atakuleden at beni, in aşşa tut beni

Anın tadını çıkarmaya tam hazırlanırken birden ortaya çıkan ses karşısında korkuyla arkasını döndü Audrey. Karşısında gördüğü tanıdık Slytherin siması karşısında rahatlamıştı. Gülerek elindekinden bir parça da ona uzattı. "Üzümünü ye bağını sorma kardeş" Zaten getirmesi zor olmuştu, bir de yakalanacak kadar dolanmak istemiyordu burada bununla.

Kafası güzeldi. Baya güzeldi. OLUM RESMEN KAFASI HARİKAYDI LAN. Uzaklardan gelen bi bağırış kafasının neredeyse ayılmasını sağlayacak olduysa da bir parça daha çekti. Harika bi şeydi bu be. Başı dönüyor, dünya dönüyordu resmen. "Harika bi-" Cümlesini bitirdiğini sanıyordu ama bitirememişti beceriksiz. Napsındı kafası güzeldi abi kızın.

"Ver abi ver uzat ben de merak ediyorum nasılmış bu" İçine çekmeye başladığı anda anırırcasına kahkaha atmaya başladı ve içindeki pislikleri ortaya döktü cadı. Gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi bir ara şaşı gibi olmuştu. Gülmeye devam ediyordu ve "Lan daha önce niye hiç söylemediniz lan bu güzelliği baa?!" dedi ve defalarca içine çekmeye devam etti. AHAHAHAHAH LAN MÜDÜRE DE İÇİREK Mİ ŞU MERETİ!" dedi ve muhteşem kafasıyla şarkısına devam etti "ZULALA ZULALA BONZAAAYİİİİ ANGARANIN BAĞLARI PATLAAAYEEEEİİİ"

Bağırarak fazlasıyla ses çıkaran cadıyı omuzlarından tutup hızla yere oturttu. Ağzını da eliyle kapadı cadı kendisine gelene kadar. Yakalanmaya niyeti yoktu. Hele müdüre içirmek falan... Bu kız manyaktı, yapar mı yapardı valla. "Şşş kendine gel. Yakalanmak istemiyoruz." Andro'ya döndü ardından. Çoktan kendinden geçmiş gibiydi. "Sen de yardım etsene be, suç bize kalacak yoksa"

"Neyine yardım edicem ya-" devamını düşündü bi an cümlenin. Ne diyecekti ki. Heh buldu. "ANKASINA ÇEKTİRELİM BENCE." Hayvanında şu kaç asırlık ömründe bi gün kafası güzel olsundu değil mi? Ayağa kalkmaya çalışsa da bir daha düştüğünde histerik bir kahkaha attı. Ne güzel şeydi bu bonzai be. MİLLET EĞLENMEYİ BİLSİNDİ ÖNCE. "Bununla köşeyi döneriz- pazarlarsak- aman neyse. Hadi hadi devam."

Tükürükle tiksinerek elini çekti kızın ağzından. Normal bir günde gelsin canını yesindi; ama uçmuş kafayla valla manyaktı bu kadın. Üzerine doğru yürüyen şaşı kıza kahkaha atıp elini burnuna götürdü ve nanik yaptı. Hızla koşarak kızın elinden bonzaisini aldı ve derin bir nefes çekti. Uzun bir çekişin ardından deli gibi bir kahkaha patlatmıştı. Hafif zıplayıp elini şaplattıktan sonra kızlara şöyle bir baktı. "Eee ankası nerdedir dersiniz?"

İşte eğlenceli kısma gelmişlerdi. "Ooolum nası yürüyosunuz lan?" Bakışlarını ayakta kovalaşan kızlara çevirdi. Biraz daha zorlasaydı iki taş yunan tanrısı olarak görebilirdi onları. SAHİ ŞİMDİ BURDA OLAYDILAR, BU KAFAYA İYİ GELİRLERDİ BE. Yeni sevgilisinden bir nefes daha çekerken neşeli bir kıkırtı kaçtı dudaklarından. "Hadi şu hayvanı bulalım. SIKIYSA ŞİMDİ YANIP DİRİLSİN." Saçma bir hiddet sarmıştı vücudunu. Noluyodu la- En sonunda yere yıkılıp derin bir nefes almıştı. DÜNYA NE GÜZEL DÖNÜYOSUN BE.

"Öff ne çabuk bittiniz be" dedi ve koşarak yanlarından ayrıldı. Başı dönse de ayakları ona hizmeti sürdürüyordu. Kafası güzelken hızlı koşabildiğini de fark etmişti böylece. Birkaç dakika içinde büyük merdivenin önüne geldi. "Ateş viskisi" Merdiveven dönerek yükselirken "AYYAŞ HERİF" diye bağırdı kahkaha atarak. Hızla merdivenden çıktı ve kuşun asaletiyle durduğu yere koştu. "Selam kuş. Seni eğlendirmeye götürüyorum." Efsanevi anka kuşunu tavlaymış gibi koltuk altına alıp hızla bonzailerin yanına dönmüştü. Tam ortalarına kuşu koyup "Hadi biraz paylaşımcı olalım" dedi sırıtarak. Ve o kadar dayanmanın sonunda küt diye yere düştü.

"OLUM HARİKASIN BE." Kuşun tüylerini hafifçe okşayıp kıkırdadı. Kafası iyi bir ankayı ilk kez görecekti doğrusu. Ne eğlenceydi ama. "Şimdi bizimle eğleneceksin tatlı şey." Elindeki tozdan biraz kuşun önüne döküp çekmesini emretse de bir şey olmamış, kaşlarını çattı. "DİNLESENE BE SALAK MISIN?" Hala değişiklik yoktu. Ulan müdüre acıyordu resmen ne salak hayvandı bu. "AL AQ AL." Yerdeki tozu kuşun kafasından dökse de bir değişiklik yok, surat astı. "Bu bilmiyo lan eğlenmeyi."

"Ejderha lazım kardeşlerim RTE OLSAYDI EJDERHAMIZ OLURDU KEŞKE HOGWARTSA DA O ATANSA." dedi ve göğsü kabardı. Adeta gözleri aşkla dolmuştu. O da bir kıldı, adeta göt kılıydı. "HÜLOOOOĞ" diye bağırarak anka kuşunun üzerine çullandı ve kuşun gagasını zorlayarak ağzına bonzaiyi soktu. Kuşi neredeyse ölecekti fakat Lynette'in umurunda bile değildi. "Oğlum iç işte lan, uçucan lan bak çok güzel uçuyom ben" dedi ve elleriyle kanat hareketleri yaptı.

RTE ismini duyar duymaz ayağa kalkıp saygı duruşuna geçti ve elini ileri uzattı düz bir şekilde. Bağırarak "HEIL HITLER" dedi ve tekrar yerine oturdu. Bonzai iyice kafasını uçurmuştu. Lyn'i itti ve kuşun önüne geçti. Gözünü kuşun gözünün ucuna getirdi hemen. "Bak kardeş, içmezsen bu salaklar seni boğacak. Yutkun ve bu güzel hayatın tadını çıkar. Bir daha mı gelcez düny-" Durup kıkırdadı. "Tamam tamam sen boşver beni."

"ERDOĞAN KILIYIK! Dur lan bu böyle de-" Cümlesini tamamlayamadan kıkırdamaya başladı. Hayvan bugün buradan sağ kurtulamayacaktı. En azından ölmeden güzel bir kafa yaşamış, cidden uçmuş olacaktı. KENDİSİ DE UÇUYORDU. GÖKYÜZÜNDE YALNIZ GEZEN YILDIZLARDAN BİRİ OLMUŞTU. Bununla ilgili bi şarkı yazması gerektiğini düşündü. Ve birkaç saniye sonra ne düşündüğünü bile unutarak boş boş ankanın çırpınmasını izledi.

"AhAHAHAHAHAhahahahahahaAHAHAHAH GÖZLERİMİN ÖNÜNDE BİRBİRLERİNE BONZAİ İÇİRİYOLAR, BEN SADECE İZLİYORUM, ÖLÜYORUM ANLIYOR MUSUN!" dedive Audrey'nin yakasına yapıştı sarsmaya başladı "ANDRO BİR NEFESTE SOLAN ÇİÇEK PEKİ YA LYNETTE?!" dedi ve kıkırdayarak kendini yere attı. Bir seksen uzandığı taşlarda dönmeye başladı ve sürüne sürüne tozların içinde yuvarlak çizdi. "O kuş benim oğlum bırakın kuşu." dedi ve kuşun çırpınışlarına aldanmayarak bir güzel boynunu sıktı kuş çırpındıkça sıkıyordu. "Lan ne güzel bi şeysin sen be."