Köşkte Buluşma

Konu: Köşkte Buluşma C.tesi Ağus. 28, 2010 10:15 pm

Emmett arabasıyla hızlıca gidiyordu. O kadar hızlı gidiyorlardıki arabalar nerdeyse gözükmiyecekti. Ama Emmett'ın vampir duyuları sayesinde her şeyi en ufak karıncayı bile görebiliyordu. Hızlıca giderken trafik lambalarına doğru hızla ilerliyordu. Işık yeşilken birden kırmızı oldu. Emmett frene bassa bile araba ancak yolun diğer tarafında durabilirdi. Onun için son gaz ilerliyordu. Tam trafik ışığından ileri geçmişken Opel marka Astra modelaraba ona doğru ilerliyordu. Emmett hızlıca gitmeye devam etti. Yolun karşısına geçmişlerdiki diğer arabalarda onun arkasından arabalar vızır vızır geçmişti. Biraz daha yavaş gitseydi bütün araçlar ona vurmuştu bile.

Hızını hiç kesmeden devam etti. Hızlıca arabaların arasından süzülüyorlardı. Emmett bunu yaparken bir yandanda Luxa'nın durumunu düşünüyordu. Ne yapabilirlerdi. Artık üç kişi olacaklardı. Emmett kalabalığı sevmiyordu. Yapılacak şeyleri düşündü o adamı Emmett öldürecekti. Acı çektire çektire ilk önce suratına sert yumruklar atacaktı ağzı burnu darmadağan olunca vücudunu ısırıklar içinde bırakacaktı. Bu düşüncelerden sıyrılırken köşke yaklaşmışlardı bile. Arabayı yavaşlattı dönülecek yoldan hızlıca döndü ve Garaja doğru ilerledi. Büyük ve güzel garajın içine arabayı ilerletti. Ve içeri girdiğinde en sağ köşeye park etti arabayı güzelce park yaptıktan sonra arabadan indiler. Arabayı kilitledi ve garajın kapılarını kapattılar. Ve ikisi köşke doğru ilerledi. Güzel ve sevimli görünen köşk Emmett'ın gözünde bir şey ifade etmiyordu. Havuzunu sevmişti biraz sonra ilk işi havuza girmek olacaktı. Kendi kendine gülümsedi içeri doğru geçerken içeriden birisinin ayak seslerini duydu. Kokudan anladığına göre bu bir bayandı. Demekki Luxa'nın bir arkadaşıydı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 1:57 am

Yol çekilmezdi. Emmet çok hızlı gidiyordu ama bu Luxa'nın anlayamadığı bir şekilde hoşuna gidiyordu. Yol gözüne uzun gözükse de beş dakika içinde evine varmışlardı. Arabayı evin önünde boş bir yere parketti. Emmet'e üzerine bir şey sermeyi önericekti Luxa ama Emmet buna gerek duymadı. Tam evin bahçesine girdiklerinde aklına Valeria geldi. Evde Valeria'nın olduğunu söylemeyi unutmuştu Emmet'e. Valeria kapıyı açmak için geldiğinde Emmet şaşırmışa benzemiyordu. Kokusunu almış olmalı. diye düşünmeden edememişti Luxa. İçeri girdikten sonra Valeria gülümseyen ve soru soran gözlerle bir Emmet'e bir bana bakıyordu. Luxa hemen konuya girdi. "Ahh,arkadaş, Emmet." derken vampir olduğunu açıklamak ve açıklamamak arasında kalmıştı. Ama Valeria ne kadar çok şey bilirse o kadar iyi olurdu. "Kendisi , vampir. Ama korkmana gerek yok. Ona güvenebilirsin. Gerçekten." derken Valeria'ya korkmamasını söyleyen bakışlar atıyordu. " Emmet, arkadaşım Valeria , bir süreliğine bende kalıyor. İyi geçineyeceğinizi düşünüyorum." daha sonra Valeria'ya bakarak konuştu. "Tyler'ı çağırdım. Sizinle önemli bir konu hakkında konuşmak istiyoruz. Tabii benim önemli konularım gibi -mağazada çok güzel bulduğum bir çift kırmızı ayakkabıyı almaya paramın yetmemesi gibi- değil. Ciddi bir konu. " derken gülümsemişti. Oturma odasına geçerken Valeria ve Luxa önde , Ciddi Konu'dan konuşuyorlardı. Emmet ise arkalarında onları izliyordu. Luxa Tyler gelene kadar her şeyi anlatmamalıydı ki öyle yapacaktı. Oturma odasına girdiklerinde Valeria ve Emmet tanışma konuşmasını yapıyorlardı. En azından Luxa öyle sanıyordu. Öne geçip televizyonu açtı ve kanalları dolaştı. Bir kanalda günün haberlerini yayınlıyorlardı. O kanalda kalmaya karar verip kendini bir koltuğa attı. Bugün çok şey yaşamıştı. Onun için zor olan bir çok şeyi kabullenmek zorunda kalmıştı ve bunların arasında Ölüme çok yakın olabilme ihtimali de vardı. Emmet'e veya Valeria'ya güvenmiyor değildi. Hatta Tyler'a. Sadece neyle karşı karşıya olduklarından habersizlerdi. Ya hepsini aşan bir şeyse ? Ya önlerindeki bir kaç gün içinde hepsi ölecekse ? Luxa'nın aklında bir çok kelime kavga ediyordu birbiriyle. Luxa hepsini kenara attı ve televizyona konsantre oldu. Televizyonda sadece siyaset haberleri vardı , bunlar da Luxa'yı hiç ilgilendirmiyordu. En iyisi televizyonu kapatmak, diye düşünse de etrafın sessiz olmasından korkuyordu. Kumandayı eline aldı ve ok işareti olan tuşlara teker teker bastı. Bir müzik kanalına denk gelince kumandayı bıraktı ve müziği kıstı. Dinlendirici bir müzikti. Daha sonra Valeria ve Emmet'e dönüp konuşmalarına katıldı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 2:46 am

Boş günüydü bugün. Bu yüzden evin içinde dolanıyordu. Yataktan kalkalı uzun zaman olmasına rağmen hala üzerinden ipek geceliğini çıkarmamıştı. Asla evin içinde bu şekilde dolaşmazdı ama eve kimsenin gelmeyeceğini bildiği için bu şekilde kalmakta bir sakınca görmemişti. Koltuğa uzanmış televizyonda bir şeyler var mı diye bakınıyordu. Mugglelar hiç bir şeyi düzgün yapmayı başaramıyorlardı. Gündüzleri kanallarda olan tek şey yemek programları veya kadınların başka işleri güçleri yokmuş gibi stüdyosuna gidip izlediği kadın programları... Valeria "Ne zaman bir şeyleri düzgün yapmayı öğrenecekler?" diye söylendi kendi kendine. Karnı acıkmıştı. Luxa geldiğinde ona dışarda yemeyi önermeye karar verdi. Ama açlığını bastırmak için televizyon dedikleri aptal kutuyu kapattı ve mutfağa gitti. Mutfakta da yiyecek pek bir şey yoktu. Sadece mısır gevreği! Dolaptan büyük bir kase çıkardı mısır gevreğini ona boşalttı. Tam üzerine süt ekleyecekti ki bir motor sesi duydu. Luxa'nın o külüstür arabasının motorunun sesine benzemiyordu. Yeni bir araba mı almıştı? Hiç ihtimal vermiyordu buna. Gidip Luxa'ya kapıyı açtı. Luxa yanında birisiyle gelmişti. Bir erkekle! Yeni sevgilisi miydi? Ama Valeria'ya hiç böyle birisinin varlığından söz etmemişti. Tek kelime etmeden üçüde içeri girmişti. Luxa eve girer girmez konuşmaya başlamıştı. Yanında getirdiği herifle tanıştırıyordu. "Ahh,arkadaş, Emmett." dedi ve sustu. Bir şeyler düşünmeye başlamıştı ki çok geçmeden "Kendisi , vampir. Ama korkmana gerek yok. Ona güvenebilirsin. Gerçekten." demişti. Valeria aklından dalga geçiyor herhalde. Ya da Emmett ya Stephenie Meyer'in ya da L. J. Smith'in kitaplarından fırlamıştı. Sonra bir şeyler daha söyledi. İyi geçineceğinizi düşünüyorum demişti galiba. Daldığı düşüncelerden pek duyamamıştı söylediklerini. Evet iyi geçinmek. Kendisi eğer bir pislik yapmazsa ya da dişlerini Valeria'nın boynuna geçirmek gibi bir şeye kalkışmazsa gayet iyi geçinebilirlerdi. Luxa'nın söyleyeceği ne çok varmış bir türlü susamamıştı. Valeria'ya dönmüş bir şekilde anlatıyordu. Tyler'ı çağırdım'dan sonrasını dinleyememişti. Eski sevgili olan Tyler mıydı o? Şu gözü hep başka kızlarda olan eski sevgilisi. Çapkınlığı ve gereksiz kıskançlıkları yüzünden ayrılmıştı ondan. Ve o günden beri onun yüzünü bir daha görmemişti.
Kafasından bu düşünceleri dağıttı ve diğerleriyle salona geçti. Kanepeye oturdular. Emmett'tan olanları dinledi. Emmett olanları uzun uzun anlatmıştı.Valeria'ya bir şeyler mantıksız geliyordu. Adamı öldürmüştü birde kağıt mı bırakmıştı sıra sende diye? Saçmaydı. Luxa'da onların konuşmasına katılınca düşüncesini sesli dile getirdi. "Hey, Luax. Ölüm Luxa'nın peşinde diye kağıt bıraktı dedi Emmett. Ben eğer bir katil olsaydım peşinde olduğum kişiye sırada onun olduğunu yazan bir kağıt bırakmazdım. Garip değil mi sizcede?" dedi. Olay zaten yeterince karışıktı. Valeria'nın bu söylediği iyice çıkmaza sokmuştu işte. Bu işin içinden nasıl çıkacakları dair hiç bir fikri yoktu Vale'in. Ama Emmett'ın aklında bir şeyler var gibiydi.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 3:49 am

Telefonuna gelen mesajı okuyordu Daniel. Vakit gelmişti artık yavaş yavaş hazırlanıp çıkması gerekiyordu. Camdan dışarı şöyle bir baktı - 68 model Mustang'ine doğru - "Mr.Black gene yollara düşeceğiz." dedi gülerek. Üstünü giyindi, parfümünü sıktı ve ayakkabılarını giyip kapıyı kitleyerek çıktı dışarı. Tam bir beyefendi gibi olmuştu. Takım ona çok yakışıyordu - En azından üstsüzlükten sonra en yakışan şey takımdı. - Arabasının kilidini açtı, ön kapıyı kendine doğru artistik bir havayla çekti işte o ses o kapı gıcırtısı onu kendinden geçirmeye yetiyordu. Daniel arabaya binip çalıştırdı. Yola koyulmuştu artık ama canı sıkıldı bir süre sonra arabadaki CD'lere bir göz gezdirdi ama ona bakıyım derken kaza yapabilirdi o yüzden eline geçen bir CD'yi taktı ve dinlemeye başladı. Çalan şarkı (Black Sabbath - Paranoid) şarkısıydı. "İşte budur." dedi kendi kendine. Gaza kökledi trafik umrunda değildi ne de olsa metal dinliyordu. Kızlardan sonra en sevdiği şeydi. Trafik ışıkları yakasını bırakmıyordu bir türlü. Evdekileri beklettiğini düşünmesi iyice canını sıkıyordu. Sonuçta o bir beyefendiydi geç kalmak ona göre birşey değildi. İki üç sokak sonra malikaneyi uzaktan görür gibi oldu ve rahatladı. Bu arada şarkı değişmişti (Nirvana - Heart Shaped Box.) Malikanenin yakınlarında bi yere bıraktı arabayı içerdekiler arabanın sesini duymuş olucak ki kapıya çıktılar. Valeria biraz daha geride duruyordu. Önce Lux koşarak Daniel'e doğru gelip sarıldı Daniel sarsılıp "Yavaş ol dişi az kalsın düşüyordum." dedi gülerek. Emmett'i tanımadığı için resmi bir tokalaşma geçmişti aralarında ve sıra Valeria'ya gelmişti eski sevgilisiydi. Eski sevgilisiyle takılmak garip olucaktı bunun üstesinden nasıl gelicekti bilmiyordu. Valeria'nın yanına gidip elini kibarca öptü. "Çok naziksin." demekle yetindi Valeria. Daha sonra içeri geçip olaylar hakkında konuşmaya başladılar ama Daniel'in uykusu vardı. Yarın sakin kafayla konuşamazlar mıydı? İçinden bu düşünceleri geçirirken Lux "Yatsak iyi olucak hepimizin biraz dinlenmeye ihtiyacı var." dedi. Tyler bunu duyar duymaz fırladı gördüğü ilk odaya balıklama daldı. Işıklar kapanmıştı. Herkes uyumaya çalışıyordu.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 4:57 am

"Hey, Luxa. Ölüm Luxa'nın peşinde diye kağıt bıraktı dedi Emmett. Ben eğer bir katil olsaydım peşinde olduğum kişiye sırada onun olduğunu yazan bir kağıt bırakmazdım. Garip değil mi sizcede?" diye bir soru yöneltmişti Vale. Luxa doğruyu açıklaması için bir konuşma düzenlemesi gerektiğini düşündü bir an. "Aslında kağıt bırakmadı. Emmet, aynı olayı yüz yıl öncede görmüş. Bundan tam olarak emin olmak içinde Danny'ye ihtiyacımız var. Görücü yeteneği bize doğru yolda gidip gitmediğimizi açıklayabilir." diye bir teoride bulundu Luxa. Emmet de onu dinledi. Emmet henüz Tyler'la tanışmamıştı ama iyi anlaşacaklarını umuyordu Luxa. Ama görücülük konusunda haklıydı. Luxa, Tyler'a Danny derdi. Diğer ismi Daniel'di ama ona Danny demekten hoşlanırdı Luxa. Tyler'ın yeteneği görücülüktü. Gelecekten parçalar görmesi onların işine yarayacaktı. Luxa Tyler'la The Harlequin'de tanışmıştı ama kısa zaman içinde çok iyi anlaşmışlardı. Luxa, kendine bile itiraf etmesede ondan hoşlanıyordu. Vale'nin eski sevgilisi olduğu için kendinden utanması da cabası. Belki hala Valeria'dan hoşlanıyordur. diye düşündü. İmkansız değil, olasıydı. Bu düşünceleri bir çırpıda kafasından silmeye çalışırken bir araba sesi duyuldu. Bu arabayı nerde olsa tanırdı. "Danny !" Luxa, kapıya koşarken , annesinin onu parka götürmesine ikna etmiş çocuklar gibi görünüyordu. Emmet ve Valeria da arkasından geliyordu ve Valeria oldukça isteksizdi. Belki de onun gelmesinden rahatsızlık duyacaktı. Ama söz konusu Luxa'nın yaşamı olduğu için katlanmak zorundaydı. Luxa , Tyler'ı görür görmez boynuna atladı. Tyler, Luxa'yı gördüğüne sevinmiş gibiydi. "Yavaş ol dişi az kalsın düşüyordum." derken Luxa'nın gözlerinin içi gülüyordu adeta. "Danny, seni özlemişim aşağılık herif ! " Tyler , Emmet'le tokalaştı ve Valeria'nın elini nazikçe öptü. Luxa ve Emmet, olayı hemen anlatmak istemiyordu. Yarın sabah sakin kafayla anlatmak istiyorlardı. Luxa duvarda asılı olan saate baktığında akrep 2'yi, yelkovan ise 5'i gösteriyordu. Saat tam olarak 2.25'ti. Zamanın akışına bi anlam veremeyen Luxa herkesin yorulduğunu farketti. "Yatsak iyi olacak, hepimizin biraz dinlenmeye ihtiyacı var." derken Tyler esnemeye başlamıştı bile. Valeria ve Tyler'ı odalarına götürdü. Sabah dinç uyanmaları lazımdı. Emmet ise , uyumamak üzere havuza gitti. Ne de olsa istese de uyuyamazdı. Luxa ise odasına çıkıp yatağına girdi ve sıcacık yorganını çenesine kadar çekti. Yatağında kendini güvende ve huzur içinde hissediyordu. Gözlerini kapatırken aklında olan tek şey, "Yaşamak Arzusu"ydu.

