Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 Shawn Farrell ~~ Değişim

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Shawn Farrell

Shawn Farrell


Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 09/05/10
Lakap : Pilot, Shaw

Shawn Farrell ~~ Değişim Empty
MesajKonu: Shawn Farrell ~~ Değişim   Shawn Farrell ~~ Değişim Icon_minitimeCuma Ağus. 20, 2010 10:13 pm

5 Yıl Önce...


Yeşillikler içinde son sözü söylerken gözlerinden akan yaşı durduramıyordu. Ayrılık. Zamanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyordu. Gözleri sırılsıklam olmuştu ondan uzaklaşırken. Son bir kez sarılıp uzaklaştıktan sonra asasını eline alıp kendini öldürmeyi düşündü. Her ne kadar saçma bir fikir olsa da şu an çok mantıklı gelmekteydi. Bir süre köşedeki ağacın altında oturdu. Düşünceler kafasında bir çember oluşturmuş, her saniyede başka bir görüntü beynine naklediliyordu. Avis büyüsünün gerçekleştirdiği kuşlar gibiydi bu da. Kafasının etrafında çember şeklini alıp dönen düşünceler. Gözlerini bir saniyeliğine kapadı. Ve astral dünyasında yolculuğa çıktı. Bembeyaz bir boşluktaydı. Hiçbir etken yoktu. Havada beyaz boşlukta süzülüyordu. Her tarafı bembeyazdı. Anıları bu evrene de girmeyi başarmıştı. Kendini yaşadığı anıların içinde buluyor, bir anıdan ötekine atlarken oldukça acı duyuyordu. Anılar onun kalbine yeniden bıçak gibi saplanırken son anıya ulaşmıştı. Gözlerinden ikinci kez yaş boşalırken ayrılışını yeniden izledi. Bu astral evrene daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı ve gözlerini açtı. Etrafında yemyeşil orman durmaktaydı. Yavaşça ileriye doğru yürüdü. Ormanın içerisinde bir ruh gibi dolanıyordu. Tek yaptığı şey yürümekti. Ve beyninde sadece bir düşünce vardı. Ölüm. Gözlerini kapatıp bir süre daha düşündü. Ormanda yaprakların hışırtısı ile beynini serbest bırakmaya çalışırken yine o sesi duydu. Onun sesiydi. Adını söylüyordu ormanın içinde bir yerlerde. Takmayıp ilerideki aydınlığa doğru ilerledi. Ormandan uzaklaşırken bir taraftan da bunu yapmanın iyi bir fikir olmadığı kanaatindeydi. Fakat içindeki ses yapmasını söylerken buna engel olacak bir davranışta bulunmuyordu. İçindeki sese kulak vererek yürümeye devam etti. Ormanı terkettikten sonra taşların arasından denize doğru ilerlemeyi sürdürdü. Kayaların en üstüne tırmanıyordu. Gözlerinden akan yaşlar durmak bilmezken bir taraftan da böyle üzüldüğü ve yaş döktüğü için kendinden utanıyordu. Yaptığı onca şeyden sonra böyle bir sonu haketmiyordu. Ama şu an ona en makul gelen şey buydu. Gözlerini sonsuza dek kapatmak. En üst kayaya geldiğinde rüzgarı yüzünde hissetti. Dalgaların kayalara vuruşu ile deniz tabanında oluşan köpürmenin sonucunda çıkan ses onu her zaman rahatlatırdı. Fakat şu an ona pek etki etmiyordu. Gözlerini kapatıp bunu yapmayı tekrar düşündü. Bu saniyeden sonrası olmayacaktı. Ayakları ilerliyor fakat içinde bir yerlerde hala tutunmak isteyen bir parça kıpırdanıyordu. Tam bu şekilde düşünürken rüzgarın da etkisi ile ayağı yerden kesildi. Gözlerini kapatarak kendini rüzgara teslim etti. Sadece birkaç saniyelik bir yaşamının olmasına üzülmüyordu. Tek üzüldüğü onu bu hale getiren şeydi.


