Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 Amelie Jane Katlyn

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amelia Jane Katlyn

Amelia Jane Katlyn


Gerçek İsim : Duygu
Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 13/09/09
Yaş : 30

Amelie Jane Katlyn Empty
MesajKonu: Amelie Jane Katlyn   Amelie Jane Katlyn Icon_minitimeC.tesi Ekim 31, 2009 6:54 am

Güneşin
sıcaklığı artık her şeyi yakıyor gibiydi. Siyah arabanın arka camından
çıkan iki göz sahildeki insanlara bakıyor, rûhen kendini yerine
getiriyordu. Sıcaktan denize atlayan insanlar, kumsala çıplak
ayaklarını dokundurmasıyla havaya zıplayan çocuklar, suyun içinden
çıktıktan sonra ailelerinin yanına çıkan insanlar. Sankî bütün
Londra’daki mugglelar etraftaydı. Yaz mevsiminin gelmesiyle plajlara,
sahillere dökülmüş insanlar sadece ferahlamak ve sulanmak istiyorlar
gibiydi. Arabada çalışan klima bile güneşin etkisini götüremiyordu.
Şimdi arabadan fırlayan o iki göz düşünüyordu. Peki yürüyecek hâli
olmayan, durumu iyi olmayan insanlar nerelerde ? Durumu olmayanlar
ıssız, yasaklanan artık kimsenin gitmeyeceği, pislik içindeki sahillere
gitmekte. Yerinden kalkamayanlarda sadece ter içinde can vermekteydi.
Bu düşünceler on yedi yaşındaki bir genç çocuk için fazlasıyla iyi
niyetliydi. Oysaki o lüks plajdaki kızların her birini kendine aşık
edip, onlarla istemediği kadar vakit geçirebilirdi.

Delikanlının
ucu görünmeyen mavi sonsuzluğa bakışları son bulmuştu. Araç bir ara
sokaktan içeriye girmiş, sadece hislerinin götürdüğü yere doğru
ilerliyordu. Bedeni sarsılan gencin bu kadar lüks yaşantının içinde,
böyle kuytu mahallelerde ne işi olduğu belirsiz gibi görünüyordu. Bir
anda arabanın kulakları delecek bir biçimde fren sesi duyulmuştu.
Arabanın kapısını büyük bir naziklikle açan Kelvin aynı naziklikle
kapatmıştı. Kapının kapanmasıyla araba harekete geçmiş, beş, on saniye
sonra gözden kaybolmuştu. Gölgeydi. Üstündeki kırmızı tişörtün
bedeninin sarması ve vücudunu göstermesi daha iyi bir hâl olacakki
altındaki siyah kot tarzı pantolon değişik bir hava katıyordu. Güneş
ileride kendini göstersede, ikişer, üçer katlı binaların verdiği gölge
her şeyi götürüyordu. Yaşamlarını kazanmaya çalışan dükkân sahipleri
bomboş sokağın başlarında, aralarında beraberce oturmuşlar muggle
oyunları oynamaya koyulmuşlardı. Kelvin’ın ses yapmayan beyaz spor
ayakkabası bir saatin güneş ışığını yansıtmasıyla parlamıştı. Güneş
buralardada yavaş yavaş etkisini gösterecek gibiydi. Kelvin’ın gözleri
geriye ve hafif yukarı doğru gittiğinde güneş gözünü çarpmıştı. Aynı
hızda geriye dönen gözlere Kelvin’ın cebinden çıkan siyah bir güneş
gözlüğü geçmişti. Adımlarını şimdi rahat rahat atarken, bugün bu
mekânları gezmenin tadını çıkarmaya başlayacaktı.

Her şey sadece
onun olsun hissi bütün beynini kavramışken zaman akıp geçiyordu. Birçok
şey, kimsenin alamayacağı birçok şey onun olmuştu. Belkide bu
mekânlardan alışveriş etmesi tamamıyla buraların yoksul bölgesi
olmasındandı, bir parça mutlu etmiş iki güler göz Kelvin için her şeye
değsede, okul içerisinde kendini beğenmiş bir yapısı olarak görünürdü.
Aslında bu beğenmişlik işi seçmen şapka ve Kelvin’in arasında sadece
bir sır olarak kalmıştı. Ellerine artık ağır gelen poşetlerle köşe
başına doğru ilerliyordu. Uzun siyah saçların altından alnına değen ter
suyu onu biraz sarsmıştı. Ama güneş artık geri çekilmiş, sıcaklık
yerini yavaştan yavaştan esen bir yaz rüzgârına bırakmıştı. Siyah araç
biranda köşe başında durmuştu. Kelvin’ı bırakan araç orada bekliyordu.
Kelvin elindeki poşetleri nazikce taşıyor aynı anda emin adımlarla
arabaya doğru yöneliyordu. Tam arabanın önünde durduğunda kapı
açılmıştı. Gözlerini yavaşca aralayan küçük bir çocuk bütün poşetleri
Kelvin’ın elinden alarak arabanın içine koymuştu. Arka koltukta sanki
Kelvin’e yer açarmış gibi gerileyen çocuk Kelvin’in sertimsi sesiyle
durmuştu.
“ Ben şimdi gelmiyorum. Bir, iki saat ilerideki mahalleleri gezeceğim. Zaten istediğim zaman dönebileceğimi biliyorsun. “
Ses bittiği anda Kelvin’in elleri arabanın kapısına gitmiş, sert kapıyı
yavaşca çocuğun üstüne vurur gibi kapatmıştı. Araban yavaşca hareket
etmiş, ilerideki aradan dönmüştü.

Çocuk sesleri kesilmiş,
sadece ufukta görünen kızıllık ve Kelvin baş başa kalmıştı. Uçsuz,
bucaksız bir mavilik önünde seyre başlamıştı. Yüksek, denize sıfır bir
yamaçta ayaklarını uzatmış bir şekilde oturuyordu. Zihnindekileri artık
bütün bedeniyle ortama yansıtmak istermiş gibi görünüyordu. Zengin
mahallelerde, yoksul mahallelerde geride kalmıştı. İpsiz, sapsız bir
ortamdı ama manzarasına diyecek bir söz bulunamıyordu. Kimi böyle bir
şey için ne kadar para veriyor, ne kadar gününü harcıyordu. Ama o
sadece buraya çıkmak için onlarca metre yürümüş ve gelmişti. Sadece tek
bir saniyedede buraya gelebilirdi, bunu yapabilecek bir güce sahipti.
Ancak o herkesin olduğu bir toplumda herkes gibi davranmayı seviyordu.
Belkide kanındaki melezlikten ona mugglelar büyücülerden daha yakın
geliyordu. Güneş hâlen geriliyor, kızıllık biraz daha kaybolmaya
başlıyordu. Kelvin uzattığı bacaklarından destek alarak kendini bir
anda geriye atmıştı. Kafasını yeşilliğin içine koyduğu an ellerini iki
yana açmıştı. Üstünde büyük bir mavilik daha göz önüne çıkmıştı.
Yeşilliğin içine yatmış delikanlı bugün ne yaptığını bilmiyordu.

Sessizlik
tüm ruhuna işlemiş bir genç yeşilliğin arasında uzanmış bir şekilde
dalıp gitmişti. Okul hayatındaki sessizliği ve düşüncesizliği
düşünüyordu. Hep kavgacı bir tip sergilesede, onun için sadece içine
girebilecek cürette sahip olan kişiler biliyordu. Babasının ölümünden
sonra o muggle eniştesinin pis kokusunu çekmesi onu için çok kötüydü.
Alışveriş olsun Kelvin, iş olsun Kelvin, her şeye Kelvindı. Ama
eniştesinin karışamadığı tek nokta Hogwarts’tı. Rûhen Hogwarts’ı
sevmesede, orasını gırgıra dayalı bir şekilde kullansada sadece
eniştesinden onu kurtardığı için oraya tapabilirdi. Serinleşmeye
başlayan rüzgar ruhuna meydan okurcasına değiyor. Ortamı yavaş yavaş
iyileştiriyordu. Gözlerini kapamış bir şekilde başka dünyalara giden
Kelvin kulaklarını yerinden oynatacak bir çığlıkla gözlerini açmıştı.
Şaşkındı, yakından gelen bir ses basınç ile beraber kulaklarını
neredeyse sağır edecekti. Gözlerini her iki yana çevirdiğinde gördüğü
sadece toprağın doğaya kattığı en güzel şeylerden birisi olan
güzellikti. Böyle olmayacağını düşünerek bacaklarında tutunup
doğrulmuştu. Kafasını her iki yana çeviriyor, ama hiçbir şey
görünmüyordu. Geriden gelen tiz bir ses kulağına işliyordu. Bir ağlama
sesi ya da bir gülme sesimiydi. Suratını ekşiterek ayağa kalkmıştı.

Birkaç
metre ilerideki kayanın ardına geçmişti. Kayanın üstünden başını
çıkarttığında düzlükte bir kız gülüyor gibi görünüyordu. Kelvin’in
zıtlaşmış yüzü iyice değişmişti. Üstüne çeki düzen verirken kayanın
yanından geçmişti. Yavaş yavaş yürüyor ve aynı zamanda söyleniyordu.
“ Şurada iki dakika kafa dinleyemeyecek miyiz ? “ Yürüyüş
gerçekleşiyor kız hâlen gülüp, ağlama seyrinde devam ediyordu. Süreç
sanki bitmiş gibiydi, kız ile arasındaki hafif uzaklıktaki mesafeye
bakmadan kıza doğru bağırmalar başlamıştı.
“ Sen hangi akıla hizmet ederek beni rahatsız ediyorsun. “ Kızın
daha cümleleri söylemeden arkasını dönmesi onu kavramsallaştırmıştı.
Beğeni ve eda kızın yüzünü Kelvin’in zihninde bir anda canlandırmıştı.
İçinden ilk ses deneyimi gerçekleşmişti.
“ Pislik. “ Bu
ukelâ kızı hatırlamamak mümkün değildi. Gözleri dahada bir kızgın bakan
Kelvin bir serinleyişe sanki dur demişti. Gözlerini kızın gözleriyle
birleştirdiğinde kızın kafa bulayan sesi ve hâin gülümsemesi ruhuna
işlemişti.
“ Sen, sen o sun. Sadece
ufacık bir kağıt parçası için neredeyse tepeme çıkacak kızsın. Buradada
karşıma çıktın değil mi ? Ama orada kurtuldun, Burada
kurtulamayacaksın. Bugünden sonra bu ukelâ tiplemendende vazgeçeceksin.
Sözleri bittiği anda kıza doğru
ilerlemiş, hiç çekinmeden ellerini havaya doğru kaldırarak kızın sol
yanağına doğru doğrultmuştu. Elleri kızın yanağına değdiğinde arazide
yankılanan büyük ses kızında sağa doğru düşmesini sağlamıştı. Büyük bir
kahkaha patlatan Kelvin, duraksayarak yerden kalkan kıza bakmıştı. Yüz
hatlarını değiştirmiş, sinirli bir şekilde üstüne doğru geliyordu.
Kelvin geri geri gitmeye başlamış, biraz daha ilerleyince geriye dönüp
koşmaya başlamıştı. Kızın bağırışları kulağında çınlıyor, biraz
eğlenceli tarzda kızdan kaçıyordu. Onun kadar hızlı koşuyordu.
Şakaklarına soğuk soğuk değmeye başlayan rüzgar, arada bir Kelvin’in
arkaya dönüp kıza bakmalarında kızın saçlarını havaya kaldırıyor, ona
daha bir değişim saçıyordu. Kelvin iyice işi gırgıra sarmaya başlamış
başını hep kıza doğru doğrultarak ilerliyordu. Bir yandanda eli arka
cebindeki asasındaydı. Ani bir müdahalede asayı kullanmak zorunda
kalması gerektiğini çok iyi biliyordu.

Kız durmuştu. Kelvin hâla
koşuyor kızın neden durduğunu anlamıyordu. Kızın ellerini göğüs
hızasında kaldırması ve dur işareti yazması onu şaşırtmıştı. Yine bir
oyun diyerek koşarken bir anda boşluğu hissetmişti. Ayakları
boşluktaydı, olmayan bir boşluk. Nerede olduğunu bir anda düşüşe
geçmesi anlatmıştı. Takla atarak düşerken arka cebindeki asa bir türlü
çıkmıyordu. Mesafenin daralması ve kayalara çarpıpı bir o yana bir bu
yana sallanması daha düşmeden üstünü kana bulamıştı. Derinliğe doğru
düşerken asa cebinden çıkmış ve kısıklayan ses coşmuştu.
“ Aresto Momentum. “
Büyü etkisini kısa süreliğin göstermiş ve bir anda yavaşlamış bir
şekilde uçsuz bucaksız okyanusa düşen Kelvin’ın son bağırışı ortada
yankılanmıştı.

Bütün ortamda yankılanan o ses alıp götürmüştü.
Suyun altında bir, iki dakika kalıp yavaşca kıyıya vuran Kelvin’ın
cansız gibi görünen bedeni öylece duruyordu. Kan büyük hırsıyla suya
yayılıyor, Kelvin cansız cansız yatıyordu. Söylenerek gelen kızın sesi
bütün ortamı sanki büyük bir şefkat ile ısıtıyordu. Kelvin’in
hatırlayabildiği sadece kızın büyülü sözcükleriydi. Diğer konuşmaları
ruhunu engelliyordu. Kapalı gözler yavaş yavaş açılıyor, onu sudan
sürükleyerek çıkaran kızın konuşmaları beynine işliyordu. Hareket
etmeye çalışsada kızın hırçın sesi engelliyordu. Acı hissetmeye
başlamıştı, sankî içinde bir yangın çıkmıştı. Pis bir acı ruhunu ondan
alıyordu. Bir anda şefkat dağıtan kızı ileriye yitmişti bütün gücüyle
sadece bir sorumluluk yüzünden onunla ilgileniyordu. Zorda olsa ayağa
kalkmış, ileriye doğru savrulan kıza doğru konuşmuştu.
“ Senin yüzünden olmadı. Bu yüzden yardım etmene gerek yok, git buradan Lilith. “
Bu konuşma onu yormuştu. Sarsılan bedeninin toparlayarak geriye dönmüş
bir şekilde ilerliyordu. Acıyı dişini sankî parçalayacak bir biçimde
sıkarak ilerliyordu. Biranda aklına gelen en önemli şey bedenine
işlemişti. Asası yoktu. Buralara bir yere düşmüş olması gerekirdi. Kıza
doğru döndüğü an gözleri kapanmış, teslim olmuştu. Su gibi akıp giden
kan ruhunu işgal etmiş, onu yere kapaklandırmış, sonsuz bir boşluğa
daldırmıştı.

Rüya görüyordu, etrafında yüzlerini seçemediği
insanlar vardı. Siyah giysili, simsiyah insanlar. Fısıldıyorlardı,
sessizlik bozuluyordu. Kelvin’in kulak zarları artık yok oluyordu.
Sadece tiz bir ses çok geriden geliyordu.
‘ Kelvin, Kelvin. ‘
Diye inliyordu. Gerilerden gelen ses yakınlaşmaya başlamış, arkasından
ses ile beraber o hırçın kız çıkmıştı. Aslında yakınlaştığı bütün
kızlardan farklıydı. Bir an için zaman durmuştu. Etrafındaki insanlar
ve kız hareket etmiyor, sadece onun bedeni oynuyordu. Düşüncelerinde
yoğunlaşan bir ses ile kız hareketlenmişti. Sadece söylediği iki kelime
Kelvin’in beynine işlemişti.
“ Seni seviyorum. “ Sözün
bittiği an her şey kaybolmuş, kuş cıvıltıları ve bir parça hıçkırık
kulağında yankılanmıştı. Gözlerini kendini yormadan yavaş açtı. Hâlen
kumun üstünde olduğu batan taşlardan belli oluyordu. Kayalıklardan
birisinin üstünde oturmuş olan Lilith kendi kendine konuşup, ağlıyordu.
Ellerinden yardım alarak kalkmayı denemişti. Ama olmuyordu, acı ruhuna
iyice işlemiş, artık onu kabullendiremiyordu. Kız onu fark etmiş
oturduğu kayalıktan kalkarak koşup yanına gelmişti. Konuşmaları her
şeyin başlangıcıydı.
“ Üzgünüm Kelvin, çok üzgün. Şimdi seni hastaneye götüreceğim. “
“ Bu kadar beklemen hata aptal şey. “
“ Haklısın, haklısın ama ben seni bir anda, yani öyle bayılınca gittin sandım. “
“ Sen korkma, ancak bir, iki dakikaya kadar buradan hastaneye yetişemezsek kan kaybından gideceğim. “
Kelvin
haklıydı. Kahverengi toprak rengi siyahımsı bir renge dönüşmüş, beyaz
taşların yerini hafif kırmızı taşlar almıştı. Kızın konuşmadan sonra
gözleri parlamış Kelvin’ında direnciyle doğrulmuşlardı. Bir suçluluk
hissiyle ona böyle bağımlı bakan kızda bir şeyler vardı. Sankî o hırçın
kızın içinde bir merhamet belirmiş ona sıcak ellerini açmıştı. Oysaki
bu durumda onu burada bırakıp gidebilen kişilerde olabilirdi. Kızın
sesi ortamda yankılanmıştı.
“ Kolumu tut. “
Zorda olsa kızın koluna sarılan Kelvin kendinden geçmişti. Gözleri
biranda karanlığa dönüşmüş, daha sonra yokluğun içerisinde
sürüklenmişti. Böyle bir buharlaşmayı şu an kaldırabilecek gücü
olmadığını benimseyerek gözlerini tekrar kapatmış ve yere yığılmıştı.
Kafasında her şeyden önce o gördüğü rüya vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
George Crownie
Hogwarts Müdürü
Hogwarts Müdürü
George Crownie


Gerçek İsim : umut.
Mesaj Sayısı : 1989
Kayıt tarihi : 11/07/09
Yaş : 32
Lakap : geo.

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Amelie Jane Katlyn Left_bar_bleue100/100Amelie Jane Katlyn Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus: Mantikor

Amelie Jane Katlyn Empty
MesajKonu: Geri: Amelie Jane Katlyn   Amelie Jane Katlyn Icon_minitimePtsi Kas. 02, 2009 4:57 am


  • Renklendirme güzel.
  • Betimlemeler yerinde.
  • Birkaç yerde yazım hatan var.
  • Konusu güzel. Ve akıcı.
  • Duraksama fazla olmadığından güzel bir RP'ydi diyebilirim.

Notun ; 97
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://eskiao.roleplaylife.net
 
Amelie Jane Katlyn
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Amelia Jane Katlyn
» Suhryy Jane Nicolas
» Anna Jane R. La'Meyer
» Suhryy Jane Nicolas

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Genel :: Puanlı RP Geçmişi :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: