1.Sınıflar İlk Ders~Kehanete Giriş

Misafir

~Sabah~

Başı resmen çatlıyordu. Kalktığında başı döndü. Hızlı kalkmış olmalıydı. Banyoya yöneldi. Duş aldıktan sonra kıyafetlerini giydi. Zor bir gün olacağa benziyordu. Yepyeni öğrencilerle yeni bir döneme başlangıç...Ürperdi. Sonra gözü baş uzundaki saate takıldı. Yanlış mı görüyordu? Yoksa...? "Kahretsin." diye düşündü. Geç kalmıştı. Koşar adımlarla odasından çıktı. Sonra eşyalarını unuttuğunu hatırlayıp geri döndü. Herşeyini alıp dersliğe sdoğru hızla ilerlemeye başladı.

~Dersliğe Gidiş~

Cecilè hızla merdivenleri çıkarken bir yandan da saçlarını toplamaya çalışıyordu. "Kahretsin!" diye düşündü.Geç kalmıştı. Aslında pek önemli değildi. İstediği kadar geç kalabilirdi. Ama müdürden uyarı almamak için acele ediyordu. Gece bazı dostları ile geç saatlere kadar eğlenmemesi gerektiğini anlamıştı. Resmen dağılmış gibiydi. Topuklu ayakkabılarının çıkarttığı sesleri umursamayarak hızla ilerlemeye devam etti. En sonunda gelmişti.

~Derslik~

Üstünü başını düzeltti ve uzun ahşap kapıyı iterek içeriye girdi. İçeride çok fazla ses ve uğultu vardı. Öğrenciler profesörün geldiğini görünce birden sustular. Cecilè kaşlarını hafif çatarak, düzgünce sıralanmış on-onbeş sırada bulunan öğrencilere baktı. Ve yavaşça dersliğin büyük bir kısmını kaplayan masasına doğru ilerledi. Masa oldukça düzenliydi. Zaten Cecilè düzeni çok severdi. Ve otoriteyi. Masası tam merkezdeydi ve bütün öğrencilerin sıraları kendi açılarına bağlı olarak öğretmen masasını görüyorlardı. Elindeki birkaç kitabı koymak için masasındaki küreyi kenara çekti. Öğrencilerden çıt çıkmıyor ve Cecilè'in yaptıklarını izliyorlardı.
"Kehanet Dersine bulunduğunuz için çok şanslısınız. Belki bir çoğunuz bu dersin ne olduğunun farkında bile değil. Neyse. Açıklama yapma gereği duymuyorum. Kütüphanemizde Kehanet nedir temalı en az on üç kitap bulabilirsiniz ." Dedi ve öğrencileri tek tek gözden geçirdi. Göz teması önemliydi onun için. Özellikle bir bayan profesörün otorite sağlaması için gerekliydi. "Bu arada benim adım Cecilè Dèmon Colean. Kehanet Dersini beraber işleyeceğiz.Herkes tek tek kendini tanıtamaz şimdi. Bu yüzden hepinizin bir parşömen çıkartıp kendinizi ve ailenizi anlatmanızı istiyorum. Ve ders hakkındaki düşüncelerinizi de eklerseniz, benim de sizin hakkınızdaki düşüncelerim kesinleşir.Ama önce biraz da olsa derse giriş yapmak istiyorum." dedi hafif bir tebessümle.Tek tek sıraların yanından geçerken. "Kehanet sizce nedir?" diye sordu. Birkaç kendini bilmez parmak kaldırsa da izin vermedi konuşmalarına. Çünkü daha ik dersten bilemezlerdi bunu. "Kehanet,gelecekteki olayları öngörmeye yarayan bir büyüdür. Büyü dünyasındaki birçok kişi büyünün bu dalını gerçekten uzak bulur. Kehanet’in bazı türleri vardır. En az güvenileni olan “falcılık”, geleceği görmedir ve bu da Hogwarts’da Kehanet dersinde öğretilen türüdür. Kehanetin ikinci türü at-adamların gerçekleştirdiğidir. 1996 yılında Firenze ders vermeye başladığı sırada her ne kadar sınıfındaki insanlarda kaybolmuş olsa da bu teknikler öğretilmiştir. Kehanetin üçüncü dalı ise görüdür. Bu doğru bir kehanettir ancak kehanette bulunulan şey üzerinde daha sonra yorum yapılmasını gerektirir. İç görüye sahip Görücülerin,bu yeteneklerini kontrol edebildikleri söylenemez. " dedi ve hızlı bir giriş olduğunu düşünüp biraz bekledi. Artık sınıfı iyice dolaşmıştı. Yavaşça masasına geri dönüyordu."Gerçek öngörü çok nadirdir, ancak yüzyıllar boyunca birçok kez olmuştur. Esrar Dairesi’nde katedral büyüklüğündeki odalarda bu kehanetler cam kapların içinde tutulmaktadır. Her bir kap onu yapan kişinin baş harfleri,yapılan kişinin ismi ve konusuyla ilgili etiketlenmiştir. Tabi ailesinin en azından bir bireyi bakanlıkta çalışanlar bunu biliyorlardır. Evet umarım beyninizde kehanet ile ilgili birkaç düşünce oluşmuştur. Şimdi herkes parşömenlerini çıkartsın ve en başta söylediğimi yapsın. Dersin bitiş zili çalana kadar zamanınız var. Sessiz olmayanlar daha ik derste müdürün yanına gönderilecektir." dedi. Biraz sert olduğunun farkındaydı. Ama umursamadı.Herkes parşömenini çıkarırken masasına oturdu ve kendine kahve koydu. Kitabını açıp okumaya başladı. Arada fısıldaşmalar geliyordu. Boğazını abartılı bir şekilde temizleyerek susturuyordu onları. Uzun bir süre sonra zil çaldı. Herkes ayaklanırken hemen; "Herkes parşömenlerini masama koysun. Diğer derse ödev herkes kendi cümleleri ile kehanetin tanımını yapsın. En az on satır olmalıdır.Dersimiz bitmiştir. Herkes çıkabilir." dedi. Herkes çıktıktan sonra parşömenleri toplayıp kolunun altına koydu. Diğer eşyalarını da düzenleyip derslikten çıktı.