Sınıf Atlama ve Üst Sınıf Alımları

Kaldırdım desem

Sabah erkenden kalkan genç yaşamın en iyi gününü geçirmek için
düşünüyordu. Yatak bir kaç dakika tavana bakarak yatıyordu. Sonrasında
elleri ile yataktan kalktı ve yüzünü yıkamak için banyoya yöneldi,
musluğun soğuk su kısmını saat yönüne çevirerek su akmasını sağladı ve
suyu eline doldurarak yüzüne çarptı o suyu sanki en yüksek dağın
zirvesinde mahsur kalmışcasına soğuk hissetti. Banyodan çıkarak mutfağa
yöneldi bugün ne yiyeceğini düşünerek geçirdi içinden "Yumurtamı, Omletmi"
diye iç geçirdi. Sonunda omleti seçtiğini anladı. Omleti kurallarına
uygun bir şekilde hazırlamıştı Fevklade olmuştu, ağzına bir çatal
attığında kendini bu sefer en sıcak ülkesinde hissetmişti. Bugün
gününün güzel geçmesi için çabalayacaktı. Genç eline bir gazete alarak
kendine en uygun işi seçti çünkü genç iş sizdi bu yüzden iş arıyordu.
Eline telefonu alarak tuşlara basmaya başladı. Karşıdan çıkan bir bayan
sesi "Alo UluslarArası taşımacılık buyrun" dedi. Genç sözlerine devam etti "Merhaba ben iş arıyordum ve bunun için randavu alacaktım." dedi. Karşısındaki bayan sesi "Tabi efendim saat ikide sizin için bir randavu ayarlamış durumdayım." dedi. Genç "Teşekkürler görüşmek üzere"
Diyerek telefonu kapadı. Sonra saate baktı saat dokuz idi hızlı bir
şekilde banyoya girdi duş aldı. İş için takım elbisesini giyerek saçını
taradı parfümünü sıktı ve annesinin ona hediye aldığı Rolex saati
takmıştı. İş için hazırdı saatine baktı saat on iki olmuştu bile hemen
o şık ayakkabılarını giyerek dışarı çıkdı. Önden geçen ilk taksiyi
durdurarak gidelecek yeri söyledi. Gidilecek yere geldiğinde taksicinin
parasını verdi ve taksiden indi. Üstünü son bir kez kontrol ederek
kapılara doğru yöneldi. İçersi devasa bir yerdi dışardan bakıldığında
bir göktelendi ama içersi daha farklıydı Orta kısımda büyük bir süs
havuzu ve havuzun içinde heykel tıraşların ince ince dokuduğu
UluslarArası taşımacılık yazısının heykelimsi yapılmış tarzı. O havuzun
önündede bir resepsiyon ve sağından büyük bir merdiven insanlar
genellikle gidecek yere ordan çıkıyolardı solunda ise inen kişileri
görüyordu genç resepsiyona doğru yöneldi ve resepsiyondaki kişiye "Merhaba ben iş görüşmesi için gelmiştim" dedi. Resepsiyondaki kişi ismini kontrol ederek "Sağ daki merdivenlerden çıkın karşıdaki asansöre binip beşinci kata çıkın."
dedi. Dediklerini yaptı ve beşinci kata yaklaştığında heycanlandığını
farkediyordu. Asansör durdu ve kapılar yavaş bir şekilde açıldı. Ufak
adımlarla görüşülecek odaya gitti ve karşıda işletmenin müdürünü gördü
müdür ismini sordu "İsmin nedir genç." Genç müdüre bakarak "İsmim Mehmet GÜngör efendim."
dedi. Müdür Mehmeti süzmeye başladı Mehmet uzun boylu boylu poslu bir
vücuda sahipti yüzü kusursuzdu burnu sanki sadece o yüz için
tasarlanmıştı gözleri masmaviydi saçları kısa idi. Müdür Mehmete
bakarak "peki bu şirkette ne için çalışmak istiyorsun" dedi. Mehmet emin bir şekilde "Kademe atlamak için" dedi.
Müdür bunu duyunca fikirleri değişti ilk önce halkla ilişkiler de
eleman olarak işe alındı ama şimdi ise bir CEO. Müdür Mehmeti işe
aldığı için gurulu ve emindi. Mehmet yeteneklerini harika bir şekilde
orataya koyuyordu ve şirkette büyük işler başardı.

Ellie gürültülü okul koridorlarında yüzündeki rahatsız edici gülümsemenin verdiği ukâlâlıkla ilerliyordu.Bilindik okul sonu rahatlığını soluyan diğerleri ise sert duvarların pürüzsüz zeminine yaslanmış bir şekilde kendi aralarında konuşuyorlardı.Çoğu öğrencinin cüppesinde mavi renk göze çarpıyordu.Bu büyük ihtimalle Ravenclaw Binasına doğru yol alıyor olmasının olağan sonuçlarındandı.Fakat şimdi bunları kafasına takmayacak kadar hayallere dalmıştı.Bütün bir sene boyunca çabalamıştı ve şimdi hayaller kurmak onun doğal hakkıydı.Evini özlemişti.Garip bir duyguydu fakat hafif bir haz aldığı gerçeğini saklayamazdı.Çoğu insan gibi o da özgür olmayı seviyordu.Eve gidince ilk iş öğrendiği büyüleri erkek kardeşi üzerinde uygulamak olacaktı.Bir an kendine şaşırdı.Zamanında dalga geçtiği çalışkan insanlar gibi görünmeliydi dışarıdan.Ne büyük saçmalık ama! Planlarında ufak bir değişiklik ; "Eve gidince ilk iş havuza atlayacaktı."
Düşünceleriyle cebelleşirken elindeki kitapların boğucu ağırlığını unutmuştu.Ravenclaw kapısının önüne varınca elindeki kitapların ağırlığı yine beynine döndü.Kısık bir sesle parolayı fısıldadı ve içeriye girdi.İçerisi pek de dolu sayılmazdı.Öğrenciler sıcağın boy gösterdiği bu günlerde neden ortak salona tıkılmak isteyeceklerdi ki zaten! Dengesini bozmamaya çalışarak elindeki kitapları önünde duran ahşap sehpaya sertçe bıraktı ve ilk günden beri alışamadığı koltuklardan birine oturdu.Hogwarts'ın döşenmesi gerçekten muazzamdı fakat rahatlığa pek de önem verilmemişti. Ortak salona yeniden göz gezdirdiğinde gözlüğünün çerçeveleri altında ezilmiş bir erkek çocuğu kısılmış gözleriyle kitabını okuyor ve güç bela duyulacak bir sesi ortamın gürültüsüne katarak nefes alıyordu.Senenin sonuna gelinmesine rağmen ödevler yine aynı seyirde devam ediyordu.Bu yüzden çalışma temposunu düşüremezdi.Ellie elleriyle ağır kitap kapaklarından birini araladı.Bu kitapları kütüphanede ararken çektiklerini hatırlayarak eliyle yavaşça sayfaları çevirdi.Daha önceden minik bir kağıda not almış olduğu sayfayı açtı ve işine yarayan başlığı ödevini taslak olarak yazacağı parşomene not aldı.Parlak , mavi gözlerini kitabın üzerinde bir süre gezdirdikten sonra parşomenine notlar almaya başladı.Yazı yazmaya dalmışken arkasından gelen sesle irkildi.Sese tam olarak kulak veremediğinden dolayı iki ihtimal vardı ; İlki bu ses gözlüklü çocuğa sesleniyordu.İkincisi ise kendisine.Kendine hafifçe güldü ve düşünmeye gerek dönmeden arkasını döndü.Lia kendisine garip bir şekilde el sallıyordu.Lia'nın bu tavırları göz önüne alındığında onun gözlüklü çocuğu çağırmış olma ihtimali daha yüksek geldi.Fakat durumu kabullenerek oturduğu rahatsız koltuktan kalktı."Ne var!" dermiş gibi bakan bakışlarını Lia'ya doğru dikerek cevap bekledi.Lia çoğu zaman bir ev cini gibi sakar ve garip davranışlara sahip olsa da azmi ve zekası onu bu binaya sokmaya yetmişti.Fakat bu onu Slytherinlilerin alaycı ve küçümseyici tavırlarını kendisinden uzak tutmasına yetmiyordu.Zaten Ellie dde bu çelimsiz kızı fazla sevmezdi.Fakat tahta banklarda tek başına oturup çizim defterine bir şeyler karalamaktansa ne kadar mükemmel olduğunu hissettirecek bir arkadaş daha cazipti.Ellie bunlara kafa yorarken Lia tiz ve kulağa hoş gelen sesiyle ;"Bir konuda sana ihtiyacım var." dedi.Ellie bir anda aklından geçenleri iletiverdi ; "Moda , güzellik , alışveriş ..." Belki de sonuna bir hepsi şıkkı eklemeliydi.Gerçi cüppelerden dolayı konusu pek de gündemde değildi.Her ne kadar kıyafetlerini ve ince hatlarını sergileyemiyor olsa da cüppeleri seviyordu.Bu ona okul formasından çok kişiliğinin ne yönde olduğunu söyleyen bir simge gibi geliyordu.Her ne kadar insanlarda kendini beğenmiş bir kız portresi çizse de Ellie'nin benliğinde insanın ruhuna aralanan pereler vardı...Ve zamanı geldiğinde bu perdede çok büyük bir oyun sergilenip bir daha açılmamak üzere kapanacaktı.Bunlar aklında sürekli dolaşan fikirlerdi.Bu yüzden saliselik bir sürede dünyaya dönebildi.Lia kızgın bakışlarla ; "Boşversene.Sadece dersti..." dedi.Ders mi?Belki de önümüzdeki sene kendisine başka arkadaşlar bulmalıydı.Mesela tek derdi ders olmayanlardan bir tane...Bahçeye çıktığında yaklaşık yüz tanesine rastlardı ve büyük ihtimalle çok daha geniş bir çevresi olurdu.Ellie kendini toparladığında biraz geç kalmıştı.Bu güne bir sıfat koymak isterse bu kesinlikle şanslı olmalıydı çünkü Lia'yı kolayca başından savmıştı.Hafif bir tebessümle koltuğa geri döndü.Kitapları oldukça dikkatli olmaya çalışarak eline aldı ve parşomen parçasını kitaplardan birisinin arasına sıkıştırdı.Oturduğu yerden doğruldu ve kitapları verme tarihi yaklaşana dek bekleyecekleri yatakhaneye doğru yol aldı.

kaldırıldı.