Noël Kannagi
Mesaj Sayısı : 7 Kayıt tarihi : 16/09/10 Yaş : 28 Lakap : Noeru, L.
| Konu: Noël Kannagi Perş. Eyl. 16, 2010 5:47 am | |
|
Ad Soyad: Noël Kannagi
Kişisel Özellikleri: Genelde sürekli gülümser. Eğer birini sevmemişse dalga geçer, küfür eder ve kişileri sürekli incitir, bunları bilmeden yapar ve özür dilemekten nefret ettiği için kendini affettiremeyebilir, gururlu gözükmemesine rağmen gururludur yani. Bu gururu yüzünden zamanında çok üzülmüştür. Soğuk ve umursamaz görünümü kırıldığı zaman oldukça eğlenceli ve canayakındır-ki görünümünün kırılması aslında o kadar da zor değildir. Zaten kibirli ya da itici bir soğukluk değil onunki, tembellikle harmanlanmış bir umursamazlık sadece. Bu umursamazlığı aynı zamanda cesaret verir ona, çünkü kendine ne olacağını hiç düşünmez. Ama arkadaşları söz konusu olunca… Değer verdiği insanları korumak için her şeyi yapabilir ve onlara bir şey olmasından fena halde korkar. Tek korkusu budur. Tanımadığı insanlardan iyi bir hava almışsa tanışmak için durmaz, selam verir ve yıllardır tanışıyorlarmış gibidir. Dengesiz bile denebilir ruh haline, dengeli bir dengesizliktir ama onunki.Fiziksel Özellikleri: Çikolata rengi kısa kesilmiş saçları ve ela-kahverengi arasında değişen gözleri var. Aşırı minyon, boyu 1.50’yi anca geçiyor, bu ona kolay yenilebilir görüntüsü veriyor, ama aynı zamanda hızlı hareket etmesini de sağlar bu ufaklığı. Boyunun kısalığı ve çocuksu yüz hatları onu olduğundan küçük gösterir genelde.
Aile Geçmişi: Amerika/Japon melezi bir gazeteci olan sakin ve soğukkanlı Vincent Kannagi ve İngiliz olmasına rağmen Japon kültürüne aşık, teknoloji manyağı, hiperaktif, ciddiyetsiz Rachel Durless’in tek çocuğu. Bu iki zıt bünyenin karışımı olarak kişiliği de gayet dengesizdi. Kafasına göre hiperaktif, kafasına göre tembel takıldığı için çocukluğunu erkek çocuklarla arkadaş olarak, bir yerlerini kırıp çizerek geçirdi. Herhangi bir trajik olay falan olmadı hayatında, haylazlıkları bazen aşırıya kaçsa da.RP Örneği: [başka bir sitedeki karakterimle yazdım umarım sorun olmaz...^^] - Spoiler:
Devasa malikanenin içinde kaybolmuş küçük bir çocuk. Kendini böyle düşünmek istemiyordu, ezik gözükmek onun istediği son şeydi ama olan olmuştu işte, kendi evinde kaybolmuştu.
‘‘Aa…’’ Anlamış gibi bir ses çıkardı devasa salonun boyutuna uygun şekilde büyük ve görkemli, yarı açık kapısından gelen sesleri duyunca. Anne babasının sesi… Yine ablası hakkında mı endişeleniyorlardı acaba?
Ablası ablası ablası, önce büyükbabaları tarafından zindana tıkıldığı için endişelenmişlerdi onun için, şimdi de kaçıp onları bıraktığı için birbirlerini yiyorlardı. Her durumda Belinda onların tek düşündüğüydü, oh-çok-önemli-Belinda. Alois ise bu karmaşanın arasında kaybolup gitmişti, ‘ Aa, yoksa evdeki sarışın yerden bitme bizim oğlumuz muydu ya?’ diye düşünen biri yoktu etrafta. Ablası yüzünden kendi anne babası onu umursamıyordu, bu o bir kez gördüğü kızdan nefret etmek için yeterli bir sebep değil miydi?
Bir kez gördüğü ablası… O ne görüştü ama, zindanlardan henüz kaçmışken görmüştü onu, ruhsuz, bütün duygularını kaybetmiş gibi bakan yarı açık, Alois’inkiler gibi masmavi gözleri Alois’i görmüyor gibi bakmıştı ona. Sonra da fena halde hırpalanmış bedeniyle nasıl becermişse adadan kaçmıştı Belinda.
Kaçıp giden ablasından nefret ediyordu bu yüzden. Onunla ilgilenmeyen ebeveynlerinden, ailesine ait adadaki bu lanet malikaneden, her şeyden nefret ediyordu. Hayatından. On yaşındaki bir çocuğun bu şekilde düşünmesi normal miydi? Tabii ki de değildi, ama Alois hiçbir zaman normal olmamıştı.
Duvara yaslanıp bedeninin yavaşça aşağıya kaymasına izin verip yerde oturur pozisyona geldi. Lanet… Bu durumdayken kaçtığı dadısına yakalanırsa pek hoş olmazdı.
‘‘Hey.’’ Yanından gelen aşırı çocuksu, incecik sesle yerinden zıpladı. Hemen yanından gelmişti, bu nasıl-?!
Şaşkınlıktan büyümüş gözlerle yanındaki kendisinden bile küçük bedene bakakaldı. Küçük kardeşi… Alois pek ‘abi’ rolünde olmasa da bir küçük kardeşe sahipti evet, Gehenna… Şuan yanında sanki az önce birden yanında belirmesi önemsizmiş gibi neredeyse morumsu gözükecek kadar siyah, dengesiz iki atkuyruğu şeklinde topladığı saçlarıyla oynayan Gehenna. Küçük bedeni Belinda’nınkinden bile daha yıpranmış olan Gehenna. Kızın kısa kollu siyah, fırfır ve dantellerle dolu gömleğinden çıkan kollarının birleşme yerlerindeki dikişleri görebiliyordu Alois. Böyle paramparça bir bedene süslü giysiler giydirmek…. Ailesi her zamanki gibi saçmalıyordu, hareketlerinin üstünü süslerle örtmek istiyorlardı.
Alois iğrenerek başını çevirdi. Bu kız insan bile değildi, vampir avcılarını güçlendirmek için üstünde yeni şeyler denenen bir denekti sadece. Ailesinin buna nasıl izin verdiğini anlayamıyordu… Aslında izin vermemişlerdi, avcı konseyi onlardan zorla almıştı Gehenna’yı… Ameryliss ailesi en soylu vampir avcısı ailesiydi ve bu yüzden vampir avcılığı potansiyeli en fazla olan çocuklar onlardan olurdu. Belinda ve Gehenna öyleydi ve sonları deneklik olmuştu. Ailenin tek erkek çocuğu Alois ise tam bir hayal kırıklığıydı, avcılık yeteneği sıfıra yakındı. Güçsüzdü o, evet fiziksel olarak öyleydi ama kişiliği içindeki nefretle güçleniyordu.
‘‘Ne var yine ucube…’’ dedi Alois gözlerini ailesinin her şeyi gibi süslü duvarlara dikerek. Kıza bakmayacaktı işte… Vücudunun birleşme yerlerindeki dikişler, mavimsi denecek kadar beyaz, cesetlerinkine benzer teni, saçmalık derecesinde mutlu ifadesi, vampir olmamasına rağmen sivri olan köpek dişleri ve en kötüsü, içinde eflatun hareler bulunduran mor gözleri onu korkutuyordu… İğrendiriyordu…
‘‘Meh… Hadi ama ni-chan… Annemler bana göz kulak olmanı söyledi…’’ dedi kız vücudunun yaşıyor gibi gözüken tek parçası gözlerini ona dikerek.
Kızı başından savmak için söylemişlerdi elbette. Alois gerçeği biliyordu, anne babası da iğreniyordu bu en küçük evlatlarından. İğreniyor ve üzülüyorlardı ona baktıkça, çocuklarını nasıl koruyamadıklarını hatırlıyorlardı. Lanet olsun… Tek sağlam çocuk olarak ilgiyi en az hak eden de Alois oluyordu tabii ki.
‘‘Defol git yanımdan.’’ dedi Alois kızı eliyle itip. Ona dokunmasıyla birlikte elini geri çekmesi bir oldu, kızın teni bile bir ceset gibi buz gibiydi! Bir ceset gibi… Niye yaşıyordu ki hala?! O, deneyler yüzünden vücudu parçalanan sonra tekrar bir araya getirilen bir ucubeydi ve ölmesi gerekirdi!
‘‘DEFOL! BİR DAHA YANIMA GELME!’’ diye bağırdı itmesiyle yana devrilmiş, kahkülleri yüzünü kapattığı için ifadesini göremediği kıza.
‘‘Pardon… Aslında şuan ağlamaya başlamam gerekirdi değil mi?’’ dedi kız donarak ölen birinin dudaklarına benzeyen morumsu dudaklarında nahoş ve Alois’i inanılmaz korkutan bir gülümseme oluşurken. ‘‘Ah üzgünüm oni-chan, ama ağlayıp senin vicdanını falan sızlatacağımı düşünme… Her ne kadar bu güzel bir fikirmiş gibi gelse de o kadar düşmem ben, asla… ’’ Kız başını kaldırdı birden, kahkülleri gözlerinin üstünden kalktı ve Alois o çıldırmış, nefretle büyümüş gözleri gördü.
‘‘Bu günlerin intikamını farklı şekilde alacağım! En acı verici şekilde! Beni ezmenin cezasını çekeceksin sen!’’ diye bağırdı kız, Alois yerinde donakalmış ona bakarken.
Sonra da ağaya kalkıp ortadan kayboldu. Aslında kaybolmadığını biliyordu Alois, ama o deneyler kıza garip güçler kazandırmıştı, aşırı hızlı hareket gibi. Gehenna muhtemelen Alois’in insan gözlerinin göremeyeceği hızda koşup kaçmıştı odasına. Ya da odasına değil, dışarıya çıkmıştı… Evet evet öyleydi muhtemelen, o kız tam bir doğa manyağıydı. Alois’e anlatmıştı doğayı ne kadar sevdiğini, Alois onu dinlemese de böyle saçma sapan monologları oluyordu işte.
‘Doğayı seviyorum, laboratuardakinin aksine her şey tanrının yarattığı gibi kalmış, doğal, hiçbir yapaylık bulamazsın orda… Doğa canını da yakmaz, neşter de batırmaz derine…’
Alois kızın hatıralarında yankılanan sesini kesmek için açık sarı saçlarını iki yana uçuşturacak şekilde başını salladı ve ayağa kalkıp o korkunç kardeşiyle her karşılaştıktan sonra olduğu gibi titreyen bacaklarıyla sendeleyerek odasına gitti.
Yarın tekrar aynı şey olacaktı, Gehenna yine yanına gelip mutlu mutlu konuşmaya başlayacak ve Alois onun moralini bozunca küfürler yağdırarak dışarı kaçacaktı.
| |
|
Aphrodis Audrey Phyllis Ravenclaw V. Sınıf | Admin
Gerçek İsim : Çisem Mesaj Sayısı : 765 Kayıt tarihi : 08/09/10 Yaş : 29 Lakap : Aph, -A
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus:
| Konu: Geri: Noël Kannagi Perş. Eyl. 16, 2010 4:21 pm | |
| | |
|