Ad - Soyad: Joe Carter
Kişisel Özellikleri: Yönetici , azcık sert , daha çok yumuşak ,
kötüleri sevmem , dürüstüm.
Fiziksel Özellikleri: mavi gözlüyüm , sarı saçlıyım ,yakışıklıyım uzun boylu ve zayıfım.
RP Örneği:
Ana solandan yemeğe indim, karnımı bir güzeldoyurdum. Canım çok sıkılıyordu, dışarıdaki sıcak havanın keyfiniçıkarmak için bahçeye indim. Çok gürültülüydü. Bunaldım ve okulunsınırlarının dışında olan kara göle gitmek istedim. Yemyeşildi. Adetacennette gibiydim, tertemiz havası vardı. ''Burası ne kadar da güzel ve sakin'' demeye kalmadan, bir şey beni içine çekti ve boğuluyordum. O anda dünya ile bağlantımı kesmiştim.
Sankibaşka bir yerde gibiydim. Su altında nefes alabiliyordum. Bunun içinsuda yaşayan bir canlı olmam gerekti. O anda kendime bakmayı denedimama ben hala bendim. Çok şaşırdım. Beni aşağıya doğru çeken şey herneyse sanki burayı yönetiyor gibiydi. Yanında garip garip yaratıklarvardı. Bana nolduğunu bir türlü anlamamıştım. Oradan yüzüp, uzaklaşmayaçalıştım. Denedim, denedim gene olmadı. O canavar benim gitmeme izindahi vermiyordu. O anda bir melodi yankılandı kulağımda. Ne olduğunuanlayamadım. Canavar benimle konuşuyordu, çok garipti. ''Bu kadar iğrenç görünümlü bir şeyin bu kadar güzel sesi nasıl vardı?'' Benimle konuşmaya çalıştı. Ben her ne kadar korktuysam da yanına gittim. ''Bana ben burada çok yalnızım bana arkadaş olur musun?'' Dedi. Çok ama çok şaşırmıştım. ''Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Yoksa ben mi rüya görüyordum?'' Başım allak bullak olmuştu.
Bir yandan da onu anlamaya çalışıyordum. Bu kadar iğrenç görünümlü bir canavarın kimse arkadaşı olmak istemezdi. Ama ben ona ''evet'' dedim. ''Bu kelimeyi nasıl söyleyebilirdim? Aklım yerinde miydi?'' Ben bile bilmiyordum. Kendimi bile bilmiyordum. ''Böyle bir şey nasıl olabilir?''O anda asama davrandım. Büyülerle ilgili bir çok şey biliyordum. Elimebaktığım anda asam yok olmuştu. Buna da şaşırmadım, buranın böyle biyer olduğu başından belliydi. Yemyeşil, cennet gibi görünümünün altındahep böyle yerler çıkar. ''Nasıl su altınsa nefes alabiliyordum ve en önemlisi nasıl çıkacaktım buradan?'' Canavar bir anda ortadan kayboldu. Hogwarts’a geri dönmüştüm ve dersin ortasındaydık. ''Bunların hepsi nasıl olmuştu ve bu canavar kimdi, neydi, ne yaptıda beni buraya getirdi?'' aklımda bir sürü soru vardı her an düşüp bayılabilirdim. ''Bütün bu olanlar bir ders miydi benim için, yoksa bir oyun mu?'' O anda ölecek gibiydim. Başım dönmeye başladı.
Gözlerimi açtığımda revirde buldum kendimi. ''Bana neler olmuştu bunu bana kim yapmıştı?''Sanarım bütün bu yaşadıklarım bir koskaca bir rüyaydı. Heralde göledüşüp tam boğulurken beni görmüşler ve kurtarmışlar adındanda reviregetirmişler. Ama hala içimde bir şüphe vardı. Bütün bu olanların halaböyle sonuçlanmasına şaşıyordum. Sanki biri beni etkisinde bırakmıştı.Bayılmamı sağlamıştı. Bunların olup olmadığını bir türlüdüşünemiyordum. Başım çok ağrıyordu. Bir daha böyle bir şey yaşamakistemiyorum. Hogwarts'tan gitmek fikrine bile kapıldım o an. Kendikendime: ''Saçmalıyorum ben, delirdim heralde''dedim. Bunları nasıl düşünüyordum şaşmıştım açıklaması. Yaşadığım buolayın tekrarlanmaması için bir daha oraya asla gitmeyecektim. Halabunun nasıl olduğunuda düşünemeden edemiyordum. Gözkapaklarım ağırlaştıve derin bir uykuya daldım. Rüyamda o canavarı gördüm. ''Merhaba dostum!'' dedi bana ve ardından sırıttı. Bir anda yataktan fırladım. Çok korkmuştum. Revirde benden başka kimse yoktu. ''Ya o canavar gelipte beni götürürse?'' Çok korkuyordum. Ama çoktan geceyarısı olmuştu. Hogwarts'daki herkez yataklarında mışıl mışıl uyuyordu. Ben ise her an o canavarın korkusuyla..