Cieliesz Archambeault Slytherin V. Sınıf
Gerçek İsim : Su #1 Mesaj Sayısı : 49 Kayıt tarihi : 26/07/11 Lakap : Ciesz. -Just BFF
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (90/100) Patronus: Çift Başlı Beyaz Engerek
| Konu: Cieliesz Archambeault Salı Tem. 26, 2011 1:33 am | |
| &Zaman & Bir süre önceleri.
& Kişiler & Celeste Q. Luther ve hayali karakter Dominic McLloyd İnsanlar etrafta gülüşerek geziniyorlardı. Etraftaki dükkanları, çitleri ve her türlü yüzeyi yılbaşına dair süslemeler, otlar ve sloganlar sarmıştı. Etrafa ağır bir törensel hava hakim olmuş, basık atmosferi delip geçen kahkahalar sokağı doldurmuştu. İnsanların yüzlerinde ve muhtemelen yüreklerinde yer alan neşeden sebeplenemeyen, nasibini alamayan tek kişi ise kuşkusuz Celeste'ydi. Nişanlısı ile buluşacağı yere doğru koşar adımlarla ilerliyor, sadece ince bir pantolonun ve ipek gömlekle ceketinin sardığı bedeni biraz titriyordu. Sarı saçlarını bir toka ile sımsıkı toplamış görünüşüne resmi bir hava katmıştı. Henüz 16 yaşındaydı ve şimdiden bir nişanlısı vardı bu da irtibarını kötü etkiliyordu. Bir an dudaklarındaki kırmızı ruju farketti. Nişanlısı olan Dominic McLloyd kozmetik ürünlerine karşıydı. Bir domuzsanız her şeye karşı olabilirsiniz.İç sesindeki hakaretlerine son vererek buluşacakları yere gelen Celeste, Dominic'in kızgın suratı ile karşılaştı. Adam hiçbir şey söylemeden Celeste'yi kolundan çekiverdi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Homurtusunu duyan Celeste muhtemelen kendisini kuytu bir yere götürüp fiziksel zorlamaya teşebbüs edecek olan nişanlısına şimdiden edeceği hakaretleri hazırlıyordu.
"Nereye gidiyoruz, Bay McLloyd."
Sesindeki kinayeyi anında farketmiş olan nişanlısı ona tek kaşını kaldırarak baktı. Kaldırımın ortasında durmuşlardı ve nişanlısı tütün ve domuz pastırması kokan ağır, sıcak nefesini Celeste'nin suratına üflüyordu. Köpek leşi yemiş gibi kokuyor, tanrım! Celeste dudaklarını sıktı ve bütün çabası ile nefesini tuttu.
"Bana böyle resmi hitab etmemen gerektiğini sana kaç kere emrettim, Celeste!"
Emretme kelimesinin altını vurgulayan domuz adama karşı sinir kat sayısı artan Celeste kolunu adamın demir kelepçeye benzeyen ince ve uzun parmaklarından kurtardı ve hızlı şekilde geriye kaçtı. Adam onun bu asabi tavrına şaşırıp kalmış daha da öfkelenmişti. Sarıya dönmek üzere olan bıyıklarının ileri geri giden tellerine takılmış tükürük tanelerinden iğrenen Celeste adamdan bir adım daha uzaklaştı.
"Benim nişanlım olmanız gibi bir cezaya çarptırılabilirim. Ailem sebebiyle sizin fiziksel tacizlerinize sesimi de çıkartmıyor olabilirim fakat bana emir verme gücünü kendinizde görmeyin. Hayvanlardan, özellikle domuzlardan nefret ederim."
Dominic onu daha hızlı ve sarsan bir biçimde kolundan kavradı ve hızla çekiştirdi. Hızlı bir biçimde bulundukları sosyal yerleşim alanından uzaklaşıp ormanlık alana doğru ilerliyorlardı. Hava kararmaya yatkındı ve şehrin uğultuları iyice uzaklaşmıştı. Celeste topuklu ayakkabıları yüzünden zorca yürüyor ve arada sırada sendeliyordu. Adam Celeste'nin bile bilmediği tarzda kelimeleri- küfürleri ağzına alıp saydırırken aralarındaki sinirsel bağ gittikçe büyüyordu. En son bir meşe ağacına yakın, sessiz bir yerde durdular. Adam Celeste'nin ona karşı saygılı davranmasına dair küfürlü nutuklar saydırırken Celeste her an Dominic'e tekme atmayı beklercesine titriyor, bacağı ile ritim tutuyordu. Yumruk da atabilirim fakat elimde iz olmasını istemiyorum! En sonunda haddini aşan bir bağrış ormanda yankılandı. Kudretli, öfkesini kendisinden çokça ufak bir bedenden çıkaran bir yobazın çığlığı. Ölüm sirenleri.
"Geber fahişe!"
Adam boğazını yırtarcasına bağıran bir karganın çığlığı gibi kükrerken, Celeste başına aldığı darbe ve karnına yediği tekmeler ile görüşünün etkisini neredeyse kaybetmek üzereydi. Boynundan tutan eller ve devam etmeye yatkın olan küfür dizininden rahatsızdı fakat şuanki en önemli acısı karnında hissettiği dizden başka bir şey değildi. Burnunun dibindeki ıslak tuğla kokusunu iyice soluyan Celeste'nin nefesleri gittikçe ağırlaşıyordu. Kendisini koyvermedi ancak o cüssede bir adamla mücadele dahi edemezdi. Fakat yerde yarı baygın yatarken açılan pek derinde olmayan çukura doğru itilirken yediği tekme ile bütün nefesi kesildi. Toprağı önce kollarında ve sonra boynuna doğru ilerleyen uyuşuk teninde hissetti. Adamın çamurlu toprakta 'gırjk' tarzında çıkardığı sesin kendisinden uzaklaşmasını dinlerken uykusu bastırıyordu. Ufak bir esinti bacaklarından üst kısımlarına doğru ulaştığında; canının acısı bir anda tatlı bir kaşıntıya dönmüş, Celeste büyük oranda rahatlamıştı. Gözleri önünde parlayan simgeye karşı bakındı bir süre ve içindeki dehşet huzurun kollarına doğru bıraktı kendini. Öbür güzelliklerin; ruhani dünyanın kapıları ona ardına kadar açılmıştı. Gördü bütün sevdiklerini ve gülümsedi.
"Çok güzel..."Son. Aitliği kanıtlanabilir; yayınladığım sitedeki aslına gıyaben kısmi eklemelerde bulundum. Bir hırsızlıkla karşılaştığımdan puanlanıp silinmesini talep ediyorum. | |
|
George Crownie Hogwarts Müdürü
Gerçek İsim : umut. Mesaj Sayısı : 1989 Kayıt tarihi : 11/07/09 Yaş : 32 Lakap : geo.
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Mantikor
| Konu: Geri: Cieliesz Archambeault Salı Tem. 26, 2011 2:42 am | |
| Kurgu değişik. Beğendiğimi söyleyebilirim.. Betimlemeler sadece kişisel tutulmuştu. Mekan tasvirlerini pek göremedim. Anlatımını sevdim. Ama akıcılığı şu son paragrafa girerken sağlayamadığını düşünüyorum, yine de etkileyici. Renklendirme hoş ve paragraflar düzenli. Diyalogları ayrı tutman bozmuş olsa da, diyalogdan paragrafa geçişleri güzel yaptığını düşünüyorum.
Betimleme: 25 / 30 Paragraf Düzeni: 5 / 5 İmla Düzeni: 10 / 10 Anlatım: 35 / 40 Kurgu: 15 / 15
90, Tebrikler. | |
|