Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 8 Yıl Önce...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Aphrodis Audrey Phyllis
Ravenclaw V. Sınıf | Admin
Ravenclaw V. Sınıf | Admin
Aphrodis Audrey Phyllis


Gerçek İsim : Çisem
Mesaj Sayısı : 765
Kayıt tarihi : 08/09/10
Yaş : 29
Lakap : Aph, -A

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
8 Yıl Önce... Left_bar_bleue100/1008 Yıl Önce... Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus:

8 Yıl Önce... Empty
MesajKonu: 8 Yıl Önce...   8 Yıl Önce... Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 12:52 am

Rol Oyuncuları : Aphrodis Audrey Phyllis & Lynnette Heloise Sneaux
Rol Oyun Zamanı : 26.03.2005 Paskalya Arifesi
-Rol Karakterlerinin Görünümleri-
8 Yıl Önce... Audreyj
x8 Yıl Önce... Asddfl

Beklediği gün sonunda gelmişti. Aylardır bunun üzerine çalışıyor ve özellikle bugünü bekliyordu. Yedi yıldır yanında kaldığı ve çekmek zorunda kaldığı üvey ailesinden işte bugün kurtuluyordu. Tek başına zor olacaktı, evet. Ama denemekten başka çaresi yoktu. Hem sekiz yaşındaki bir kız çocuğuna göre sahip olduğu üstün zekası, planının mükemmel işlemesine yardımcı olmuştu. Sabah herkesden önce kalkan Audrey, paskalya için yapılmış tüm hazırlıkları bozmuş ve yaklaşık sabah saat on bir sularında evde bir telaşın hakim olmasını sağlamıştı. Küçük olduğu için kimsenin ondan yardım istememesi ise planın en önemli kısmıydı. Kimsenin aklın bile gelmiyordu. Sonuçta bir güne yetişmesi gereken, bir haftalık hazırlık vardı. Audrey fark edilmediğinden emin olduktan sonra hızlıca odasına çıktı ve dün bütün gününü vererek hazırladığı çantasını son bir kez kontrol etti. Ailesinin, ona büyü eğitimi vermek için aldığı asayı da çantasına koydu. Çantasında her şeyin olduğu kanısına varıp kapıya doğru hamle ettiği sırada alt kattaki saat, saatin on ikiye geldiğini belli edercesine gonklamaya başladı. Derin bir nefes alan Audrey kapıyı yavaşça kapattı ve merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Geriye tek bir şey kalmıştı. Yavaşça mutfağa doğru ilerledi ve içi gözükmeyen kavanozu alıp açmak üzere hamle yaptı. Fakat kavanoz fazlasıyla sıkı kapatılmıştı. Arkasına baktı. Ailesinden kimse yoktu. Elinde kavanozla hızlıca lavaboya ilerledi ve muslukta sıcak suyu açtı. Lavabodan dumanlar çıkmaya başladığında, kavanozu suyun altına tuttu. Eli yanıncaya kadar altında tuttuktan sonra kavanozu çekti ve musluğu kapadı. Bir bez yardımızla kavanozun kapağını rahatça açtı. İçinde yaklaşık iki yüz yahut üç yüz dolar vardı. Hepsini aldı. Elli dolarını cebine attıktan sonra gerisini çantasına koydu ve kavanozu sımsıkı kapayıp aldığı yere bıraktı. Ses çıkarmadan kapıya doğru ilerleyip dışarı çıktı. Evet, kimseye fark edilmeden çıkmak sandığından kolay olmuştu. Tam kapıdan dışarı adımını attığı sırada Jonathan'a denk gelmesi ise büyük şanssızlıktı. Fakat neyse ki Jonathan onu görmeden Arka bahçeye geçmişti. Audrey başka kimseye yakalanmamak için otobüs durağına doğru son sürat koşmaya başladı. Beş dakika sonra otobüs durağındaydı ve tam olarak hesapladığı gibi, otobüs yeni gelmişti. Hızlıca otobüse bindi ve Londra merkezine doğru yola çıktı.

-----------------

Evden ayrılalı neredeyse bir buçuk saat olmuştu ve hala Londra merkezinde rahat rahat dolaşabiliyordu. Fakat başka bir buçuk saatlik vakti daha olmayabilirdi. Buradan uzaklaşması veya bir evin içinde saklanması gerekiyordu. Ama önce biraz şeker atıştırmak iyi olacaktı onun için. Yavaşça bir banka doğru ilerledi ve sırt çantasını önüne alıp içini karıştırmaya başladı. "Lanet olsun!" Önemli şeyleri koymuşken -yara bandı, kitap vs.- şeker almayı unutmuştu. Şansına, tam karşısında bir şekerci dükkanı vardı. Çantasının fermuarını örttü -fakat farkında olmadan, asasının yarısının dışarıda kalmasını sağlamıştı- ve arabalara dikkat ederek karşıdan karşıya geçti. Şekerci dükkanının önünde bir süre durdu ve vitrine baktı. Ne alacağına içeriye girmeden karar vermeye çalışıyordu. İçeri girip her şeye bakıp, hiçbir şey almayan tiplerden nefret ederdi çünkü. Ama uzaktan hepsi o kadar mükemmel gözüküyorlardı ki. En iyisi adamın veya kadının -kafasını biraz sola yatırıp baktığında hem kadın hem adam olduğunu gördü görevli olarak- tavsiyesini almaktı. Sekiz yaşında, yalnız bir çocuğun ürkekliğiyle ama kendisine özgü bir özgüvenle içeri girdi ve adamla şekerler hakkında ufak bir sohbete başladı.



En son Aphrodis Audrey Phyllis tarafından Ptsi Eyl. 13, 2010 12:42 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lynnette Heloise Sneaux
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Lynnette Heloise Sneaux


Gerçek İsim : Merve.
Mesaj Sayısı : 137
Kayıt tarihi : 16/10/09
Yaş : 28

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
8 Yıl Önce... Left_bar_bleue1/1008 Yıl Önce... Empty_bar_bleue  (1/100)
Patronus: Kedi

8 Yıl Önce... Empty
MesajKonu: Geri: 8 Yıl Önce...   8 Yıl Önce... Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 6:43 pm

“Anne! Şunlardan da alabilir miyiz? Lütfen!” Karşısındaki çocuğun annesinin eteklerine yapışıp, bağırmaları sayesinde bütün günü mahvolmuştu. Anne diye bağırması buna fazlasıyla yetmişti. Onun annesi de yoktu, babası da. Çocukluğunun arkadaşsız ve fazlasıyla sakin geçmesinin sebebi buydu işte. Sadece şu an elinden tutan anneannesi vardı. Onun dışında kimsenin yanında olmasını istemiyordu. Ara sıra travmalar yaşasa bile, hayatına kaldığı yeren devam ediyordu. Sosyal bir yaşamı yoktu belki evet, ama belki ilerde olabilirdi. Kim bilebilirdi ki? Zaten fazla umurunda da değildi annesi ve babası. Ya da kendini kandırıyordu. Çünkü şefkate ihtiyacı vardı onun. Ayrıca 6 yaşındaki hangi çocuğun ilgiye ihtiyacı yoktu?

Bunları düşünmemeye çalıştı, sonuçta her istediği yapılıyordu. Zor da olsa anneannesini ikna edip onun parmağının ucunda oynatıyordu. Ve şuan o yaşlardaki her çocuğun isteyebileceği şeyi, yani şeker istiyordu. Karşı dükkana gitmek elbette zor olmayacaktı. 6 yaşına gelmişti ve gayet de büyüktü. En azından o böyle düşünüyordu. Olgunluğu ve zekası sayesinde yapamayacağı şey yoktu onun. Ayrıca çok fazla inatçıydı, istediği ne ise muhakkak ona sahip oluyordu. Anneannesinin örme hırkasını çekiyor bir yandan da“Ben şeker istiyoruum!” diye bağırıyordu. Anneannesinin ısrarla hayır demesine rağmen o daha da büyütüyor, inatla karşıdaki dükkana gidip o şekerleri almak istiyordu. Hem zaten para mühim değildi, her an cebinde para bulundururdu o. Bunu anneannesinden öğrenmişti. Parasız sokağa çıkmıyordu. Lynnette’nin ısrarlarına daha fazla dayanamayan anneannesi, sonunda ikna olmuştu. 10 dakika da olsa izin vermişti. Lynnette’in dudakları yukarıya doğru kıvrıldı ve kazanılmış zaferinin sayesinde elinde olmayan bir gülümseme belirdi o küçücük meleksi suratında.

Yaklaşık 50 santimlik incecik bacaklarıyla koşarak karşıdaki şekerciye doğru ilerledi. Çocukluğunun verdiği heyecan ve kazanılmış zaferinin mutluluğuyla kapıya varması fazla uzun sürmedi. İçeri girer girmez dükkanın hepsini almayı istedi. O kada renkli ve iç açıcıydı ki. 6 yaşındaki bir çocuk için cennetten farksızdı burası. Etrafına şöyle bir bakındı, en iyi şekeri istiyordu. O kadar uğraşmıştı, emeğinin karşılığını almalıydı. Dükkanın sahibi olduğu her halinden belli olan, yaşını başını almış ve dizlerine kadar uzanan önlüğü olan bir adamla konuşan bir kızı gördü karşıda. Ağzına kadar doldurulmuş sırt çantasının içinden bir asa görünüyordu. Asa olduğundan emindi, anneannesi ona büyücü araç gereçlerinin adını ve ne işe yaradığı anlatmıştı. Asa sayesinde büyü yapıldığı biliyordu. Ama o kızın o asayla ne işi vardı onun hakkında hiçbir fikri yoktu. Belki de annesinindir, kaçırmıştır diye düşündü. Çünkü kız daha küçüktü. Asa kullanabilmesi için yetişkin olması gerekmiyor muydu? En azından Lynn böyle biliyordu. Anneannesi asa hakkında ne işe yaradığından ve muggle dedikleri kişilerin yanında gösterilmemesi gerektiğinden başka bir şey söylememişti. Şuan içine haddinden daha fazla bir merak doldurmuştu. Kızın yanına gidip, asanın kimin olduğunu sorması gerekiyordu. Eğer asa o yaşlarda alınabiliyorsa, ilk işi hemen gidip asa aldırmak olacaktı. Yaşlı adam başka müşterileriyle ilgilenmeye gidiyordu. İşte şimdi tam sırasıydı, kızın yanına doğru ilerledi. “Şey, merhaba. Ben, ben Lynnette.” Dedi ve devam etti. “Benim sana sormam gereken bir şey var” Pat diye konuya girdiğinin farkındaydı ama elinden gelen bir şey yoktu, merakı soğukkanlılığını yenmişti.


En son Lynnette Heloise Sneaux tarafından Ptsi Eyl. 13, 2010 12:35 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://havadakiburun.tumblr.com/
Aphrodis Audrey Phyllis
Ravenclaw V. Sınıf | Admin
Ravenclaw V. Sınıf | Admin
Aphrodis Audrey Phyllis


Gerçek İsim : Çisem
Mesaj Sayısı : 765
Kayıt tarihi : 08/09/10
Yaş : 29
Lakap : Aph, -A

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
8 Yıl Önce... Left_bar_bleue100/1008 Yıl Önce... Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus:

8 Yıl Önce... Empty
MesajKonu: Geri: 8 Yıl Önce...   8 Yıl Önce... Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 11:37 pm

"... tadının çok meşhur olduğunu duydum?" "Ah, evet doğrudur. En çok satılan mallardan. Ama ben sana ...'ı öneririm." "Peki, teşekkürler. Birer tane tatlarına bakabilir miyim?" "Neden olmasın. Ama sadece birer tane."

Uzun sohbetin ardından yaşlı adam hafif sendeleyerek, diğer müşterilerin yanına doğru ilerlemeye başladı. Audrey parmak uçlarına çıktı ve önündeki şekerlere doğru eğildi. Gerçekten çok tatlı ve iştah açıcı gözüküyorlardı. Onların biraz yanındaki paskalya yumurtası şeklindeki çikolatalar ise insanda 'al beni' dercesine bir hava uyandırıyordu. Sadece tezgahta değildi tabii şekerler. Diğerlerine de bakmak için arkasına dönmüştü ki bir kıza denk geldi. Audreyden yaklaşık on santim kısa olan kız, Audrey arkasını döndüğü sırada Audrey'e doğru son adımını atmış ve hafif bir çekingenlikle bir şeyler gevelemişti ağzında. İşin garip yanı, Audrey bu kızı tanımıyordu. Hayatı boyunca da hiç görmemişti. Eh, bu da Audrey'in tanımadığı biriyle ilk sohbeti olacaktı tabii. Ama evden kaçmış olmanın gerginliğiyle biraz sert cevap vermiş olabilirdi. "Ne var?"

Sert cevap verdiğini fark edince kıza sırtını döndü ve tezgahtaki pembe şekerlerden birini ağzına attı. Derin bir nefes aldı ve nazik olma çabalarıyla gülümseyerek kıza tekrar döndü. Ağzındaki şekerin engellemesine rağmen, tüm çabasıyla "Özür dilerim." dedi ve şekeri ısırarak ağzında kırdı. Yarısını yuttuktan sonra daha rahat konuşarak "Ne soracaktın?" dedi ve kızı incelemeye başladı. Tanımadığı biri ne sorabilirdi ki? 8 yaşında bir kızın bu durumdan işkillenmesi de doğaldı tabii. Yol soracak değildi ya bu kız? Yaklaşık 1 metre boylarında -bilemedin bir metre on santim falan-, güzel sayılabilecek normal bir kız çocuğuydu. Arada bir gözleri Audrey'in çantasına kayar gibiydi; ama... Audrey bundan tam olarak emin olmadığından kıza neye baktığını da soramıyordu. Hatta, büyük ihtimalle şuan Audrey kıza cevap vereli beş saniye bile geçmemişti. Bu tarz incelemelerde niye zaman bu kadar yavaş geçerdi ki? Audrey bir saniyeliğine gözünü kapadı ve düşüncelerine son vermek üzere yoğunlaştı. Her an bir şeyler düşünmek gerçekten onu ve beynini yoruyordu. Gelecek cevabı bekleyerek düşüncelerini çok uzak diyarlara itti. Tabii bu sırada sarı saçlarını elinin tersiyle savurarak kıza bir üstünlük ve kendini beğenmişlik taslamayı da unutmadı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
8 Yıl Önce...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Genel :: SD Geçmişi-
Buraya geçin: