Louis McGrount Ravenclaw III. Sınıf
Gerçek İsim : Çağrı (İsmin ne önemi var ki?) Mesaj Sayısı : 60 Kayıt tarihi : 07/04/10 Yaş : 29 Lakap : Lo,Loui
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (75/100) Patronus:
| Konu: Louis McGrount Paz Tem. 18, 2010 7:57 pm | |
| Adı: Louis McGrount Yaşı: 22 Doğum Tarihi: 22 Şubat 1991 Uyruk: İngiliz Kişisel Özellikleri: Yapısı gereği biraz sert gözüksede aslında yumuşak ve sevecendir. Yaşına göre olgun, disiplinli ve düzenlidir. Zekası onu daima başarıya götürmüştür. Cesurdur ancak başkaları için kendini tehlikeye atmaz. Meraklı değildir. Sessiz ve sakindir. Adaletli ve saf olması zaman zaman arkadaşları tarafından alay edilmesine sebep olmuştur. Hırslıdır, havalıdır.. 8 yaşına kadar Mugglelarla iç içe yaşayan Louis Muggleların hep zararsız olduğunu düşünmüştür. Ancak 6 yaşında ki erkek kardeşi Muggleların çıkardığı nedenini bilmediği bir yangında hayatını kaybettiğinde daha 8 yaşındaydı ve o günden beri Mugglelardan nefret etmeye başladı. Hayvanlara karşı sonsuz bir sevgisi vardır. Bitkilere karşı olan merak duygusu onu bitkiler konusunda uzman yapmıştır. Fiziksel Özellikleri: Uzun boylu, zayıf ve incedir. Sarıya çalan saçları koyu yeşil gözleriyle uyum içindedir. Kumral teni ve muhteşem gülüşü ile o daima havalıdır. İstediği Meslek: Bitki Bilim Profesörlüğü Neden bu Meslek? Bitkilere karşı olan merakımı meraklı öğrencilerle paylaşmak istiyorum. Örnek bir Roleplay: Etrafa bakındı Louis. Burası ona tanıdık geliyordu. Ruhundan, canından bir parça gibiydi sanki burası. Ama burayı tanımlayacak kelime bulamıyordu. Dili sanki tutulmuştu, diyecek söz bulamıyordu. Karşısındaki bu güzel bayan ona tanıdık geliyordu. Yüzü melekleri andıran bir güzelliğe sahipti ve Louis bu güzelliği daha önce görmüştü. Yoksa bu sade güzellik ona niye bu kadar çekici gelsin ki.
Etrafı ağaçlarla kaplı yeşillik bir arazi ve karşısında da dünyalar güzeli bir kız vardı. Her şey ona o kadar tanıdık geliyordu ki kelimeler boğazında tıkanmıştı. Karşısında ki güzelliğe bakarak yutkundu, derin bir nefes aldı. O anda hatırladı, buraya daha önce rüyasında gelmişti. Aynı yer, aynı kız. Bunları daha önce yaşamıştı.
Konuşmak istiyordu Louis. Ancak buna cesaret edemiyordu. Kızda ilk adımı ondan bekliyordu sanırım. Louis bir kere daha yutkundu ve ilk dediği söz şapşalca ama kendine göre mantıklı bir soru oldu;
‘’ Merhaba! Buraya daha önce gelmiş miydik?’’ dedi gülümseyerek.
‘’Hayır, sanmıyorum.’’
‘’Öylemi! O halde sizi rüyamda gördüm. Peki, rüyalarımı süsleyen bu güzel bayan bana adını söyleyebilir mi acaba?’’
Kız gülümsedi ancak yanıt vermedi. Louis her zaman yaptığı gibi burada da tatlı dilini kullanmıştı. Ancak bu tatlı dil burada pek işe yaramamıştı anlaşılan.
Louis hala rüyadaydı sanki. Karşısında ki güzel bayan ona bakıp gülümsüyordu. Louis hoşlandığı bu bayanın adını hala öğrenememiş olmasına rağmen halinden oldukça memnundu. Aralarında garip bir bağ oluşmuştu. Ancak bu aşk değildi. Louis buna emindi. Çünkü aşk öyle basit bir şey olamazdı. İlk görüşte aşka inanan biri değildi zaten Louis. Louis’e göre aşk zamanla oluşan bir duyguydu.
Rüzgârın serinliği Louis’in ensesine hafif hafif değerken, kız kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Louis ne olduğunu sormak için kıza biraz yaklaştı ancak kızı ürkütmekten korkuyordu bu yüzden yavaşça yaklaştı ve kulağına fısıldayarak;
‘’ Bir şey mi oldu? Daha demin dediklerini duyamadım da.’’
‘’ Boş ver.’’ dedi kız dudağını bükerek.
‘’ Pekâlâ, ancak bana hala adınızı söylemediniz.’’
‘’Nasıl olsa öğreneceksin hem ben ilk önce seni tanımak isterim sen istemez misin?’’
Louis bu kızı gerçekten ilginç bulmuştu. Tuhaf olmasına rağmen kız gerçekten çok güzeldi. Kızın parlak sarı saçları omuzlarına kadar dökülüyor ve rengi güneşle uyum sağlıyordu. Parlak mavi gözleri ise belki de kızın en can alıcı noktasıydı. Onlara bakarken Louis uzaklara dalıyordu, kendini denizin uçsuz bucaksız özgürlüğünü seyrediyor gibi hissediyordu. Louis yine söyleyecek kelime bulamadı. Kızla o kadar yakınlardı ki her an kızı dudağından öpebilirdi.
Louis salyalarına hâkim olmaya çalışıyordu. Ancak bu pek de mümkün değildi. Kız öyle şaşkın şaşkın ona bakarken, tepkisiz kalamadı Louis. Bir anda kızın o masum dudağına ufak bir öpücük kondurdu, sonra kendini yavaşça geri çekti. Bunu yapmaması gerekiyordu biliyordu. Ama dayanamamıştı işte.
Louis utanarak başını kaldırdı ve kızın alev alev yanan mas mavi gözlerine baktı. Anlaşılan çok sinirlenmişti. Ama bir şey de söylemiyordu, belki de söyleyemiyordu. Kız mavi gözlerini yere devirdi ve ardından hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp gitti. Louis şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. Kendini garip hissediyordu. Midesi bulanıyordu. Az önce yaptığı şeyden dolayı kendini kolay kolay affetmeyecekti.
Tanımadığı bir kızı öpmüştü! Bundan daha kötüsü olabilir miydi? Tam da Louis böyle düşünürken gerip bir ses kulağına çalındı;
‘’İmdat!’’
Bu ses az önce öptüğü güzel kızın sesiydi. Louis sesi duyar duymaz, sesin geldiği yere doğru koşarak ormandan uzaklaştı. Belki de Louis az önce sinirlendirdiği kızın kahramanı olacaktı. Kim bilir? Belki de yeni bir aşk başlamıştır…
*Daha önceden yazdığım bir Rp olduğu için biraz kısa. İsterseniz değiştirebilirim. | |
|
Valeria Nerissa Wesley Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Gerçek İsim : Ebru. Mesaj Sayısı : 1504 Kayıt tarihi : 13/09/09 Yaş : 30
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Beyaz Leopar
| Konu: Geri: Louis McGrount Paz Tem. 18, 2010 8:34 pm | |
| | |
|