Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts |
|
| Kısa bir gezinti | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Melanie Oreila Gatés
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 06/01/10 Lakap : Mell
| Konu: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 1:15 am | |
| Mell, ormanın girişine yaklaşınca Pearl'lün koluna iyice yapıştı. Tam girmek üzerelerken durup endişeli bir yüzle ikizine baktı. Oldukça rahat göründüğünü farkedince yürümeye başladı ve ormana adım attılar. Biraz ilerledikten sonra, gökyüzünü kapatan ağaçlar yüzünden ortalık hemen kararmıştı. Etrafta devasa kökleri olan devasa ağaçlar, kuru yapraklar, dal parçaları, devasa kayalar vardı. Ağaçlar çoğunlukla yosunla kaplıydı ve daha çok ilerledikçe ortam soğuyordu. Kendileri dışında araa bir uğursuz kargaların gaklamalarını duyuyorlardı. " Vay canına! Burasi bir harika, ikiz! Şuraya bak, gerçekten anlatıldığı kadar korkunç. " dedi kıkırdayarak, biraz alçak bir tonla. Çünkü okuduğu kadarıyla, ormanda at adamlardan unicornlara kadar garip yaratıklar vardı. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 2:27 am | |
| Pearl ikizinin hızla artan kalp atışlarını hissediyordu. Kahkahasını baştırdı ve ikizinin sözlerine kulak verdi. " Vay canına! Burasi bir harika, ikiz! Şuraya bak, gerçekten anlatıldığı kadar korkunç. " gerçektende sesi heyecanlıydı. Pearl ikizinin kolundan çıkıp hızla ağaçların etrafında döndü ve kahkaha atarak şarkı söyledi. " Gel bana gel bana atadam Var bende kafadan Gel bana ye beni atadam Var bende kafadan.. Ormandayız şimdi ikizimle Çimen lekesi var dizimde Dolaşacağız azimle Senden korkmuyorum at adam" diye bağırdı. Saçmaladığının farkındaydı ama kalbindeki adrenalin hormonları yüzünden ne yapacağını bilmiyordu. Zevkle ormanda fink atarken ikiz kardeşinin tehlike uyandıran bakışlarıyla duraksadı. |
| | | Melanie Oreila Gatés
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 06/01/10 Lakap : Mell
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 3:23 am | |
| " Gel bana gel bana atadam Var bende kafadan Gel bana ye beni atadam Var bende kafadan.. Ormandayız şimdi ikizimle Çimen lekesi var dizimde Dolaşacağız azimle Senden korkmuyorum at adam" Pearl etrafta dönüp kahkahalarla şarkısını söylerken, Mell olduğu yerde kaskatı kesilmiş onu izliyordu. Çünkü, sihirli yaratıklarla ve yasak ormanlarla ilgili pek çok kitap okumuştu ve buradaki at adamların ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyordu. Kendisi için endişelendiği kadar, ikizi içinde endişeleniyordu. Bir an, gözleri uzaktaki bir karaltıya takıldı. Hafif hareket ediyordu ve, bilin bakalım neye benziyordu... Korkan bakışlarını farketmiş gibi görünen Pearl kendisine bakarak durmuştu. Mell tuttuğunu farketmediğini nefesini bırakıp yutkundu. " İkiz, yanılmıyorsam, şarkını birisi duydu. " dedi bakışlrıyla karaltıyı işaret ederek. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 3:45 am | |
| Pearl ikizinin bakışlarıyla yere sabitlendi. " İkiz yanılmıyorsam şarkını birisi duydu. " dedi gerilerek. Pearl dımdızlak kaldı. Gözleri titredi. Şimdi gerçekten korkuyor olabilirdi. Güzel yüzüne bir zarar gelmesini istemezdi. Ellerine cebine yöneltti ve asasını tuttu. Yapabileceği bir büyü varmıydı? Sanırım yoktu çünkü atadam gibi bir yaratık yada daha yücesi herhangi bir 1. sınıf büyüsünden korkmazdı. " İkiz. Beni korkutmak için yapıyorsan üstüne atlar ve seni öldürürüm " dedi çaresizce. İkizinin yüzündeki çaresiz ifadeyi görünce Pearl'ın bütün umudu yerle bir oldu. Arkadaki nal seslerine benzer sesleri duyunca irkildi. Yavaşça arkaya doğru döndü. O yüce varlığı görünce bütün cesareti kırıldı. Ama son damlalarını kullanmalıydı cesaretinin. " Sakın bize bulaşayım deme seni pis nallı. " dedi bağırmaya çalışarak. Muhtemelen atadam onlara saldırdığında ilk öldüreceği kişi Pearl olacaktı. Umudu tükenmişti. İkizine döndü. " İkiz. Şimdi öldük. " dedi fısıldayarak. Jübile'yi bekledi kendince. Hızla ama derin bir nefes aldı. |
| | | Vincent Valentine
Gerçek İsim : Beycan Mesaj Sayısı : 554 Kayıt tarihi : 12/07/09 Lakap : Vince, Vala
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 5:28 am | |
| Bekçi kulübesindeydim. Sessizlikte akşamla birlikte yaklaşıyordu. Pencereden sıcacık çaylarımızı içtiğimiz masamıza doğru hafifçe gelen güneş parıltısı da biz sohbet ederken kesilmek üzereydi. Bekçi Aaron gerçekten hoş sohbet yapıyor ve güzel çayıyla beni sevindiriyordu.
“Kahretsin”
Çayı elime dökmüş ve yanan yeri hemen cübbeme silmiştim. Aaron bir an telaşla oturduğu yerden kalkmış hemen buz getirmeye gitmişti. Arkasından gerek olmadığına dair sesleniyordum ama nafile… Gerçekten iyi bir adamdı. Geldiğindeyse hemen bir bezle elimi sarmış bense o arkasını döndüğü an bezi çıkarıp ateşe atmıştım. Aradan bir süre geçtikten sonra Aaron konuşmaya başlamıştı
“Profesör, neredeyse akşam oldu. Biliyorsunuz beni devriye gezmem gerek. Hayır kesinlikle yanlış anlamayım sizi koymak niyetinde değilim” dedi endişeli bir şekilde. Bense sadece bu duruma gülümseyerek cevap vermiştim. Aslında canım fena halde sıkılıyor, biraz kafa dağatmak, bir yandan da eğlenmek istiyordum. Ayağı kalktım ve pencereye bir kaç adım atarak biraz sonra karanlığa bürünecek olan gökyüzüne baktım. Gerçekten güzeldi…
“Hey Aaron, Senin yerine bu gün devriyeyi ben gezsem olmaz mı?” diye atıldım bir anda. Aaron şaşkın şaşkın bana bakıyor ne diyeceğini bilemezmiş gibi gözüküyor bir yandan rahatlamış gibi gözüküyordu. “İyi, peki Profesör Schwarz” diyebilmişti anca Aaron. Bense sevinmiş ve bir hışımla kulübeden dışarı çıkmıştım.
Bekçi kulübesi yasak ormanın neredeyse dibinde duruyordu ve yasak ormanın girişine varmam iki dakikamı anca almıştı. Girişte hiç beklemeden içeri girmiştim. İçimde bir vampir, atadam veya bir unicorn görebilme umudu vardı. Ormanın içine girildiğini an her yeri belirli bir karanlık kaplıyordu, buda ortama heyecan katıyor beni sevindiriyordu. İleriden gelen çıtırtılar sonucu o tarafa dönmüş ve bu işe daha fazla heyecan katmaya karar vermiştim.
“Hadi bakalım başlıyoruz!”
İyice konsantre olmuştum. Animagusluk zor bir şeydi. Birkaç senede bir bunu yapabilen sayısı oldukça az bir şekilde artıyordu. Kaslarımın şekillendiğini hissedebiliyordum. Bedenimin her tarafının yavaş yavaş kıllarla kaplandığı bariz bir şekilde görünüyordu. Saçları geriye doğru iyice uzuyor gittikçe yumuşak bir hal alıyordu. İki saniye içerisinde dört ayak üstünde bekleyen bir aslan olarak havayı kokluyordum. Beni diğer aslanlardan ayıran en büyük özellik, özellikle yelemin ve bütün tüylerimin tamamen altın sarısı olmasıydı. Aman tanrım! Kendime uzaktan baksam hayran kalabilirdim…
Şu anlık sadece havayı koklayarak sakince adımlar atıyordum. Aslan şeklindeyken bütün dengeyi sağlamak yıllarımı almıştı. Kulağıma net bir şekilde, küçük bir kız çocuğunun sesi geliyordu. Yasak ormanda… Küçük bir kız… " Gel bana gel bana atadam Var bende kafadan Gel bana ye beni atadam Var bende kafadan.. Ormandayız şimdi ikizimle Çimen lekesi var dizimde Dolaşacağız azimle Senden korkmuyorum at adam” Küçükken bende sıklıkla ormana gizlice giriyor ve bu şekilde eğleniyordum. Gülesim gelmişti taki at adamın o değişmez kokusu burnuma gelinceye kadar…
“Kahretsin” demiştim. Gerçi bu dışarı sadece “gnarh” şeklinde bir sesle çıkmıştı ama buna aldırmadan son sürat sesin geldiği yere koşuyordum. Kokular yakınlaştıkça artıyordu. Belli ki kız yalnız değildi.
"Sakın bize bulaşayım deme seni pis nallı."
Şarkı söyleyen kızın bağırması kulağımda çınlıyordu. Tam ileride onları görebiliyordum hızımı artırdım… Hızlıca çalılıklardan atalayarak kızların arkasından atadamın önüne doğru geldim ve hemen sert bir kükreme koydum “KRAAGRRRRRRRGH!”. Atadam anında gerilemiş ve bir korkuyla arkasını dönerek uzaklaşmıştı. Şimdi kızlara dönmüştüm. Fakat kızlar aşırı derecede korkmuş görünüyorlardı. “E bende karşımda birden kükreyen bir aslan görsem korkudan deliye dönebilrdim” diye geçirdim içimden. Hiç ses çıkarmadan altın renkli ve yumuşak yelemi sallamıştım. Çok güzel göründüğümden emindim.
Kızları daha fazla korkutmamak için ileri iki adıom atarak eski halime dönmüştüm. İnsan hale geri dönüş, aslana dönüşmekten çok daha kolaydı. Kızlara gülümseyip bakarak
“Vay vay vay. Burada kimler varmış bakalım. Bayan Gatés ve Bayan Gatés.” Hala gülümsüyor ve içten bir sesle konuşuyordum. “Bakın kızlar, buranın adının yasak orman olmasının bir anlamı var. Sakın yanlış anlamayın. Bence girmeyin demiyor, yakalanmayın diyor.” Eğer zamanında bende böyle muzurluklar yapmasam bu şekilde konuşamazdım, gülmemek için zor tutuyordum kendimi. “İnanın bana ablanız bunu duymak istemez” Çocukların yüzündeki dehşeti gördükten sonra “Merak etmeyin tabiî ki ona bir şey söylemem ama artık dönsek iyi olır, hıh?” Demiş ve bir yanıt bekliyordum. “Sanırım sizi sırtımda daha hızlı götürebilirm. Yelemi sıkı tutun.” Deyip bir göz kırpmıştım. Kızlar cevap vermeden ben dönüşüme başlamıştım bile. Zaten bir profesöre karşı gelmeleri imkansızdı.
Tekrar dört ayak üstünde durduktan sonra, hafifçe kafamı salladım ve yelelerimin rüzgarla hareket etmesine izin verdim. Şimdi sadece kızların üzeriem binmesini bekliyordum...rp out: Rp aceleye geldi. Rp nin dandikliği için üzgünüm | |
| | | Melanie Oreila Gatés
Mesaj Sayısı : 48 Kayıt tarihi : 06/01/10 Lakap : Mell
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 5:31 pm | |
| Mell, tam ikizinin koluna uzanmış onu kızdırmaması gerektiğini söyleyecekken, uzaktan gelen bir hırıltı duydu. At adamın olduğu taraftan gelmemişti ses. Korkuyla sindi ve elini uzatmaktan vaçgeçti. *Gerçektende şimdi öldük.* diye düşündü korkuyla. Tam bu sırada, yandaki çalılıkların arasından birşey fırladı. Ne olduğunu hızı yüzünden algılayamamıştı Mell. Sarımsı bir rüzgar bulutu gibi, atadama doğru atılıp kızın korkuyla geri sıçramasına neden olacak bir gürültü kopardı. Aynı zamanda, at adamda korkuyla gözden kaybolmuştu ki, Mell onun haksız olmadığını düşündü. Artık bir aslan olduğunu gördüğü yaratık kendilerine dönmüştü. Atadamın gitmesine sevinemeden, bir aslanamı yem olacaklardı? *Kahretsin.* Tam bir adım daha geri atarken, aslan hızlıca bir insana dönüştü. * Profesör Schwarz? * Sesi çıkmıyordu bile Mell'in. “Vay vay vay. Burada kimler varmış bakalım. Bayan Gatés ve Bayan Gatés. Bakın kızlar, buranın adının yasak orman olmasının bir anlamı var. Sakın yanlış anlamayın. Bence girmeyin demiyor, yakalanmayın diyor.İnanın bana ablanız bunu duymak istemezMerak etmeyin tabiî ki ona bir şey söylemem ama artık dönsek iyi olır, hıh?Sanırım sizi sırtımda daha hızlı götürebilirm. Yelemi sıkı tutun.” Lafı biter bitmez az önceki, görkemli ve devasa aslana dönüşmüştü. Mell dakikalardır tuttuğunu farketmediği nefesini bırakıp, derin, temiz bir nefes çekti içine ve sinirlerinin bir anda gevşemesiyle gülmeye başladı. Pearl şaşkınca bakınırken ikizinin koluna girdi ve aslana doğru -yada Profesöre ne- diyeceğini bilmiyordu, yürümeye başladı. Parlak sarı tüylerin üzerine otururken hayretle iç çekti, gerçekten çok güzel görünüyordu. " Vay canına, bir aslanın üzerine yasak ormanda gezdim hikayesini yaşlandığımda torunlarıma falan anlatırım herhalde. Atlasana ikiz. " dedi kıkırdayarak. Ardından utangaç bir tavırla aslana döndü. " Ehm, çok teşekkürler, Profesör. " diye mırıldandı zor duyulan bir sesle. Ama onun duyduğunu biliyordu. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Kısa bir gezinti C.tesi Ocak 16, 2010 8:40 pm | |
| Pearl adrenalin bağımlısı ikizinin Profesör Schwarz'ın üstüne , yanı animagus halinin sırtına atladığına inanamayarak bakıyordu. Pearl şaşkın bir kahkaha koyuverdi. " İki sen tam bir manyaksın. " dedi tekrar gülerek. Profesör'ün o harikulade görünüşüne süper bir tezahürat koyuverdi. " Profesör yelelerinize hayran kaldım. " dedi yüksek sesle gülerek. İkizinin arkasına yerleşti ve kulağına eğilip fısıldayarak; " Mell. Acayip deli mükemmel bir animagus. Tanrım cümle kurma yeteneğim bozuldu. Animagus'um olması için bütün elbiselerimi verebilirim şuan ikiz." dedi. Melanie'nin kıkırdaması yankılandı. Profesörün ya da aslanın yelelerine tutundu ve kendini rüzgarın o haşin hissine bıraktı. |
| | | | Kısa bir gezinti | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|