~ Jeanne Seréveill
~ Özellikleri
Yalnızca sevdikleri için yaşıyor, bunu fark edeli uzun bir zaman oldu. Eğer bir sorun varsa etraflarında bunun için her şeyi yapabilir. Kimseyi incitmeden ölse yeter, yanındaki kimse incitilmeden. İnatçıdır, zekidir demiyorum ancak onlarca boş konuşanın yanında aklını kullanıyormuş gibi duruyor. Önemli olan değer verdikleri, her ne kadar karşılık almasa dahi. Aldığı her nefes ve attıgı her adım yalnızca korumak için, yoksa bir an dahi yerinde durmaz çekip giderdi buradan. Tek haz aldığı şey nabzının hızlandığı, damarlarında cesaretin gezintiyi anlar.
~ Geçmiş
Jeanne o mutlu çiftten geriye kalan tek şey. (Gülüşmeler.) Tabii ki hayır, tek sorun babasının bir daha, tabii ki kendi kızı hariç, hiçbir Seréveill ile görüşmeyecek olması. Soyadın çirkinliğinden bahsetmiyorum, aileyle kustu de demiyorum. Tek sorun verdiği söz, hayatındaki en değer verdiği kişiye ya da iki kuşak olan büyükbabasına değil, 17’sine girdiğinde aklından geçirdiği bir fikir yalnızca. Sonrasında ise-
Boulogne Billancourt’a hiç dönmedi, soyadının geldiği o aile evini ancak fotoğraflardan hatırlıyor. Annesini gönderdiği, ailenin pazar buluşmalarındaki uzun sohbetlerden sonra oğlunu özlüyor olsa ki, çığırtkanlardan bir de. Onu özendirmek için olsa gerek sofrayı anlatıyor her defasında, sanki cisimlenip hemen yanına gelemeyecekmiş gibi.
Seréveill. Evin girişindeki o çirkin tabeladan geliyor bu soyad, büyük büyük büyük ve birkaç nesil daha büyük olan büyükbabasının yaptığı ufak şakadan. “Uyanın!” diye aydınlanıyor geceleri, gündüzleri ise horlayan yavru bir Mastiff cinsi köpeğin başı asılı üzerinde. Geceleri bazen canı isterse havliyor. Her Seréveill, ailenin gelmiş geçmiş her bireyi o kasabada yaşamış ve yaptıkları tek sihir mahşendeki şaraplarla ilgili bir şey. Keyifli bir yaşam için alıyorlar bir sonraki soluklarını. Jeanne’in babası ise onların aksine Hogwarts’tan sonra gezmeye başlamış. Gittiği her yerde yaşayan bir insanı anlatan videolar çekiyor, sihir dünyasında değer verilmemesi sinemaya en çok canını sıkan şey herhalde.
Annesi ile Paris’e geldiğinde tanışmış, Marion. Şimdi güzel olduğunu düşünürse, gençliğinde- Bunu düşünmek istemiyor Jeanne o çirkin suretini hatırladığında, asla ikisi gibi olamayacak. Büyüdüğü sürede annesinin ebeveynleriyle birlikte yaşadı. Yazmayı öğrendiği gün İngilizce dersleri geldi ve dili olmasa dahi kağıtlar üzerinde hakim olabiliyor iki dile de. Konuşması bir anda yakaladığı tek kelimeyle Fransızca’ya dönüşebilir tabii ki, dönüşüyor gerçi. Aynı annesi gibi.
~ 4 yıl.
~ 88