Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 Kayalıklar +

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
George Crownie
Hogwarts Müdürü
Hogwarts Müdürü
George Crownie


Gerçek İsim : umut.
Mesaj Sayısı : 1989
Kayıt tarihi : 11/07/09
Yaş : 32
Lakap : geo.

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Kayalıklar + Left_bar_bleue100/100Kayalıklar + Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus: Mantikor

Kayalıklar + Empty
MesajKonu: Kayalıklar +   Kayalıklar + Icon_minitimeÇarş. Haz. 02, 2010 5:30 am

...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://eskiao.roleplaylife.net
Claudia Bauwens
Sihir Bakanı Yardımcısı
Sihir Bakanı Yardımcısı



Gerçek İsim : Yağmur
Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 25/01/10
Lakap : Ess.

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Kayalıklar + Left_bar_bleue95/100Kayalıklar + Empty_bar_bleue  (95/100)
Patronus:

Kayalıklar + Empty
MesajKonu: Geri: Kayalıklar +   Kayalıklar + Icon_minitimePtsi Tem. 19, 2010 6:07 pm

Eğer hesap vermek zorunda olduğunuz bir aileniz yoksa kesinlikle özgürsünüz demektir. Her ne isterseniz yapabilir sabahlara kadar gezip tozabilirsiniz. Marguriette kesinlikle bunlardan birisiydi, ama o geç saatlere kadar gezmektense sabaha kadar bakanlıkta durmayı tercih ediyordu. Tipik Ravenclaw mezunu. Bugün bakanlığa gitmek zorunda olmadığından saat 12 olmasına rağmen yataktan kalkmamıştı. Normalde sabah 7 de ayakta olurdu, yaklaşık 5 saattir yatağında boş boş oturarak zaman geçirmeye çalışıyordu. Eline aldığı kitabın çoğunu okumuş artık guruldayan karnına itiraz edemeyeceğine karar vermişti. Ravenclaw'lu olduğunu vurgulamaktan çok en sevdiği renk mavi olduğu için almıştı bu yatak örtüsünü. Ama şu anda örtü yerlerde sürünerek ev cininin işini azaltıyordu. Yatağında gerilerek oturmaktan uyuşmuş kaslarını gevşetti. Ağzını sonuna kadar açarak esnemeyi bitirdiğinde ayağa kalkarak perdeleri araladı. Hava fazla sıcaktı, güneş ışınları buğday rengi tenini aydınlatırken rahatsızca kıpırdanıp güneşin en az geldiği köşeye çekilip aynadan kendisine baktı. Her zamankinden çok farkı yoktu, sadece gözünün altındaki mor ve kahverengi karışımı halkalar azalmıştı ve biraz daha uyuşuk görünüyordu. Koca bir gün evde ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Belki de Londra'ya gitmeliydi, ya da gidip daha büyük bir dolap almalıydı, kıyafetler dolabına sığmıyordu çünkü. Aslında bunların hiçbirini yapmak istemiyordu. Değişik bir şeyler yapmak istiyordu, sıradışı hatta biraz çılgınca. Yatağına oturup ne yapacağını düşündü bir süre, en sonunda ayağa kalktığında dolap yerine kapıya taraf gidip kapıyı ardına kadar açtı. "Hiçbir şey hazırlama." Ev cini ona seslenildiğini anlamıştı, ağzında bir şeyler gevelediğini duydu.

***
Massachusetts Eyaletinin başkenti Boston bugün oldukça sessizdi. Bulduğu küçük bir Fransız restorantına girip en sevdiği şeyleri sipariş etmişti. Burada bir Fransız yeri bulması hoştu. Kendini Fransa'da ailesiyle beraber geçirdiği günlere dönmüş gibi hissediyordu ve bu sefer yüzündeki tebessüm kesinlikle gerçekti. Yemeği bittiğinde aldığı Creme Brule'nin son lokmasınıda ağzına attı. Fazlasıyla lezzetliydi, kendini burada daha genç ve sorunlardan arınmış gibi hissediyordu ve bu sıralar en ihtiyaç duyduğu şeyde buydu. Evet, buraya sık sık gelmeliydi.

***
Üzerindeki muggle kıyafetleriyle dikkat çekmese de genç cadı kesinlikle buraya ait değildi. Haddinden yüksek topuklarıyla attığı her adımda o ait olamama hissi vardı.Elindeki muggle işi çantayı sallaya sallaya yürürken çantanın kime çarpıp çarpmadığına dikkat bile etmiyordu. Ay ışığı çehresinin rengini gri tonlara çevirirken gecenin bu saatinde neden orada olduğunu bir kez daha düşündü.İstediği saniyede cisimlenerek evine ulaşabilecek bile olsa bugün oraya gitmeyi istemiyordu. Yüzündeki itici ifadeden olsa gerek çoğu çapkın olduğu yüzünden belli olan erkek sadece uzaktan süzüp geçiyordu. Ayağındaki 15 cm topuklar ve üzerindeki dar elbise onu iyice zorlamaya başlamıştı. Gözleri oturabileceği en yakın yeri ararken kaşları çatılmış adımlarıysa hızlanmıştı. Sağ elindeki sıkıca kavradığı siyah çantayı bile taşımakta zorlanıyordu, çantayı yerde sürüklercesine taşıyordu. Aslında umurunda bile değildi çünkü eve gider gitmez onu çöpe atacağından emindi. 15 dakikalık bir yürüyüşün sonunda Reider Gölündeydi. Burası hakkında hiçbir şey bilmese de tabeladan adını öğrenmişti. Çimenlere oturmak yerine kayalıkları tercih etti, kendine uygun bir yer bulup yerleşti, ciğerlerini temiz havayla doldururken gözlerini kapadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valeria Nerissa Wesley
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Valeria Nerissa Wesley


Gerçek İsim : Ebru.
Mesaj Sayısı : 1504
Kayıt tarihi : 13/09/09
Yaş : 30

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Kayalıklar + Left_bar_bleue100/100Kayalıklar + Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus: Beyaz Leopar

Kayalıklar + Empty
MesajKonu: Geri: Kayalıklar +   Kayalıklar + Icon_minitimeSalı Tem. 20, 2010 11:58 pm

Eğer bir oyuncuysanız gece hayatı sizin için bu mesleğe adım attığınız anda başlar. Ayrıyetten modellikte yapıyorsanız işiniz daha da zordur. Muggle veya büyücü olmanız hiç bir şey değiştirmez. Ve sürekli bir yerlere seyahat etmeniz gerekir. Valeria'da bu hayata kendini atmış, alışmış olsa da bazen zorluk çekmektedir. Yine bir seyahat... Oynadığı bir filmin ufak bir sahnesi için Boston'a gelmişti. Bir otele yerleştikten sonra, kendini hemen bir bara atmış, iki - üç saat boyunca burada eğlenmişti. Tanınmışlığın verdiği zorluğu bu tür mekanlarda pek yaşamasa da gördüğü her güzel kızı yatağa atma düşüncesinden olan erkekler başa belaydı. Mugglelardan nefret etmesi için yeterli bir sebepti sanırım bu. Hepsi aynı değildi ancak hepsinin içinde bu duygu yatıyordu. Sadece dışa vurmuyorlardı. Yine bu durumla karşı karşıya kalan Valeria nedense sakin bir tepki vermiş sadece "Sarkacağın başka bir kız bulmak zorundasın!" demişti. Her zaman bu şekilde davranmazdı, tepkisi aşırıya kaçsa da çoğu zaman bu tip erkekleri kendisinden uzak tutması için yeterliydi. Artık yorgunluğunun farkına varmaya başlamıştı Valeria. Kaldığı otele geri döndü. Kendini otelin rahat yatağına bırakıvermişti. Gözleri kapanmış, uykuya dalmıştı artık.

***

Gözlerini açılan kapının sesiyle açtı. Temizlikçi kadın odasını temizlemek için gelmişti. Zaten başka bir sebeple gelmezdi. Bu kadar erken neden gelmişti diye düşündü Valeria. Saat onun düşündüğü gibi sabahın sekizi veya dokuzu değildi. Saatin kaç olduğuna bakmak için kolundan çıkarmayı unuttuğu gümüş, saatin çevresinde pırlanta kaplamalar olan saatine baktı. Saat on ikiyi geçmişti. Öğlene kadar uyumak hiç huyu değildi. Ama gece geç gelmiş olmasından kaynaklandığı için bu durumu fazla dert etmedi kendine. Temizliçi kadına "Yarım saat sonra gelir misiniz?" dedi. Ricadan çok istekti bu. Kibarlık... Kadın kafasını peki şeklinde sallayıp arkasını dönüp gidiyordu. Valeria dışarı çıkacaktı ancak nereye gideceğini bilmiyordu. Kadına seslenip "Pardon. Dışarı çıkacağım ancak nereye gideceğim hakkında pek bir fikrim yok. Bana önerebileceğiniz bir yer var mı?" dedi. Karanlık tarafta olup bu muggle bozmalarına iyi davranmak zordu. Kadın o kısa boyunun, siyah kıyafetinin arkasına saklanmış olan incecik sesiyle "Reider Gölü ... Bu mevsim de oldukça güzeldir. Dile - " diyordu ki Valeria sözünü kesti "Tamam bu kadarı yeterli benim için. Gidebilirsin." diyerek. Kadını yolladıktan gidip duş aldı. Bu ona iyi gelmişti. Bavulunu açıp içindeki kıyafetlerini yatağın üzerine dizdi. O kıyafetlerine, kıyafetleride ona bakıyordu. Ne giyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Ancak baya uzun sürecekti. Uzun uzun düşündükten sonra, beyaz v yaka bir askılı bluz yakası siyah boncuklardan oluşan bir şeritle süslenmiş, altına bacağı saran siyah mini şort ve siyah babetlerini giydi. Nasıl göründüğüne bakmak için aynanın karşısına geçti. Hoş durduğunu görünce saçına ne yapacağını karar vermeye çalıştı. Binbir şekle soktu saçını. En sonunda bir tokayla kafasının arkasından dağanık topuz yaptı. Pek bir salaş görünsede bu hali hoşuna gitmişti. Otel odasından çıkıp asansöre bindi. Asansörde genç kızların Dünya'nın sekizinci harikası olarak tanımladığı Justin bebesinin 'Baby' şarkısını mırıldanıyordu. Ne kadar saçma ve salakça bir şarkı olduğunun farkındaydı. Neyse ki asansörde tek başınaydı da rezil olmuyordu kimseye. Yoksa kariyeri bu yüzden büyük bir darbe yiyebilirdi. Asansörden çıkarken bu aptal şarkıyı söylenmeyi bırakmıştı. Nihayet!

***

Sonunda gölün oraya gelmişti. Taksiler olmasa ne yapardı. Araba kullanmaktan nefret ettiği için hiç bir zaman araba edinme gereği duymamıştı. Taksiler bunun için vardı değil mi? Çevrede ki bitki kokusuyla gölün kokusu birleşerek büyüleyici bir hale gelmişti. Burada kalas gibi dikilip kalmak yerine bulunduğu yerden görebildiği kayalıkların oraya gitmeye karar verdi. Yürümek zor gelse de bunu yapmalıydı. Valeria oraya kısa sürede varacağı ümidiyle yürümeye başladı. Yürürken içinden hala daha o gerzek şarkıyı söyleniyordu. Ne zaman bu aptal melodiden kurtulacaktı? Justin bozuntusunu bulup gebertebilirdi bu yüzden. O bu canice düşünce içerisindeyken kayalıklara varmış ve tanıdığı birisini görmüştü. Eski dostunu. Arkasından "Hey... Essence." diye çığlığımsı bir ses çıkardı. Essence dalıp gitmiş gibi görünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claudia Bauwens
Sihir Bakanı Yardımcısı
Sihir Bakanı Yardımcısı



Gerçek İsim : Yağmur
Mesaj Sayısı : 261
Kayıt tarihi : 25/01/10
Lakap : Ess.

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Kayalıklar + Left_bar_bleue95/100Kayalıklar + Empty_bar_bleue  (95/100)
Patronus:

Kayalıklar + Empty
MesajKonu: Geri: Kayalıklar +   Kayalıklar + Icon_minitimeÇarş. Tem. 21, 2010 7:51 pm

Muggle'lardan nefret eden birinin tüm gününü muggle dünyasında geçirmesi ilginçti. Ah, gerçi Ess'in dünyasından ilginç olmayan ne vardı ki? Doğduğundan beri muggle'lardan nefret edicek şekilde yetiştirilmişti, ailesinin istediği gibi Slytherin'e gitmediği için bir süre hor görülsede bir süre sonra bu duruma alışılmış hatta gurur duyulmaya başlanmıştı. Hayatının çoğunu ailesinin isteklerini yerine getirerek geçirmişti, bunların çoğuysa şu anda ona eksi olarak geri dönmüştü. Düşünceler beynini meşgul ederken ona doğru gelen bir silueti gördü. Çehresi yabancıya doğru dönmüş gecenin bu saatinde onun şapşal bir muggle olmaması için dua etmişti. Siluet iyice yakınına gelince ay ışığının aydınlattığı kusursuz yüzü gördü ve kaşları istemsiz olarak daha da çatıldı. Daha ne olduğunu idrak edemeden anılar beynine hücum etti.

8 Yıl önce

Valeria, lanet olasıca k.çını kaldır!" Genç kıza doğru eğilmiş onu uyandırmak için tüm gücüyle bağırıyordu, kendisi uyanalı birkaç dakika olmasına rağmen ilk yaptığı şey Valeria'ı uyandırmak olmuştu. Daha doğrusu uyandırmaya çalışmak. "Eğer uyanmazsan Stef'e gidip ona deliler gibi aşık olduğunu söylerim. Hani sivilcelerini yok etmeye çalışırken göz kapağında bile sivilce yaratan ahmak." Planı işe yaramıştı, Valeria homurdamarak doğrulurken, Ess yüzünde memnun bir ifadeyle duvara asılı aynaya yönelmişti. Çalı süpürgesine dönüşmüş saçlarını düzeltirken Fransızca bir şarkı mırıldanıyordu. Uzun yıllardır Fransa'da yaşadıklarından olsa gerek Fransız aksanı oldukça gelişmişti, elinde olsa bütün gün Fransızca konuşmayı tercih ederdi. İkisininde hala deli gibi uykusu vardı, bütün gece Hogsmeade'ten getirdikleri kaymak birası içip mutfaktan aldıkları abur cuburları yiyerek zaman geçirmişti. Yattıklarında saat 4'e geliyordu, aslında uyumaya hiç niyetleri yoktu ama sınıf başkanı gürültüden uyanıp onları Bina Sorumlusuna şikayet etmekle tehdit ettiği için uyumaya gitmişlerdi. "Imm, ders tılsım yani Mike'ın tiz sesini 2 saat çekmek." Valeria konuşmasını bitirince ona doğru döndü yüzünde usanmış bir ifade vardı saçları dağılmış göz altları şişmişti, ama yine de her erkeği kendine çeken ilginç bir güzelliği vardı. Bir çok kızın onu kıskanmasına şaşırmamak gerekirdi. "Hey, dersi boşver akşam yemeği sırasında kütüphaneye gidip yasak bölüme gireriz, ya da birilerinin pantolonunu indiririz."

***

"Hey... Essence." Valeria'nın sesi dikkatini dağıttı ve eski anılarından çıkıp gerçeğe dönebildi. Rengin yanaklarına hücum ettiğini hissedebiliyordu, ince bir çığlık eşliğinde ona sıkıca sarıldı. Bir süre sonra onu bırakıp yerine yerleşti, arkadaşını yakından görünce ne kadar değiştiğini farketti, koyu renk saçları beline kadar iniyordu porselen teni ay ışığında ışıldıyor badem şeklindeki koyu renk gözleriyse kendisini inceliyordu. Model olduğuna şaşırmamak gerekirdi, gerçekten de bu mesleğe yakışıyordu. Gelecek Postasında sık sık haberlerini okusa da onun da hayatında bir çok şeyinde değiştiğinden emindi. Gerçekten de ne zamandır görüşmüyorlardı? 1 yıl ya da 2 yıl... Ama bu sürede Ess'in hayatında bir çok şey değişmişti. Çevresindeki insanları düşündü, yani eskiden çevresinde olanları, Cecilia, Sam, Jenny, Stephan... Hepside şu anda iyi pozisyonlardaydı ve onlar hakkındaki her güzel haber onu da keyiflendiriyordu. Hayatındaki tek değer verdiği şey arkadaşlarıydı, diğer şeylerse umurunda bile değildi, aslında bu eskiden böyleydi şu anda çevresindeki kişiler gerçekten arkadaşları değildi. Kendi menfaatleri için hareket eden sahte insanlar. Tanrı aşkına, sanki kendisi de bunlardan değilmiş gibi... İşi için her şeyi yapabilirdi. Buraya gelirken eski bir arkadaşıyla karşılaşacağını bilse ne yapardı acaba? Gelmez miydi? Ya da sevinçle mi gelirdi? Şu anda eski arkadaşına bakarken onu tanımama hissi vardı içinde, bu yüzden belki de bu kadar çekingen davranıyordu şimdi. Yıllar ikisine de bir şeyler ekleyip çıkarmıştı, onunla konuşurken eskisi kadar rahat olmadığını farketti. Eski haline dönmek istiyordu, hiçbir şeyi umursamamak bütün gününü haşarılıklarla geçirmek. İmkansız.
" Pardon Valeria. Anılar işte bilirsin. Naber?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valeria Nerissa Wesley
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Valeria Nerissa Wesley


Gerçek İsim : Ebru.
Mesaj Sayısı : 1504
Kayıt tarihi : 13/09/09
Yaş : 30

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Kayalıklar + Left_bar_bleue100/100Kayalıklar + Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus: Beyaz Leopar

Kayalıklar + Empty
MesajKonu: Geri: Kayalıklar +   Kayalıklar + Icon_minitimeSalı Ağus. 17, 2010 6:18 am

"Pardon Valeria. Anılar işte bilirsin. Naber?"
Uzun zamandır görmek istediği ancak göremediği kişiye aitti bu ses. Essence ile Valeria birbirine çok bağlıydı. Ancak iki yıldır birbirlerini göremiyorlardı. Birbirlerinden uzaklaşmışlardı. Essence’nin sesindeki soğukluktan bunu anlamak mümkündü. Neden bu kadar kopmuştu birbirlerinden? İkiside bunun cevabını bilmiyordu. Ya da sadece Valeria bilmiyordu bunun sebebini. Görüşemiyor olabilirlerdi ama bu kadar kopmamalıydılar. Valeria bunun sebebini düşünüyordu. Ama bulamıyordu bir türlü ona mantıklı gelen cevabı. Baş Müfettiş olduğu için onu tebrik etmemesi? Hayır bu kadar saçma bir sebep olamazdı. Aklına da başka bir şey gelmiyordu Valeria’nın. Hogwarts’tayken birbirlerine çok değer verirlerdi. Ve birbirlerini mutlu olması için ellerinde gelen herşeyi yaparlardı. Birbirleri için pek çok fedakârlık yapmışlardı.


7 yıl önce;
Yatakhanedeydikler. Gece olmuştu. Ancak Essence ve Valeria ikilisi yine uyumamışlardı. Daha doğrusu konuşmaktan uyuyamamışlardı. Valeria ona bir şeyler söylemeye çalışıyordu ancak bir türlü çıkaramıyordu ağzındaki baklayı. Essence “Vale, hadi söylesene. Sabahtan beri ağzında geveleyip durdun.” Diye üsteliyordu.Valeria nasıl söyleyeceğine hala karar verememiş, hatta söylemekten vazgeçmeyi bile düşünüyordu. Söyleyeceklerini kafasında topladı. Cesaret edebilecek miydi oda bilmiyordu. “Ess. Hani David var ya. Şu hoşlandığın; esmer, açık yeşil gözlü olan.” Diye girmişti söze. Essence biranda telaşlanmıştı. “Yoksa ondan hoşlandığımımı söyledin?!” Valeria şaşırmıştı ve öylece kalmıştı. Suratına şapşal bir ifade yerleştirmişti. “Efendim?! Tabii ki öyle bir şey yapmadım. O bugün gelip bana bir şeyler söyledi.” Diyip susmuştu yine. Lafı yarılamıştı.Essence ona bakıyordu meraklı gözlerle. Ne söyledi der gibi baktı. Valeria sağa sola bakıyor, hala nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. “Benden hoşlandığını söyledi ve bana çıkma teklifi etti.” Dedi.Ama bunu nasıl söylediğini bilmiyordu. Essence bu duruma karşı hiçbir tepki göstermemiş. Tam aksine “Ee… Ne cevap verdin?” demişti. Vale yine şaşırmış, o şapşal ifadeyi suratına yerleştirmişti. “Tabii ki; Hayır olmaz dedim. Sen ondan hoşlanırken gidip de evet diyemezdim.” Oda ondan hoşlanıyordu ama Essence olduğu için arada evet dememişti. Hatta böyle bir şeyin olduğunu Essence’ye bile söylememişti. Nasıl söylerdi ki zaten. Essence ben seninle aynı çocuktan hoşlanıyorum mu dicekti? Unut gitsin. Essence “Vale eğer sen onu istiyorsan beni umursama. İstiyor musun? – diyip Valeria’nın gözlerine bakmıştı. Gözlerinde evet yanıtı görmüş olmalıydı ki – O zaman Vale yarın gidip kabul ettiğini söylüyorsun.” Demişti. Vale buna karşılık onu uzun kollarının arasına almıştı. Essence de ona sarılmıştı.


***

Vale bunları düşününce biran içinyüzünü ekşitti.David çok tipsiz gelmişti şimdi ona. Zaten o zamanda sadece bir hafta çıkmıştı. "İyi sayılrım Ess." demişti üzerinde uzun zaman geçen soruya yanıt olarak. Vale bunları kafasından atıp Essence’nin yanına geçti. Onunla birlikte göle baktı. Sonra Essence’ye dönüp “Ne düşünüyorsun Ess?” dedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kayalıklar +
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Genel :: SD Geçmişi-
Buraya geçin: