü Violet çünkü eğer konuşurlarsa bir şekilde Violet unutulacaktı ve en sinir olduğu şeydi bu herzaman ön planda olmak zorundaydı Violet.Şansı vardıki tren çok bekletmeden gelmiş,durmuş ve şimdi kapılarını açmıştı.Bay Skoll görevlilere bavulları bir bir teslim ederken Violet arkalarında oluşan kuyruğu görmezden gelmeye çalıştı.Essie de hemen arkasındaydı.Bindiğinde hemen boş yer buldu ve oraya geçti içerisinde kimse yoktu bu bölmenin Violet rahatladı tek başına yolculuk etmeye bayılırdı.Tam bacaklarını yanındaki koltuğa uzatacakken birden kapı açıldı.Violet hemen düzgün kız pozu aldı ama kapıdaki kişyi görünce şokdan da öte resmen kısa bir kriz geçirdi Essie kapıdaydı en nefret ettiği iyilik meleği Gryffindor’lu kız!Şimdi ne yapacaktı emindiki başka bölüm yoktu çünkü Essie de Violet’e bayılmıyordu başka bir yer bulsa oraya kesinlikle otururdu.Herneyse kız da Violet’in karşısına oturdu.Violet ‘belki kızı yanlış yargılıyorum iyi adavranmam gerekebilir’ diye düşündü hemen ardından da ‘kendine gel Violet o sadece bir rakip,bir düşman ayrıca bulanıklardan da bir farkı yok’diyordu.Violet en iyisi tepki vermeyeyim derken aniden;
‘’Selam Violet‘’ dedi Essie,Violet ile göz teması kurmaya çalışıyormuş gibi yaparak.
Violet ne diyeceğini bilememişti kızın gözlerimi kör olmuştu yoksa beni kendi binasından bir Violet ile mi karıştırıyordu diye düşündü Violet.Ancak sorun şuyduki Violet’den başka Violet ismine sahip tek bir kişi bile yoktu Hogwarts’da...Violet de ben bir Slytherin’liyim ve nezaket gösteremem diye düşündü ve cevap vermeme kararı aldı tekrar düşüncelerini bölen bir ses;
‘’Selam Violet! ‘’ diye tekrarladı.
Fakat bu sefer ses tonu ‘beni duymadın mı duymadıysan tekrar daha yüksek bir sesle tekrar edeyim’ tarzıydı.Violet baya şaşırmıştı en azından o da ‘selam’dese ama adını telaffuz etmese daha iyi olacaktı.
‘’Selam ‘’ dedi Violet de istemeye istemeye.
Kız tatmin edilmiş görünüyordu.Violet bu kızın gerçekten onbin parçalı bir puzzle’a benzediğini düşündü çünkü çözülemiyordu bir gün öyle bir gün böyleydi enteresandı nasılsa Violet’in karşısına düzgün biri bir kez olsun çıkmamıştı alışkındı...Etrafa baktı yan bölümde Adrian ile Andreanne vardı Violet ‘ne kadar mutlular iki Slyherin yanyanalar.Bir de bize bakın bir Gryffindor bir Slyherin herhalde en fazla bu kadar zıt gruplar aynı bölümde olurlardı’Violet başını cama dayadı bir süre etrafı seyrettikten sonra göz kapaklarının ağırlaştığını fark etti.Uykusunu bıçak gibi delen bir seski bu ses Essie’nindi.Ona; | |
|