Pierretta Qixinâ Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 28/07/11 Lakap : Princess of Hufflepuf.
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Basilisk
| |
Pierretta Qixinâ Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 124 Kayıt tarihi : 28/07/11 Lakap : Princess of Hufflepuf.
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Basilisk
| Konu: Geri: Tehlikeli Başlangıç C.tesi Ağus. 13, 2011 8:06 am | |
|
Yeni bir yer, Hogwarts. Hufflepuf'lı bir cadı. Beşinci sınıf. Tüm bu kelimeler kendisine oldukça yabancı geliyorken buna alışma süreci de bi o kadar yalnız geçiyordu. Her zaman tek dostu olan Nels'i, Hufflepuf binasında ki çıtkırıldım'lar yüzünden gözden ırak köşelerde saklıyordu. Oysa lanet olasıca seçmen şapka denen varlık, Pierretta'yı asil Slytherin binasına yerleştirseymiş tüm bunlar olmazmış. Çünkü Pierretta'nın tam olarak duyduklarına göre, Salazar Slytherin'in öncülük ettiği bu bölümün amblemi bir yılandı. Ve Nels, türdeşleriyle daha mutlu olabilirdi. Şanssızlık işte, demek istiyor fakat seçmen şapkanın aslında ne yaptığını binasında ki cadılardan ve büyücülerden duyunca bunun kötü şans olduğunu değil tamamen 'bilimsel' denilebilecek kadar kanıt taşıyan bir olgu olduğunu görüyordu. Birkaç gecedir yanına uğramayan uyku, yine Pierretta'nın yumuşak yatağında huzursuzca kıvranmasına neden oluyordu. Tüm bunları kafasında kurgularken Nels'in biraz hava almaya ihtiyacı olduğunu ve porsukların uykularındayken bir yılandan korkmayacaklarını düşündüğü için en uygun zamanın bu saat olduğuna karar vermişti. Soğuk zemine indirdiği ayaklarının bir anlık buz kesilmesinin nedeni de, yatak ısısıyla havada ki sıcaklığın eşit olmamasıydı büyük ihtimalle. Siyah geceliğini, sarı ve siyah amblemin tam göğüs kısmında olan siyah cübbesiyle kamufle ederken bir yandan da açık kestane saçlarını geriye doğru sıkı bir topuz yapmıştı. Saçlarının omuzlarının etrafında dans edecek şekilde durmasını ve bununla birlikte 'kokoş' görünmeyi pek sevmezdi. Bu durum Beauxbatons'dayken de aynıydı, yetimhanedeyken de. Her zaman sade olmak, onun için şık olmaktan daha ön plandaydı. ''Benimle gel, Nels. Uslu bir çocuk oldun ve bunu hak ettin.'' Çataldilinde kullandığı kelimelerin ardından dudaklarının arasından çıkan kıkırdaşma, adeta tıslıyormuş gibiydi. Herhangi bir bina arkadaşını uyandırmak istemiyordu. Özellikle bulunduğu ortama uyum sağlamamışken ve diğerlerinden farklıyken. Bir de herkesin Pierretta'yı başkasına benzetmesi vardı. Tam olarak isim söyleselerde benzediği başka bir cadının adını hatırlamıyor ve açıkçası hiçte umursamıyordu. Çığlak ayakları soğuk zeminden sıyrılıp çimlerin üzerinde hışırtılarla ilerlerken, Nels'in yeşil renkteki bitkileri ezerek ilerleyişine küçük tebessümlerle eşlik ediyordu. Çimlerin altında bol miktarda olan toprak, cadının gerilimini çekmekte oldukça başarılıydı. Fakat Pierretta geceleri kimsenin bulunmayacağını düşündüğü bu yeşillik alanda biraz uzanmak ve gökyüzünde ki ay ile yıldızları izleyerek yalnızlığın keyfini çıkarmak istiyordu. Elbette Nels yanındayken yalnız değildi ama cadının kastetttiği şey tam olarak bu değildi zaten. Uzandığı yerden yeşil ve yeni solmaya başlamış çimenlerin ferahlatıcı kokusunu ciğerlerine doldururken, bir elini başının altına yastık niyetine koymuş ve diğer eliyle de Nels'in yüzeyinde ki deriyi okşuyordu. Sahibine oldukça sadık olan bir köpek gibi Pierretta'nın elleri onun başında gezindikçe karşılık veriyordu cadıya. Cadı bu tavrına gülümsemekle yetindi. Yıldızları, diğer bi deyişle gök taşlarını seviyordu. Onlar hakkında pek bilgisi yoktu ama astrolojiyi dışarıdan takip etmek hobilerinden biriydi. Ay'ın oldukça yakınında duran bir yıldız, çizgi halinde Ay'dan uzaklaşırken muggleların bu duruma 'yıldız kaydı, bir dilek tutmalıyız' şeklinde ki yaklaşımını çocukluğundan hatırlıyordu. Kahkahalar ve yaşamının kötü geçen anılarından inançsızlık dolu cümlelerini yine yılanına, tek sırdaşına fısıldamıştı. ''Bir dilek tutalım Nels, belki Tanrı sesimizi duyacak kadar yakınımızdadır. Yani şans eseri, ne dersin he?''
| |
|
Euterpe Châtillon Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 829 Kayıt tarihi : 25/07/11 Yaş : 30 Lakap : Princess of Slytherin.
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (97/100) Patronus: Smilodon
| Konu: Geri: Tehlikeli Başlangıç C.tesi Ağus. 13, 2011 8:48 am | |
| Bütün geceyi oturarak geçirmişti. Yatağına oturmuş bacaklarına kendine doğru çekerken düşünüyordu sadece. Hangi gece bu kadar sıkıcı olmuştu ki? Okulun başlaması da birçok şeyi kısıtlamış gibiydi. Mesela dışarı çıkmak gibi… O bunları düşünürken yatağına çıkan beyaz kediyi fark etmemişti. Elini yalayan tüy yumağını görünce gülümsedi. ‘‘Merhaba Luna.’’ Gülümserken kedinin başını okşamıştı yavaşça. Luna… Kedisinin ismine özel bir hayranlık duyuyordu. ‘Ay’ anlamına gelen bu güzel ismi fısıldayınca yine gülümsedi. Saatine bakarken çıplak ayaklarını çoktan zemine değdirmişti. Tüm vücudu soğuk zeminin etkisi ile ürperirken bir mırıltı çıktı dudaklarından… Ne beklerdiniz ki? Masanın üzerine attığı siyah cüppesini eline alırken kedisinin peşinden gelmesi için ıslık öttürdü. Bu saatte hiçbir yılanın uyanmayacağını biliyordu. Yılanlar rahatına düşkün hayvanlardı, eh doğal olarak yılanlarla özleştirilen Slytherinler de fazlasıyla rahattı. Bu kendisini biraz rahatsız hissettiriyordu. Çünkü Slytherinler ne yaparlarsa yapsınlar her zaman tembelliklerine veriyorlardı. Oysaki Euterpe öyle miydi? Kendisi yılanların en iyi örneğiydi. Çalışan ve zekiydi. Üstüne üstlük zengin ve güzeldi de… Kendisinin farkında olması fazlasıyla iyiydi. Yavaşça kızlar yatakhanesinden çıktı ve ortak salona varmak için adımlarını hızlandırdı. Birkaç Slytherinli erkek de uyumamıştı anlaşılan. ‘‘Size iyi eğlenceler çocuklar, biraz yaramazlık yapmaya gidiyorum!’’ Ağzından her çıkan sözcük genç büyücülere melodi gibi geliyordu. Çocuklar genç cadıyı süzerken ne yapacaklarını şaşırmış gibiydiler. Altına giydiği siyah kısa şort ve üzerinde bulunan yarım askılı tişört ile fazlası ile ilgili çekiciydi. İlla açık giyinmesine gerek yoktu, ne giyerse giysin erkeklerin bakışlarını rahatlıkla üzerinde hissediyordu. Kapıdan çıkarken çocuklara el salladı ve gözden kayboldu.
Gecenin dondurucu havasına karşı daha fazla tiril tiril gezememişti. Anında cüppesini giyip bedeninin ürpermesine izin vermişti. Yanında asilce dolaşan kediye gülümserken gökyüzüne baktı. Yıldızlar… Teyzesi ile astronomiyi hep çok severdi. Büyülerden boş kalan zamanda hep bununla ilgili kitaplar okur ya da araştırma yapardı. Daha o zamanlar minicik bir kızdı. Düşününce gülümsemesi yüzüne yayıldı ve hep çocuk kalmak istediğini hatırlattı kendine. Küçükken her şey oyun gibiydi. Teyzenin ona mırıldandığı iltifatlar, etrafındaki insanların ona hayran bakışları… Özlüyordu sadece. Özlemesi de saçmalıktı aslında. Bunlardan bir şey kaybetmemişti ki? Teyzesinin dışında herkes artık ona iltifatlar yağdırıyordu. Üstüne üstlük hiç tanımadığı insanların bile bakışları onda sabitleniyordu. Karamel rengi saçlarını savurunca siyahların içinde bir kızı gördü. Görünüşü hiç de tanıdık olmayan bir kız. Çimenlerin üzerine uzanmış yıldızları izleyen bir genç cadı. Üstelik yanında da bir yılan vardı. Kendi kendine gülümserken kızın yanına varmasına bir metre kala durdu ve dizlerinin üstüne oturdu. ‘‘Merhaba güzel yaratık…’’ Çataldilin de konuşması bile herkesi etkilerdi. Kendisine doğru yaklaşan yılana gülümserken avuçları çoktan sert deriye dokunmuştu. Yılanı yavaşça okşarken uzandığı yerden doğrulan sahibini gördü ve yılandan elini çekerken kıza baktı. ‘‘Anlaşılan güzel gecenin tadını çıkaran sadece biz değilmişiz Luna…’’
| |
|