~~ ~~ ~~ ~~ ~~


Hayata gözlerini kapamışken sert bir darbe ile kendinden geçti. Ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgiyi bulduğunu düşünürken birkaç dakika sonra gözlerini açtığında sapasağlam bir şekilde buldu kendini. Bir süpürgenin üzerindeydi. Yanında bir adam vardı. Daha önce görmemesine rağmen siması tanıdık geliyordu. Üzerindeki formada bir amblem vardı. Bu amblemi tanımıştı. Ünlü Crownie ailesinin amblemiydi. Kendileri ile gurur duyan soylu büyücü ailesi Crownie. Ve arkasında bir amblem daha farketti. Chudley Cannons yazıyordu. Tam başını kaldırıp adama bakacakken süpürgenin rotası değişerek alta doğru inmeye başladılar. Birkaç saniyeliğine gözlerini kapadı ve bir camdan içeriye girerken gözlerini açtı. Süpürgenin üzerinden atlarken adama doğru baktı. Ve adamın o ilginç sesi ile gülümseyen gözlerine cevap aramaya başladı. “Neredeyse diğer tarafı boyluyordun be dostum.” dedikten sonra gülümseyerek Shawn'a baktı. “Ben George. George Crownie. Sanırım Crownie ailesini biliyorsundur.” dedikten sonra elini Shawn'a doğru uzattı. Shawn tane tane dediklerini dinledikten sonra kendine gelerek elini uzattı. “Shawn Farrell. Tanıştığıma memnun oldum.” dedikten sonra George'un gözlerine dikti gözlerini. George gülümseyerek birşeyler söyledi. “Şu an nerede olduğunu merak ediyorsun sanırım. Malikanemizdesin. Londra'da. Tanrı aşkına o tepeden neden atladın dostum. Uzaktan seni izliyordum. Pek atlayacak gibi durmuyordun. Ama birden kendini salıverdin. Gerçekten korktum dostum.” demişti. Shawn yutkundu. Ardından söze başladı. “Şu an pek konuşacak halim yok. Eğer malikanenizde kalkan yoksa evime cisimlenmek istiyorum. Gerçekten pek iyi halde değilim. Bu arada tanıştığıma gerçekten memnun oldum.” diye cevap verdi.



~~ ~~ ~~ ~~ ~~


Anlatıcı : İşte bu şekilde başlamıştı yeni dostluk. Fakat 5 yıllık bir süre içinde kişilerin yaşantısı oldukça değişti. Ve bu yaşantı kişilerin karakterlerini de değiştirdi. Shawn ile başlayalım. Eski halinden eser kalmadı. Yeni bir işe başladı. Kendisini ticarete verdi. Fakat uygunsuz bir yoldan ticaret yapıyordu. Uyuşturucu işine bulaşmıştı. Ve halinden memnun görünüyordu. George. Chudley Cannons'dan ailesinin ölümü ile ayrıldı. Daha sonra babasının istediği gibi Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na profesör olmak için başvurdu. Tılsım Profesörlüğünü üstlendi. Fakat bu işteki başarısından ve okul müdürü ayrıldığından dolayı müdürlüğe atandı. Halen daha Müdürlük yapmakta.

~~ ~~ ~~ ~~ ~~


5 Yıl Sonra...


“Hayır Sherlock. Bu iş sandığın gibi değil adamım. Beni anlamıyorsun. Bu işte her türlü risk var dostum. Eğer bunlara katlanamayacaksan hiç bulaşma derim.” dedikten sonra toy delikanlıya doğru dönüp sinsice sırıttı. Tabiki bu lafa katlanamayıp ona katılacağını biliyordu. Her zaman işe yarardı bu aptallarda. Bir poşet mal uzattı adama. “Unutma! Bu sektörde bunu kullanmayacaksın. Satabilirsin. Ama kullanmayacaksın. Bir de seninle uğraşmak istemiyorum. Bunu şimdiden o minik beynine sok adamım.” dedi ve poşeti ona doğru fırlattı. Elini cebine koyarak mekandan dışarıya çıkarken asasını kavrayarak konsantre oldu. Kapıdan çıkar çıkmaz bir toz bulutuna dönüşmüştü. Birkaç saniye sonra havayı yeniden ciğerlerine doldurarak eski formunu almıştı. Gözlerinin altı morarmış durumdaydı. Köşedeki binaya doğru asasını sallayarak kapısını araladı. İçeriye doğru bir göz gezdirdikten sonra kapıdan içeriye girdi. Soldaki kapıyı açarak lavaboya girdiğinde aynaya doğru baktı. Dikkatle gözlerine odaklandıktan sonra birden morluklar kaybolmuştu. Musluğu açıp yüzünü yıkadı. Havluyu alıp kuruladıktan sonra banyodan çıktı. Elini havaya kaldırıp parmağını şıklattı. Yukarıdan hızla bir süpürge inmekteydi. Üzerine atlayıp pencereden dışarı çıktı. Dışarıya çıkar çıkmaz kapı arkasından kapanarak kilitlendi. Gözleri ile etrafı süzerken bir yandan da eliyle süpürgeyi kontrol ediyordu. Hogsmeade'e gelmişti. Süpürgeyi aşağıya çevirerek indi. Ve kenardaki demirlere bıraktıktan sonra Hogsmeade'de yürüyüşe başladı. Üç Süpürge karşıdan parlıyordu. Birşeyler içmeye ihtiyacı vardı. Yavaşça Üç Süpürge kapısına doğru ilerledi. Kapıyı aralayıp içeri girdiğinde her zamanki görüntü mevcuttu. Bal köpüğü ve turuncu tonlarında bir salon ve etrafta kahverengi masalar. Buraya bayılıyordu. Köşedeki masasına geçtikten sonra mekanın sahibine bir el işareti yaptı. Birkaç saniye sonra masasına bir ateş viskisi havalanarak geldi. Viskiyi alıp tek seferde kafasına diktikten sonra şişeyi masanın üzerine bıraktı. Tam bu sırada bir ses duyup başını kaldırdı. “Yavaş ol dostum. Yine mi intihara kalkışıyorsun yoksa?” Bu sesi tanımıştı. George Crownie. Ona bir hayat borçlu olmasına rağmen nedense ona pek ısınamamıştı. Gözleri ile onu süzerken George yavaşça masaya oturdu ve barmene bir el hareketi ile ateş viskisi istediğini belirtti. Birkaç saniye sonra onun ateş viskisi de masada yerini almıştı. “Ee Shawn. Konuşmayacak mısın? Yıllar oldu be adamım.” dedi. Shawn aynı 5 yıl önce olduğu gibi yutkunarak söze başladı. “Uzun zaman oldu be George. O gün kurtarışın gerçekten mükemmeldi. Sana bir hayat borçluyum.” dedikten sonra gülümseyerek ona baktı. George her zamanki gülümsemesini takındığında yeniden konuşmaya başladı. “Ee George. Ne yapıyorsun bakalım. Hala Chudley Cannons'da mısın? Birkaç yıldır takip edemiyorum Quidditch'i.” dedikten sonra George'a doğru baktı. George'un suratındaki gülümseme yok olmuştu. Fakat sonrasında söze başladı. “Hayır. Quidditchi bıraktım. Ve Hogwarts'da profesörlüğe başladım. Ve bu da beni durdurmadı. Okul Müdürlüğüne kadar ilerledim.” diyerek Shawn'a doğru bakmaya başlamıştı. Shawn gülümseyerek ona baktı ve “Tebrik ederim. Bende ticaret yapıyorum. Alım satım işleri işte. Muggle'ların arasında yaşadığımdan dolayı muggle para birimini kullanıyorum.” dedi. George gülümsüyordu, bir yandan da ateş viskisini yudumluyordu. Shawn onun bu hale geldiğine inanamıyordu. Chudley Cannons'dayken Hogwarts Müdürlüğü yapmak. Torpil olduğunu düşünüyordu. Ne de olsa soylu aileydi Crownie ailesi. Farrell'ların tek bir ferdi bile kalmamıştı. Shawn tek başınaydı. Bu düşünceleri kafasından atarak barın kenarındaki büyücü gençlere uyuşturucu götürmek üzere ayağa kalktı. George'a elini uzatıp “Tekrar görüştüğümüze sevindim George. Biraz işim var gitmek zorundayım. Umarım daha sonra tekrar görüşürüz.” dedi. Bunu içten söylemiyordu aslında. Ondan nefret ediyordu. George'da gülümseyerek elini karşıladı. “Görüşmek üzere.” diye cevap verdi. Barmene bir bakış attıktan sonra hızlıca dışarıya çıktı. Ve karanlığın arasında kayboldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Shawn Farrell ~~ Değişim
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Genel :: Diğer Geçmiş-
Buraya geçin: