Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 It's me God, Cassie.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassandra Malfrey
Hırsız
Hırsız
Cassandra Malfrey


Gerçek İsim : Melis
Mesaj Sayısı : 25
Kayıt tarihi : 15/08/11
Yaş : 38
Lakap : Cass, Nava, Nova

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
It's me God, Cassie. Left_bar_bleue79/100It's me God, Cassie. Empty_bar_bleue  (79/100)
Patronus: Kutup Kurdu

It's me God, Cassie. Empty
MesajKonu: It's me God, Cassie.   It's me God, Cassie. Icon_minitimeCuma Ağus. 19, 2011 2:27 am



Müthiş bir ağrıyla araladı göz kapaklarını. Kısık gözlerini uzun kirpiklerinin ardından odanın tavanına dikti. Kendine gelmeye, bulanmış zihnini temizlemeye çalışıyordu. Bir daha böyle içmemesi gerektiğini düşündü -ki her seferinde bunu düşünüyordu aslında.- İçkiye karşı koyamıyordu. Büyük bir yatakta Jack Daniels şişesi ve o.. Bu bir tutkuydu. İçkiyi severdi. Geceden sabaha kadar ona cenneti sunabilen tek şey Jack Daniels şişesiydi, evet. Bir alkolik değildi tabi sadece mutlu olduğunu sandığı o mutlu zamanlarda içerdi. Tıpkı diğer günlerde olduğu gibi bir kaç küçük vurgundan sonra kendine rahatça yatabileceği bir yer ayarladıktan sonra yapardı. Elleriyle yataktan destek alarak doğruldu. Daha önce girdiği bir eve benzetmişti burayı. Masalar, sandalyeler, yatak, duvarlara asılı tablolar ve tablolardaki suretler..Bunları bir yerden anımsıyordu sanki. Bu düşünceyi atarcasına kafasını salladı. Böyle küçük detayların hayatında bir önemi yoktu. Burası boş bir evdi. Sahibi artık neredeyse -ki bu ayrıntının da bir önemi yoktu- evden faydalanmak istemişti. Çatlak Kazan ya da misafir evlerinde de kalırdı ama arada böyle evleri de ziyaret etmesi gerektiğini düşünürdü. Uzun bir süredir böyleydi aslında. On yedisinde yetimhaneden kaçtığından beri böyleydi. Yattığı yeri belli değildi ve bundan sonrada olmayacak gibiydi. Yataktan kalkınca üzerini silkeledi. Kıyafetlerini düzeltti. İnce uzun parmaklarını o kızıl kıvırcık saçlarından geçirdi. Elleriyle saçlarını şekillendirircesine oynadı. Evden ayrılmak için kapıya doğru yöneldi. Ancak aşağı kapının açıldığının ve ardından merdiven basamaklarına çıkan birinin adımlarını işitti. Hafif bir telaşa kapıldı o anda.Daha öncede bu gibi durumlarda karşılaşmıştı. Üstesinden gelmişti daha öncekilerin ve bunun da gelebilirdi. Pencere vardı ancak ses yapmaktan korktu eğer pencereyi seçerse paçayı ele verme ihtimalide artabilirdi. Nereye saklanabileceğini düşündü hızlıca. Kapının arkasına geçti. Eğer gelen kişi onu görürse biraz kaba kuvvetle yine kurtulmaya bakacaktı. Kapı açıldı. İçeriye orta yaşlarda irice bir adam girdi. Eskimiş ceketi ve çamura bulanmış botları vardı. Tahta zeminde iz bırakan ayakkabıların bağcıklarını çözmeye koyuldu henüz oturduğu yatağın üzerinde. Ayakkabıları köşeye çıkardı ,ceketinden bir kutu ve gümüş kaplama bir cep saati çıkarıp ahşap masanın üzerine koydu. Kapının arkasındaki askıya asılı giysiler Cass'ı kamufle ediyordu ve o da gizlice izleme şansı yakalıyordu. Adam yatağa geri döndü. Bir kaç kere sağa sola dönüp homurdandıktan sonra sesi kesildi. Uykuya dalmış gibiydi. Cassandra, en ufak bir harekette ve ya seste uyanabileceğini düşünüyordu ta ki aslan gürlemesine benzer horultuları duyana kadar..Adam uykuya daldığında kapının arkasından sıyrılıp sessiz ve yavaş adımlara odadan çıkmayı düşündü. Gözleri masada saati ve gümüşü kesince adımlarını masaya yöneltti. Kırmızı kutuyu kavradı. Kapağı kaldırdığında içinden değerli taşları olan küpeler çıktı. Kutuyu geri kapattı ve ceketinin iç cebine attı. Gümüş saati de yan ceplerine sıkıştırdı. Bunu da okutacak bir yer bulurdu elbet. Kapıdan yavaşça çıktı ve kimseye görünmeden evden uzaklaştı. Hogsmeade köyüne uğramayı düşündü ama ondan önce uğraması gereken bir yer vardı. Bir kaç kere Godric's Hollow'a gitmişti ama her seferinde iş için uğramıştı oraya. Şimdi ise amacı farklıydı. Godric's Hollow'un yolunu tuttu. Köye girdiğinde tek düze sıralanmış evleri, herşeyden uzakta huzurlu topluluğu gözlemledi. Buraya pek kötülük uğramaz gibiydi. Karmaşadan uzaktı sanki. Eğer Cassandra'nın tam olarak ne iş yaptığını nasıl biri olduğunu öğrenselerde kazma kürekle onu köyün dışına kadar kovalarlardı. Burası büyük bir köy değildi. Köye girer girmez merkezdeki kiliseye doğru yöneldi. Tahta kapıyı açarak içeri girdi. Pazar ayinlerine katılmaları beklenen cemaat için hazırlanmış tahta sıralar vardı. Karşıda papazın kürsüsü ve duvarın üzerine koca bir İsa tablosu. Bir sıraya oturdu. Gözlerini tavana dikti ve ellerini birleştirip çenesine dayadı."Merhaba Tanrım, benim Cassandra. Naber? Umarım benden memnunsundur. Kısa günün karı için teşekkür etmeye geldim. Teşekkürler. Artık daha az çalacağım. Daha az yalan söyleyecem ve daha az içeceğim. Neden çaldığımı da bilmek ister misin? Senin rızanla vermediğin paraları kendi rızamla ödünç alıyorum. Cidden, sadece ödünç alıyorum. Bir gün zengin olursam eğer hepsini ödeyeceğim. Eğer olamazsan diye söylersen..neyse ama ödünç aldığımı bil. Şimdi gidiyorum ama yine gelirim ben. Öptüm. Amen."
Sıradan kalktı ve gülümsedi. Kiliseden çıkmak için kapıya ilerledi. Peder de aynı istikaamette karşıdan geliyordu. Daha önce başka bir kilisede görev yapan pederi tanıyordu. Sık sık giderdi ayinlere."Tanrı'yı bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum Cassandra."


"Onu çok seviyorum. Tanrı'yı kim sevmez Peder."
Konuşma sırasında pederin cübbesine asılı broşü fark etti. Işıl ışıl parlıyordu. Değerli bir şey olabileceğini düşündü. Yüz ifadesini kendini dinine adamış biri gibi değiştirdi. Pederin boynuna sarıldı birden. "Çok değiştim peder. Tanrı bana tüm mutluluğu veriyor. Sadece ona ihtiyacım olduğunu anladım ben. Kendimi dinime adadım. Artık her gün bulunduğum bölgedeki kiliseye gidiyorum. Ondan af diliyorum. Ahh, sizde iyi ki varsınız peder. Siz olmasanız bunca insan ve ben doğru yolu bulamazdık. " dedi. O sırada bir elini pederin broşuna attı el çabukluğuyla cebine indirdi. "Haklısın kızım. Senin için çok sevindim. Doğru yolu bulmana çok sevindim. "
"Sağolun peder artık gitmeliyim."
"Pekala, Tanrı seni korusun kızım."
"Tanrı sizi de korusun Peder." dedi kıs kıs gülüyordu içinden. Profesyönel bir tiyatro oyuncusu gibiydi adeta. Öylesine iyi oynadı rolünü. Tam anlamıyla oynamış değildi. Gerçekti bir kısmı. Tanrı'yı seviyordu gerçekten. Yalan değildi. Kiliseden çıkınca direk Hogsmeade'ın yolunu tuttu.





Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
It's me God, Cassie.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Büyücü Mekanları :: Godric's Hallow :: Katherina Kilisesi-
Buraya geçin: