Xabi o sabahta her zamanki gibi Tennis antremanı için Nottingham Forest'daki korta gitmişti.
Klüpteki hocaları onun Hogwarts gibi bir yere gittiğini bilmiyordu tabiki.
Xabi onlara tennis'i bir süre bıraktığını söyledi. Hocaları şaşkınlıkla onu bu kararından döndürmeye çalışsada Xabi'nin kalbi Hogwats için atıyordu..
Xabi son antremanını yaptıktan sonra evine döndü. Duşunu aldı. Bavulunu hazırladı.
Bavuluna en uğurlu şeyi olan Tennis Topunuda koymayı unutmadı. Topunu hep yanında taşırdı. .
Annesi ve Babası Xabi den daha heyecanlı gözüküyordu.. İspanyol bir ailenin tek çocuğu olan Xabi Hogwarts'da nelerle karşılaşacağını ailesinden öğrenmişti. Herşeye hazırlıklıydı...
Xabi evden hep en son çıkardı. Anneside ona artık alışılmış bir şekilde aşağıdan bağırırdı..
Annesi Reina Prieto yine klasik bağırışını yaptı.
- Ven a mi hijo le están esperando.Tarde otra vez (Hadi oğlum seni bekliyoruz. Geç kaldık)
- Muy bien, mamá volvió. (Tamam anne geldim)
- Oh mi bebe (Oh benim Bebeğim)
- Ah, la madre de empezar de nuevo (Ah anne yine başlama)
İşte bu klasik söyleşinin ardından sonunda evden çıktılar...
Kısa bir yolculuğun ardından tren istasyonundaydılar. Peron 9 3/4 deki duvardan büyük bir soğukkanlılık ve heyecanla atlayan Xabi trenine zorda olsa atladı.
Kompartıman 19 'da sakince bir cam kenarına oturdu.. Eline topunu aldı. Aklına ise hayallerini..
Acaba Hogwarts'da hayallerini gerçekleştirebilecekmiydi?
Kısa bir uykunun ardından Xabi sonunda tren istasyonuna vardı. Sıkıştepiş bir ortam vardı.
Ağır ve kendinden emin adımlarla Trenden indi.
Acaba herşey şimdimi başlıyordu? ..