***

Sabahın ilk saatlerinde gözünü güneşten yayılan sıcak hava akımı ve sarı sıcakkanlı ışıklar açmıştı Luxa'nın. Yataktan kalkarken üzerinde lila saten geceliği vardı. Üzerine sabahlığını geçirip mutfağa doğru yürüdü. Buzdolabının kapağını açtığında içinde sadece kahvaltılık gevrek olduğunu farketti. Sonra teker teker çekmeceleri karıştırdı. Kavonozların içinde reçel , bal gibi kahvaltılık yiyecekler bulma umuduyla. Ve şansı yaver gitmişti. Reçel ve balı kaselere koyup masaya yerleştirdi. Sonra aklına Emmet geldi ve dışarı çıkıp Emmet'e baktı. Emmet havuzun önündeki şezlong da uzanmıştı. Kapıya çıktığında onu paspasın üzerinde günlük gazete ve kapının sapına tutuşturulmuş iki ekmek karşıladı. Onları aldı ve mutfağa yöneldi. Gazeteyi masanın üzerine bırakıp ekmekleri tezgahın üzerine koydu. Bir çekmeceden bıçak çıkarıp ekmeği kesmeye koyulurken Emmet'in ne yiyeceğini düşündü. Belki gece avlanmıştır. diye düşündü. Daha sonra buzdolabı nın buzluğuna bakmayı akıl etti. İçinde yarım salam buldu. İki yumurta kırdı ve salamları doğradı. Şeftali suyunu da bardaklara boşalttı. Hayatında böyle bir kahvaltı hazırladığını ilk defa farkediyordu. Daha sonra nerden geldiğini anlamadığı üçgen bir zil buldu ve çatalıyla ona reklamlardaki gibi üç defa vurdu. Komik gözüküyordu ama Luxa'nın umurunda değildi. "Yemek hazıır !" diye bağırırken merdivenlerden gelen ayak seslerini dinliyordu.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 5:23 am

Emmett ve Luxa olayı yüzeysel olarak anlattıktan sonra Luxa herkesi yatağa göndermek için konuşmayı yapmıştı bile. Herkes yatağa gittiğinde Emmett'ın aklına bir fikir geldi. Gelirken gördüğü havuza girmek istedi hem canı sıkılmaz hemde stres atardı. Herkes yatağa gittiğinde Emmett'a bir tek çatı katı kalmıştı. Aslında önemsemiyordu sonuçta oda ona fazla lazım değildi. Vampir hızıyla ve sessizliğiyle yukarı doğru çıktı ancak Luxa'yı merak etti ve aynı hızla ve sessizlikle Luxa'nın odasına indi kapıyı sessizce aralayıp içeri daldı. Luxa yatakta uzanmış yorganı çenesine kadar çekmiş uyuyordu. Anlında biriken küçük ter damlacıkları onu rahatsız etmişe benziyordu. Emmett ter damlacıklarını sildi ve elini bir kaç saniye Luxa'nın yüzünde tuttu. Luxa'nın vücudu Emmett'a yanıyormuş gibi geliyordu. Aslında normal sıcaklıktaydı. Emmett elini Luxa'nın yüzünden çekti. Luxa'nın yüzü soğuktan dolayı hafifçe morarmıştı. Emmett odadan hızlıca ve sessizce çıktı ve odanın kapısını çekti. Daha sonra kendi odasına çıkıp üzerindekileri çıkarttı ve altına bir mayo geçirdi. Kaslı ve bembeyaz vücudu ortaya çıkmıştı. Aşağıya vampir hızıyla indi ve dışarıya çıktı. Etraf çok sessizdi bir tek çekirgelerin sesleri geliyordu. Emmett aya doğru baktı ve kafasını öne çevirerek havuza ilerledi. Birden daldığı havuz epey sıcaktı yada soğuktu ama Emmett'a göre sıcaktı bütün gecenin yarısını havuzda geçirdi. Daha sonra havuzdan çıktığında şezlonga oturup kitap okumak istedi doğruca kitap odasına gitmeyi düşündü ama kapıyı açınca sesten dolayı uyanmalarından çekindi ve hızlıca köşkün duvarına tımanmaya başladı kitapların olduğu yere gelince camdan içeri daldı ve kitapları kurcaladı. İsmi güzel gelen bir kitabı aldı ve inceledi şezlonga gitmek üzere cama yöneldi ve camdan aşağı kendisini bıraktı o kadar yumuşak ve sessizdiki tek bir çıt bile çıkmamıştı hızlıca şezlonga gitti ve kitabı okumaya koyuldu sürükleyici giden kitap bitmişti. Emmett çok kitap okurdu. Dolayısıyla okumasıda hızlıydı. Kitabı bitirdikten sonra yan şezlonga koydu ve kafasını geriye koyup düşünmeye başladı. Ardından içeri bir adam girdi Emmett şüpheli bir şekilde adama bakarken adamda ona baktı ve ekmekleri sütlari ardından gazeteyi sırayasıyla kapının önüne koydu ve gitti. Emmett rahatladıktan sonra tekrar düşünmeye başladı.

Sabah olmuştu güneş doğduğunda Emmett'ın vücuduna çarptığında kristaldan daha parlak ışıklar etrafa yayıldı. Emmett'ın doğası böyleydi Güneş ışığına böyle bir bağışıklığı vardı. Daha sonra adım sesleri duydu kafasını şezlonga koydu ve geriye yaslanıp gökyüzüne baktı. Kapının açıldığını duydu ama aldırmadı dönüp bakmadı. Olsa olsa Luxa'fır diye düşündü daha sonra yemek kokuları duydu Emmett tiksinmiş bir şekilde nefes almayı bıraktı. Daha sonra bir zil sesi ve Luxa'nın yemek hazır sesini duydu herkes aşağı inerken Emmett'ta duvardan odasına tırmandı ve içeriye dalıp üstünü değiştirdi güzel bir şeyler giydikten sonra vampir hızıyla onların yanına indi ve merhaba dercesine bir bakış attı. Ardından yemek sofrasından uzak bir yerlere geçip oturdu. Susamıştı insanların kokusu boğazını yakıyordu. Avlanma zamanı gelmişti. Bir an önce evden çıkıp avlanmak istiyordu. Luxa'ya dönerek:

" Ben eee... biraz dışarıya çıkıp geleyim" dedi. Anlamını Luxa'da anlamıştı avlanmaya gidecekti ayağa kalktı ve vampir hızıyla hiç kimsenin gözleri onu takip edemeden oradan uzaklaştı ve avlanmaya çıktı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 6:30 am

Daniel uyanmak istemiyordu. Uyumayı çok seviyordu uyku da onu çok seviyordu şüphesiz ama bu güneş yok mu insanı deli etmeye yetiyor. Güneş yüzünden mecburen uyanmıştı. Her zaman ki gibi çok seksi görünüyordu. Aynanın karşısında şöyle tepeden tırnağa bir baktı kendine "Adamım gene çok canlar yakacaksın." dedi kahkahayla karısık. Odası 1.katta olduğu için direk sofraya gitmişti. "Ben eee... biraz dışarıya çıkıp geleyim" dedi Emmett tedirgin bir ses tonuyla. Daniel'den mi rahatsız olmuştu? Düşük bir ihtimaldi. Her neyse Daniel'i çokta ilgilendirmiyordu bu. Lux'a dönüp "Bugün nasıllarmış bakalım benim bitanecik dişim" diyerek yanağına bir öpücük kondurdu. İyi olduğunu düşünüyordu Daniel ne de olsa sevdiği insanlar yanındaydı ve onu korumak için canlarını ortaya koymuşlardı. Daniel yerine oturdu ve Lux'u seyrediyordu. Daha önce gözüne bu kadar güzel gözükmemişti Lux. "Ondan hoşlanıyor olabilir miyim?" dedi içten içe sonra bu düşünceleri kafasından atıp çayını yudumlamaya başladı. Çay sıcaktı ve dilini buruş buruş yapmıştı. Biraz hava almak için bahçeye çıktı. Hava çok güzeldi. Bir kaçamak yapıp havuza atlasam mı diye düşündü kendi kendine ve sadece düşünmekle kalmayıp yaptı. Üstünü çıkarıp balıklama atladı havuza tam bir erkekti. Her kızın hayal ettiği tarzdan bir erkek. Dipten çıkınca saçlarını savurdu. Yapılı ve şekilli vücudu ıslakken daha bi çekici olmuştu. Dışarı çıkıp kurulandı. Lux'u özlemişti nedense daha önce hiç böyle olmamıştı. Üstüne t-shirt'ünü geçirip içeriye girdi. Ortalıkta kimsecikler gözükmüyordu. Herkes neredeydi? Nasıl olsa birazdan ortaya çıkarlar diye düşündü ve kanepeye uzandı eline kumandayı alıp televizyonu açtı. Doğru dürüst birşey yoktu televizyon da zap yapa yapa yorgun düşüp uyuyakaldı. Uyandığında bir-iki saat geçmişti. Gözlerini ovuşturdu. Uykulu gözlerle etrafına bakındı. Karnının acıktığını farkedip dolaba yöneldi. Dolapta sadece mısır gevreği vardı. Şanslı olucak ki bir de süt bulmayı başardı. Büyük bir iştahla mısır gevreğini yedi. Sütü daha fazla koymuş olucak ki kalan sütüde kafasına dikti. Kulağını gıdıklayan ayak sesleriyle irkilip kendine geldi.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Paz Ağus. 29, 2010 11:51 pm

"Luxa" diye bağırdı Valeria. Ama Luxa heykel gibi kalakalmıştı. Valeria ne derse desin duymuyordu sanki. Yüzü görünmeyen siyah giysilere bürünmüş bir adam asasını ona doğrultmuş duruyordu. Yaptığı büyüler işe yaramıyordu. Sanki orada değildi. Olacakları en önden izleyen bir izleyiciydi sanki. Luxa'nın karşısındaki adam sanki bir şeyleri bekliyordu. İkiside hiç kıpırdamıyordu. Valeria hala bağırıyordu ona ama Luxa'nın umurunda değildi. Siyah giysilere bürünmüş adam kafasını saatine çevirdi ve "Zaman geldi." demişti. Valeria hala daha neler döndüğünü anlayamamıştı. Adam sihirli sözleri söyledi. "Avada Kedavra!" Valeria ne olduğunu şaşırmış bir şekilde bağırdı "Luxa!"
Bağırarak uyanmıştı. Ter içindeydi. Nasıl bir kabus görmüştü. Bu olayı gerektiğinden fazla kafasına takmış olacağını düşündü. Yataktan kalkıp soğuk bir duş almak için banyoya gitti.

***

Merdivenlerden iniyordu. Rahatlamıştı duş aldığı için. Kot mini etek ve beyaz askılı bir badi geçirmişti üzerine. Evde birilerinin olması onu böyle giyinmeye itmişti. Evde başkaları varken yarı çıplak bir şekilde dolaşmak pek hoşnut edici değildi. Ve özellikle içlerinden birisi eski sevgilisiyken. Bazı sesler duymuştu merdivenden inerken. Mutfaktan geliyor olmalıydı. Luxa olduğunu düşünerek adımlarını hızlandırdı ve mutfağa girmeden ve içeridekinin kim olduğundan emin olmadan "Napıyorsun canım?" diye seslenmişti. Pek bir mutlu adım atmıştı mutfağa. Ama mutfaktakinin kaslı vücuduyla tezgahın orada dikilmiş kendisien yiyecek bir şeyler hazırlayan Tyler olduğunu görünce yüzünü ekşitti. Yanına gitti. Mısır gevreğinden başka yiyecek bir şey olmadığı için dolaptan büyük bir kase çıkardı. Mısır gevreğinin Tyler'dan kalan kısmını kaseye döktü. Tyler'ın elindeki sütü aldı. Mısır gevreğine sütü katabilmek için yan çevirdi ama tek bir damla bile süt dökülmemişti. Dolabın yanına gidip kapısını açtı. Ve dolapta da başka süt olmadığını görünce içten içe sinirlenmeye başlamıştı Valeria "Bizleri de düşünüp sütü bitirdiğin için sağol" dedi iğneleyerek. Valeria'nın başka çaresi olmadığı için mısır gevreklerini o şekilde yemişti. Neyse tadı bu şekilde bile güzeldi. Dün olanları geçirdi bir yandan da aklından. Tyler'ın Luxa'ya karşı olan bakışları gözünden kaçmamıştı. Aşık olmuştu yoksa ona? O çocuk asla birilerine aşık olamazdı. Her zaman başka bir kızı daha aklından çıkaramayan biri için bu pek mümkün değildi. Aklına bunu getirince bir anlık refleksle Tyler'ın yakasından tuttu. Yaptığı sporların yararını görüyordu şuan. Çıt kırıldım biri olmaması Tyler'ın boğazına yapışmasını kolaylaştırmıştı. Aralarında sadece on, on beş santimetre gibi bir uzaklık vardı. Valeria sert bir ses tonuyla "Luxa'ya nasıl baktığını gördüm Tyler. Onun canını yakarsan, kalbini kırarsan gözünün yaşına bakmam seni öldürürüm!" demişti. Bayağı korumacı ve sert olmuştu bu sözleri. Hala daha yakasından tutuyordu ve sert bakıyordu. O sırada mutfağa birisinin girdiğini fark etti. Ayak seslerini nasıl oldu da duymamıştı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Ptsi Ağus. 30, 2010 3:30 am

Tyler, "Bugün nasıllarmış bakalım benim bitanecik dişim ?" diyip yanağına bir öpücük kondurmuştu Luxa'nın. Luxa buna sadece gülümseyerek cevap vermişti. Belki de, Ölüme yakın biri nasılsa o kadar iyi, diye cevap verebilirdi. Ama tabii ki böyle bir şey yapıp günlerini mahvedecek kadar aptal olamazdı. Tyler'a bir çay doldurdu ve çayını bitirmesini bekledi. O sırada Tyler'ın ona baktığını hissetti ve ona bakıp gülümsedi. Tam bir şeyler hakkında konuşmaya başlayacaktı ki Tyler kalktı. Bahçeye yöneldi. Daha sonra bir , Şlap ! sesi duydu. Bu , Tyler'ın havuza atladığının bir göstergesiydi. Luxa, uzun zamandır havuza girmiyordu. Havanın sıcak olmasından faydalanıp havuza dalmak istedi Luxa bir an için. Tylerla beraber yüzmek. Ama bunu yapmadı. Mutfağın havuza açılan büyük tahta kapısından geçip Tyler'ı izlemeye başladı. Luxa, anlamıyordu. Tyler , gerçekten hoş biriydi. Ama bu Luxa'nın umrunda bile değildi. O, her yönüyle harika bir insandı. Daha sonra merdivenden aşağı birinin indiğini duydu ki bu Vale olmalıydı. O sırada Tyler içeri girdi. "Napıyorsun canım?" Bu sorunun kime yöneldiğini merak etti. Tyler olamazdı elbette. Valeria , Tyler'dan ne kadar nefret ettiğini gözle görülür bir şekilde belli ediyordu zaten. Tyler o sırada buzdolabından mısır gevreği çıkarmış, içine süt dökmekle meşguldu. Valeria yanına gidip iğneleyici tonda bir şeyler söyledi. O sırada Luxa bahçede Emmet'e bakınıyordu. Şimdiye kadar gelmiş olmalıydı, diye düşünürken birinin ayak sesleri odayı doldurmuştu.

Luxa kahvaltıyı onlara bırakıp kimin geldiğine bakmadan elinde bir fincan kahveyle havuz kenarındaki şezlongların birine oturdu. Yanındaki sehpada bir kitap bulunduğunu gördü. Kahvesini soğumaya bırakırken kitabı inceliyordu.Cinayet ve aşkla ilgiliydi. Daha sonra kitabı yerine bırakıp kahvesini yudumlamaya başladı. Kahve hala sıcak olmasına rağmen Luxa etkilenmemeye çalışıyordu. Bir kahvenin sıcaklığının dilinin ucunu yakmasından daha önemli şeyler de var. diye düşünürken gözleri hafif bir meltem sayesinde havuzun suyunda oluşan minik dalgaları izliyordu. Dün gece ilk defa bu kadar hayatla bir bütün olmuştu Luxa. Hayata bağlı olmanın nasıl bir his olduğunu anlamıştı. Dünyadaki güzelliklerin azımsanmayacak kadar çok ve pahabiçilemez olduğunu... Yaşam , zor ve katlanılmazdı. Ölüm ise , kolay ve geri dönüşü olmayan bir yoldu. Ama Luxa, zor ve katlanılmazı istiyordu. Yaşamak istiyordu. Çünkü yaşam, her ne kadar zor olsa da, pahabiçilmez güzellikleri bu zora katlanılır yapıyordu. Herşeyin bir bedeli vardı. Bu güzelliklerin bedeli ise , yaşamın zor olmasıydı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Ptsi Ağus. 30, 2010 4:10 am

Ormanda vampir hızıyla koşuyordu çok sessizdi. Birden durdu havayı içine çekti biraz ilerde bir aile buraya doğru geliyorlardı. Emmett sinsice gülümsedi vampir hızıyla ailenin yanına koştu. Etraflarında daire çizmeye başladı. Emmett'ı hızından dolayı göremiyorlardı. Karı koca iki çocuk ve çocuklarından beri bir bebekti. Emmett hemen bir ağacın tepesine tırmandı ve onları izlemeye başladı. Boğazı yanıp tutuşuyordu. Kadının elindeki sepete gör pikniğe gelmişti. Bu onların son pikniğe gelişi olacaktı ve hızlıca adamın üzerine atladı ve dişleri direk boynuna değdi ve boynunun bütün katmanlarını bir hiçmiş gibi kolayca ayırdı. Gelen kanın hepsini yudumlayarak içti. Korkuyla çığlık çıplığa koşan kadın ve çocuğu ilerliyordu kucağındaki bebeğin yüzünü boynuna saklamıştı. Emmett'ın işi bitince kadının yanına gitti daha bir saniye bile olmadan kadının yanındaydı. Kadını sertçe yere yatırdı ve boynunu parçalayarak tüm kanını içti. Ağlayan bebek çok korkmuştu. Emmett büyük çocuğuda hallettikten sonra dişlerini bebeğin boynuna geçirdi ve bebeğin sesi kesilmişti işi bitince ağzını eliyle sildi ama hiç bir şey yoktu. Yine çok temiz bir iş çıkarmıştı cesetleri orda bırakarak köşke doğru koşmaya başladı. Farklı bir koku almıştı. Kendi ırkından bir koku üstelik evin yakınındaydı. Hemen bir yere gizlendi vampir bir erkekti ve 17-18 yaşlarında gözüken birisi Luxa'ya bakıyor ve hırlıyordu. Emmett buna çok sinirlenmişti ve diğer vampirin hiç beklemediği bir anda üstüne fırladı ve kafasına sağlam bir yumruk yerleştirdi kafasından parçalanma sesleri gelmişti ama bu bir kaç saniye sonra düzelirdi. Elini diğer vampirin boynuna koyarak onu yukarı kaldırdı. Ve vampir hızıyla ikiside evden içeri girdi ve diğer vampiri yere vurdu. Ve sinirli bir şekilde hırladı. Diğer vampirde gözünü açınca oda hırlamaya başladı. ve kaçamaya çalıştı ama Emmett onu asla bırakmazdı diğer vampirin anlına sağlam bir yumruk patlattı Emmett. Diğer vampirin kafası yumruğun şiddetiyle yerdeki tahta parkeleri parçalayarak içine girdi. Emmett onu havaya kaldırdı eli vampirin yakasındaydı ve havada yana doğru devirdi ve onu yere çarptı herkes oraya toplamıştı. Emmett sinirli bir şekilde:

" Söyle pislik burada ne işin vardı. Ya konuşursun yada kafanı bedeninden atarım yada direk acı çekmen için seni ateşin içine atarım." dedi herkes onları izliyordu,müdahale etmeyi bekliyordu. Yada Emmett böyle düşünmüştü.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Ptsi Ağus. 30, 2010 6:13 am

Daniel'in dikkatini şezlongta uzanıp kahvesini yudumlayan Luxa çekti. Üzerinde saten geceliğiyle tam bir tanrıça gibi gözüküyordu. Onu izlemeye dalmıştı ki paldır küldür birilerinin eve girdiğini duydu kapının arkasından baktığında Emmett'in havaya kaldırdığı bir tane vampir görüyordu. Emmett ona aynen şöyle diyordu. " Söyle pislik burada ne işin vardı. Ya konuşursun yada kafanı bedeninden atarım yada direk acı çekmen için seni ateşin içine atarım." Bu sefer çok sinirlenmişti. Söz konusu Luxa'nın can güvenliği olunca herkes çok stresli oluyordu. Daniel bu manzarayı görünce havuzu doğru koşup şezlongta uzanan Luxa'yı kolundan çektiği gibi peşine taktı. Hatta öyle bir çekti ki kolundan Luxa'nın kolu çıktı neredeyse. Arka kapıya doğru apar topar koşmaya başladılar. Malum büyük bir malikaneydi bu ikinci bir kapısı olmaması içten değildi. Arka kapıya vardıkların da sessiz olmaları lazımdı içerde neyle karşılaşıcaklarını biliyorlardı. En azından Daniel biliyordu. Sessizce Luxa'ya olan biteni anlattı ve ondan olabildiğince sessiz olmasını istedi. İçeriye yavaşça girip kuytu bir yere sindiler. İkisi de onları görebiliyordu. Daniel içinden durumun vehametini düşünüyordu olası bir yakalanma anında ne yapacaklarını bunları düşünürken normalde çok saçma ama o anın stresiyle belki de aklına gelmesi gereken ilk şey aklına geldi. Asalarını almaları lazımdı. En azından sığınıcak birşeyleri olurdu. Daniel "Sen burada bekle sakın kıpırdama ve ses çıkarma ben hemen geliyorum." diyerek Lux'un odasına çıktı asaları almak üzere. Daniel gecelerini genelde Lux'un odasında geçirirdi. Uyurken Luxa'yı seyretmek ona ayrı bir keyif veriyordu. Asası da sürekli yanında olduğundan odaya çıktığında cebinden çıkarıp kenara koymuştu ve çıkarken almayı unutmuştu. Asaları aldıktan sonra yavaşça aşağı indi o kadar yavaş ve hafif adımlar atıyodu ki karıncaların adımları orkestra gibi kalırdı onunkinin yanında. En sonunda Luxa'nın yanına gelmişti. Luxa'ya asasını verirken bilerek elini Luxa'nın eline değdirdi. Göz göze geldiler. Daniel öylece Luxa'ya bakıyordu. İçinden her ne kadar da bu sen değilsin Daniel diye bağırıp çağırsada artık herşey ortadaydı sanki. Şaşkınlık yerini desteğe bırakmıştı. Daniel Luxa'ya sol elini uzattı Luxa Daniel'in elini tutunca Daniel'de sağ eliyle Luxa'nın elini sardı. Luxa'nın bu durumdan rahatsız olmadığını varsayıyordu. Luxa'dan hoşlanıyor muydu yoksa Luxa'yı seviyor muydu? Bu duygular içini kemirirken bir anda silkelendi ve sessiz ve ürkek bir şekilde.. "Luxa sana çok değer veriyorum ve benim olmanı istiyorum." dedi ve o an sonsuza kadar sürmüş gibi gelse de aslında birkaç dakikadan ibaret bir öpücük kondurdu Luxa'nın dudaklarına..

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Ptsi Ağus. 30, 2010 10:03 pm

Kahvenin diline temasındaki acı verici sıcaklığı canını yakmaya devam ediyordu. Bir yandan da içindeki bir dürtüyü canlandırmıştı. Bir şeyler onu kahve içmemeye itiyordu. Belki de kahve içmemeye değil, başka bir şey için uyarmaya itiyordu. Daha sonra kahvenin üzerine üflediği için oluşan kabarcıkları izlerken gözü kapıda bekleyen Daniel'ı gördü. Daniel'in yüz ifadesinden hiçbir şey anlamıyordu ama Luxa'ya değil arkasındaki bir şeye bakıyordu. Bir an için zaman durmuştu. Luxa hiçbir şey duymuyordu. Ayağa kalktığında elinden düşen fincanın içinden dökülen kahveler havuzun kenarındaki taşları kaplarken Daniel ona doğru koşuyordu. Luxa birden telaş yaptı. Arkasına baktığında havada uçuşan gölgeler ve gölgelerden sıçrayan kanları farketti. Luxa'nın gözüne her şey ağır çekimde ulaşıyordu. Luxa havada uçuşan cisimleri büyük bir şokla ve ağlama arzusuyla izlerken bir şey onu kolundan tutup çekti. Bu Daniel'dan başka kimse değildi. Daniel onu eve çekiyordu. Bunu neden yapıyordu ? Luxa'nın gözüne her şey bulanıklaşmaya başlamıştı. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Daha iki dakika önce havuzun kenarında kahvenin sıcaklığıyla boğuşurken şimdi , sayısını bilmediği şeylerle baş eden arkadaşı Emmet'ten uzaklaşıyordu. Onu o halde orada bırakamazdı. Kendinin sağlığı için olmazdı. Ordaki olaylara engel olmalıydı. Eğer Emmet'e bir şey olursa , Luxa ömrü boyunca- ki bu işten sağ kurtulursa- kendini asla affetmeyecekti.

***

Daniel'ın gücü Luxa'ya engel oluyordu. Daniel Luxa'yı bir köşeye çekti bir kaç dakika boyunca bulundukları durumu kabullenmeye çalıştılar. Lanet Olsun ! Valeria nerelerdeydi ? Daniel , dışardaki olayı kısaca Luxa'ya özetledi. Emmet, vampirlerle boğuşuyordu. Vampir değil, Vampirler. Daha sonra Luxa bu korkunç düşünceden sıyrılıp gerçek hayata döndü. Ne yazıkki, bunlar rüya değildi. Daniel'in konuştuğunu farketti ve dinledi. "Sen burada bekle sakın kıpırdama ve ses çıkarma ben hemen geliyorum." Kıpırdasa bile nereye gidebilirdi ki ? Ne ses çıkarabilirdi , neredeyse dilini yutuyordu zaten. Korkunun yerini Daniel'e bıraktı. Belki öleceklerdi. Muhtemelen Daniel de ölecekti. Ama bu düşünce onu kendi ölümünden bile daha çok ürkütmüştü. Luxa , Daniel'e , -Danny'sine- çok değer veriyordu. Sandığından daha çok değer veriyordu. Bunu Daniel'e söyleyemezdi. Belki de , hayal kırıklığına uğrardı Daniel. Onu, mutlu görmek istiyordu. Bu riski göze alamazdı. Luxa düşüncelere dalmışken Daniel'in sessizce geldiğini ve asalarını getirdiğini gördü. Asa , bir vampire ne yapabilirdi ki ? En fazla geri savururdu. Ama zaten vampiri göremezlerdi bile. Luxa'dan ne istiyorlardı ? O, bunu hakedecek ne yapmıştı sanki ! Asayı alırken Daniel Luxa'nın bileğini tuttu. Luxa kafasını kaldırıp Daniel'e baktı. Konuşmak istiyordu. Her şey'i yüzüne haykırmak istiyordu. Onu nasıl sevdiğini , onun olmak istediğini .. Sonra Daniel'in elini , eliyle birleştirdiğini hissetti Luxa. Gözleri ise Daniel'in gözlerinin içinde kaybolmuştu. O an, keşke hiç bitmeseydi. Daha sonra Daniel bir şeyler konuşmaya başladı. "Luxa sana çok değer veriyorum ve benim olmanı istiyorum." O an, Luxa her şeyiyle Daniel'indi. Sanki uzay boşluğunda kaybolmuşlardı. Daniel dudaklarını Luxa'nın dudaklarına değdirdi ve Luxa'nın gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Bu gözyaşları mutlulukla karışık üzüntüden kaynaklanıyordu. Ölüme bu kadar yakınken.. "Danny.." dedi, fısıltıdan farksız bir ses tonuyla. " Ölsem bile, kalbim sana ait kalacak. Ve ben , sonsuza dek senin kalacağım.." derken gözlerinden dökülen yaşlar , birer pırlanta misali birleşmiş ellerine değdi. Luxa, ellerini çekti ve Daniel'in boynuna doladı. Başını da Daniel'ın omzuna yasladı. Artık, ölüm , umrunda değildi. O, Daniel'e kavuşmuştu. Artık , mutluydu.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Salı Ağus. 31, 2010 12:10 am

Emmett vampirlerle boğuşurken bir yandanda diğerlerinin güvenliğini düşünüyordu. Uzaktan uzaktan geçen Tyler'ı gördü asaları alıp inmişti. İki vampir Emmett'a saldırıyordu Emmett'sa fazla heyecan yapmadan hepsini dövüyordu. Bir ara gözü Luxa'ya kaydı ve Tyler'la öpüştüklerini gördü. Aşk Emmett'ın en nefret ettiği bir şeydi. Bu sevgi selinden gözünü aldı ve Vampirlere döndü. Bir tanesi Emmett'a sağlam bir yumruk salladı Emmett geriye doğru matrıx tarzı eğildi ve ellerini yere koyarak bacaklarıyla vampire tekme attı havada süzülen vampirin yanına hızlıca koştu ve daha havadayken boğazından tutarak sertçe yere vurdu. Ve çok hızlı bir hamleyle boğazını parçalayarak kafasını kopardı vücudu tekrar birleşmesin diye ölen vampirirn kafasını alıp çok uzaklardaki ormanlara fırlattı. Diğer vampir bağırmaya başladı:
" Hazııııııııırr." diye bağırmıştı bunun anlamı neydi diğer vampirin dikkati dağılmışken sesi birden kesildi Emmett çevik bir hareketle onunda kafasını kopardı. Ve onun kafasınıda çok uzaklara attı. İşi bitmişti bu kadar mıydı. Çok kolay olmuştu hemencecik bitmişti. Ve birden üst katlarından camları kırıldı kapılara yığılmaya başladılar vampirler hücum ediyordu. Bir sürü en az 20 tane vardı ve hepside ilk önce Emmett'ı halletmek istiyordu. Emmett'a doğru koştular Emmett hemen işe koyuldu ilk gelenin kafasını koparttı sonra diğerinin ama omzunu iki el tutmuştu ve onu geriye fırlatıp duvara yapıştırmıştı. Merdivenden inan vampirler Emmett'a saldırımaya başladılar Emmett çevik hareketlerle kurtulurken çoğunun kafasını koparmıştı. Tam bir tanesininkinide koparacakken bir şey dikkatini çekti bir vampir Luxa'ya doğru sinsice sırıtarak ilerliyordu ardından diğer vampir hızlıca Luxa'nın yanına geldi tam onu öldürecekken Emmett üstüne çullanana vampirlerden sıyrıldı ve Luxa'ya saldıran vampirin önüne gelip suratına çok sağlam bir yumruk patlattı. Yumruğun şiddetiyle kafası kopan vampirin cesedi oraya yığılmıştı. Birden Emmett geriye doğru çekildiğini hissetti. Gözleri Luxa'da kalmıştı kırmızı gözleri sinirli şekilde bakıyordu. Hırlamaya başladı hırlamalar kulakları sığar edecek şekildeydi. Bir kişiye 20 kişi saldırıyorlardı. Birer birer hepsini öldürürken bir tanesine yumruğu patlatıp havaya fırlattı Emmett'ta onla beraber hava fırlarken sürüyle vampir üstüne çullandı ve onu yere düşürdü. Yere sertçe çarpmıştı. Koca köşk sallanmıştı. Emmett'ın kafasındaki bütün kemikler parçalanmıştı ama bir kaç saniye sonra iyileşmi bir şekilde gözlerini açtı hemen üstündekinin kafasını kopardı ve zor olsada oradan kurtuldu Ardından Emmett'ın omzuna bir el değdi defalarcda dokunuyordu Emmett hızlıca dönmüştü ve suratına çok sağlam bir yumruk yedi beş vampir aynı güçle yumruğu Emmett'ın suratına patlatmıştı geriye doğru fırlayan Emmett duvara yapışmıştı duvar parçalanırken Emmett ayağa kalmaya çalıştı denemesinde başarılı olunca Vampirleri avlamaya devam etti. Çoğunu halletmişti sadece geriye 7-8 tane vampir kalmıştı İkisi Emmett'ın bir kolundan diğer ikiside diğer kolundan yakalamıştı. Onu tutuyorlardı diğer iki tanesi arkasına geçti ve kafasını geriye doğru tuttu. Bir tane vampir boştaydı ve hızlıca yumruğunu sıktı ve Emmett'ın suratına yumruğu patlatacakken Kollarını tutan dört vampirin kollarını yavaşça kavradı ve hızlı bir şekilde aşağıya çekti kolları kopan vampirler acı acı bağırıyorlar ve çığlık atıyorlardı. Emmett hızlı bir hareketle ona vurmaya çalışan ve şaşkınlıktan olduğu yerde duran vampirin kafasını kopardı kolları kopan vampirler yinede Emmett'a koşuyorlardı bunlar daha kolaydı hemen onlarıda halletti. Daha sonra içeri iki vampir daha girdi ve Emmett'ın beline sağlam bir yumruk geçirdiler acı içinde bağıran Emmett dizlerinin üstüne çöktü. Ölecekmiydi bütün hayatı bu kadarmıydı. Demekki sefası buraya kadardı eğer Emmett ölürse diğerleride öldürdü. Bağırırken toparlanmaya çalışıyordu diğer iki vampirden bir tanesi Emmett'ı havaya kaldırdı Emmett'ın karnına müthiş güçlü bir yumruk patlattı. Emmett bir kere daha acı içinde bağırırken merdivenlerin altındaki arkası boşluk olan tahtaları parçalayıp içine düşmüştü. Toparlanması biraz sürmüştü. Yeni gelen iki vampirin bir tanesinin boynuna doğru hamle yaptı ama biraz gerşye çekilen vampirin burnunu parçalamıştı Emmett ağzından dışarıya tükürdü burnu ve Diğerini parçalamaya devam etti onunda işi bitince Emmett arkasını döner dönmez gözlerinde bir karanlık hissetti. Dizlerinin bağı çözülmüştü. Yere yığılan Emmett gözlerine yumruk yemişti. Ayağa kalktığında hemen Luxa'nın tarafına baktı kimse orada yoktu Ardından bir yumruk sesi daha işitti. Bu sefer algılarını kullanmaya başlamıştı. Yana doğru çekilmişti yumruk boşluğa doğru savrulurken Emmett gelen eli tuttu ve koluyla birlikte kopardı. Her yer ceset olmuştu kol bacak kafa her yere yayılmıştı. Ama vampirlerin kanı olmadığı için etrafta bir damla bile kan yoktu. Diğer vampirin üstüne atlayan Emmett karşılığında bir tekme buldu ama tekmeden kolayca kurtulurken etrafında dönmüş ve hızlıca diğer vampirin arkasına geçmişti çok hızlı bir şekilde diğer vampirle sırt sırta verdi ve kafasını tutarak omzuna yaslayarak geriye doğru çekti. Bu yaptığı bir saniyeden kası bir sürede olmuştu. Elinde kalan kafayı uzaklara fırlattı. Artık bitmişti her yer ceset dolmuştu. Ardından adım sesleri duydu buraya gelen kulaklarıher yeri dinliyordu kapıdan geliyordu. Cam kapıyı paramparça ederek içeri girdi Emmett gözlerine inanamadı bu eski düşmanı Claus'tu Emmett konuşmaya başladı:

"Demek sendin Luxa'nın peşinde olan. Vampirleri üzerime salan seni lanet pislik." dedi Emmett içindeki öfkeyi kusuyordu. Claus hiç aldırmayarak:

"Merhaba eski dostum Emmett umarım gönderdiğim karşılama komitesini beğenmişsindir. Gördüğüme göre eski formundan bir şey kaybetmemişsin." dedi ve gülümsedi Emmett sinirli bakışlarla ona bakıyordu ve en korkutucu ses tonuyla konuşmaya başladı:

"Luxa'dan ne istiden onun ne suçu vardı." dedi Calus kakaha attı ve dalga geçer gibi konuşmaya başladı:

"Bir zavallı insanın hayatından ne istebelirimki benim işim seninle senin sevdiklerini elinden alıyorum. Etrafında kimseyi bırakmıyacağım ve en sonunda yalnızken seni öldüreceğim." dedi Emmett buna sinirlenmişti 100 yıl öncede o cinayeti işleyen Claus'tu Emmett sinirli bir şekilde konuşmaya başladı:

"Demek 100 yıl önceki Luna'yıda sen öldürdün. Seni pislik herif peki o yaşlı adamın ardından cisimlenme izi vardı bunu nasıl becerdin?" demişti aslında Claus'un bir sürü oyunu vardıve gerçekten bunun cevabını merak ediyordu Claus konuşmaya başladı:

" Çok kolay oldu bunu büyücü bir arkadaşıma yaptırdım. Şimdide buraya yarım bıraktığım işi tamamlamaya geldim. Luxa'yı öldürüp seni toz etmeye." dedi ve vampir hızıyla Luxa'ya koşmaya başladı Emmett'a Claus'a koşarak Claus'un göğüs hizasına ellerini dayadı ve son gücüyle onu itti. Duvarı parçalayarak geriye uçan Claus bahçeye çıkmıştı ve Emmett'a doğru geldi. Emmett onu bekliyordu ne yapacağını hemen düşündü ve buldu. Ona doğru gelen Claus'un yanına kaydı ve çok hızlı bir hareketle ensesinden yakalayıp kafasını köşkte talavizyonun arkasında duran duvara soktu ve ensesine bir yumruk patlatıp kafasını koparacakken Claus kendini kurtarmış Emmett'ın omzuna bir yumruk patlattı Emmett'ın omzu parçalanmıştı tabi bir kaç saniyeye düzelecekti bunu için Claus Emmett'ı hemen yakaladı ve havada çevirerek yere yapıştırdı tam dişlerini Emmett'ın boynuna geçirecekken Emmett vampir hızıyla geriye çekildi zaten çoğu hamlelerini vampir hızlarıyla yapıyorlardı. Oradaki insanlar sadece bir kaç bölüm görebiliyordu. Claus'un kafası yere dönüktü tam oda kalkacakken Emmett sağlam bir tekmeyi Clausun ensesine yerleştirdi. Kafası tahtaları paçalayıp içine giren Claus kafasını kurtarmaya çalışırken Emmett hemen etrafa bakındı ve yanan bir mum buldu mumu alarak kafasını kurtaran ve ona doğru gelen Claus'un yanına koştu ve Claus elini kaldırdığında Emmett hızlıca mumu Claus'un yüzüne değdirdi bunlar iki saniyenin içinde olmuştu. Claus'un yüzü yarım saniyede ateş aldı ve yanmaya başladı çığlık çığlığa bağıran Claus acı çekerek dizlerini yere eğmişti bağırıyordu Emmett hızlı bir şekilde Claus'un kafasını kopardı ve tutuşan kafaya baktı. İşi çok zor olmuştu ama başındaki belaları savurmuştu. Derin bir nefes alıp arkasını döndü Emmett'ın yüzünde hiç bir yara izi yoktu vücudu komple iyleşmişti. Orada duranlara baktı. Luxa, Tyler, Valeria hepsi iyiydi. Ardından Emmett tekrar önüne döndü ve mumu tüm vampirlere tuttu her parçasına kadar ve hızlıca içerideki insanları aldı ve dışarı çıkardı bir saniye sürmeden hepsi dışardaydı. Onları dışarı çıkardığında arkası dönüktü. Önünü döndü ve hepsine baktı hepsinin ağzı kapalıydı galiba şok gibi bir şey geçiriyorlardı em değildi.Konuşmaya başladı tok bir sesle:

"Evet hepinizden özür diliyorum. Bu işleri başınıza ben açtım hepsi benim suçum. Evet orada olanlardan kimseye bahsetmemenizi istiyorum sizden son isteğim bu. Orada olanlardan kimseye söz etmeyin. Tyler ve Luxa hayatınız boyunca birlikte olun ve mutlu bir çift olun. Tyler gerçekten kendine en doğru kızı buldun sendede son ricam bu kızdan başkasına bakmamamn lütfen Luxa'yı aldatma ve seni tebrik ederim. Luxa senden çok özür diliyorum başını belaya soktum. Bundan böyle hiç bir vampirle arkadaş olmazsın. Ve kendine iyi bak. Evin için üzülme benim evime yerleşin. Arabamda senin zaten anahtarda sende. Evin anahtarı arabanın bgajında sağda küçük bir cep olacak anahatarlar orda ev ise yasak ormanın içerisinde. Yasak ormana girdiğinizde nerye gideceği diye endişelenmeyin dümdüz ilerleyin ve at adamlara seslenin. At adamlardan birini gördüğünüzde Bizi Emmett gönderdi demeniz yeterli zaten onbları çağırdığınızda geleceklerdir. Ve onlar size eşlik eder." dedi ve cebini yokladı ardından cebinin gizli bölmesinden bir kapıt çıkardı ve Luxa'nın elinin içine tutuşturduktan sonra:

"Bu parayı alın bankada tahsil edin. Bu parayla 5 tane hogwarts alabilirsiniz. Ne ihtiyacınız varsa görün. Arabalar özel bir yerde saklı bunu bankaya sorun ve bankaya şu şifreli sözcüğü söyleyin Life End dediğinizde onlar size ne isterseniz verir. Tyler kendine istediğin eski ve yeni her model arabayı alabilirsin yani hepiniz alabilirsiniz. Ardından Valeria'ya döndü ve her ne kadar bana bir pislikmişim gibi baksanda önemli değil sendende özür diliyorum." dedi ve yere baktı son sözcüklerini düşündü güzel bir veda etmeliydi ardından konuşmaya başladı:

" Evet bu beni son görüşünüz olacak. Size söz veriyoum bir daha beni görmeyeceksiniz. Tıpkı hiç varolamışım gibi olacak. Size verebileceğim tek güvence bunlar bir daha sizin başınıza gelmiyecek." dedi ve elveda dercesine bir bakış attı ardından vampir hızıyla oradan uzaklaştı. Hiç bir insan gözü onu göremezdi koşmaya devam etti nereye gittiğini kendiside bilmiyodu ama gidiyordu. Uzak bir yerlere yerleşecek orada kalır diye düşünüyordu. Gerisinde üç insan bir yanan köşk ve iki araba bırakmıştı. Kaybolmak üzere oradan uzaklamıştı.

Konu: Geri: Köşkte Buluşma Çarş. Eyl. 01, 2010 7:00 pm

_______

Emmet gitmişti. Hepimizi kurtarıp buraları terketmişti. Zorluklardan kolayca kurtulmamı sağlayan, düştüğümde kolumdan tutup kaldıran Emmet, gitmişti. Küçük savaşımız bitmişti. Yaklaşık 20 ölü, 1 yaralı vardı. Bu yaralı da , tüm gerçekleşen olayların kendi suçu olduğunu düşünen , ve bir daha kimsenin başına bela açmak istemeyen , her şeyi içine gömüp , bırakıp giden Emmet'di. Son sözlerini dinlemedi Luxa. Vedalardan nefret ederdi. Özellikle de , veda edeceği kişi , onun can dostu olan bir vampir ise. Elbette gitmesini istemiyordu. Hatta , "Gidemessin ! Senin yerin burası ! Claus ve yandaşları umrumda değil ! " bu sözleri söylemesini bekliyordu dudakları. Her an söleyebilirdi. Eski Luxa olsaydı, söylerdi. Ama yapmadı. Luxa, artık büyümüştü. Gitmek istiyorsa , kendini gitmek zorunda hissediyorsa bir vampiri asla engelleyemezdiniz. Yetişkin bir vampiri. Luxa da öyle yapacaktı.

***

Luxa, yaşadığı üzüntünün yüzünden belli olmaması için kendini zor tutuyordu. Donuk bakıyordu Emmett o sözleri söylerken. Sadece, "Her şey için teşekkür ederim, Emmett." demişti, Emmet yolu yarılamıştı ama onu duyduğundan emindi. Terkediş de zordu, acıverici. Bazen , ölümden daha acı verici ve kayıp olurdu olaylar. Ölüm kolay,basit ve her ne kadar kısa olursa olsun, dünyada ölümden daha zor şeylerde vardı. Luxa bunu anlamıştı. Ama etrafına bakarsan , yanında acıyı hafifletecek birileri her zaman vardır. Daniel kollarını sıkıca Luxa'nın beline doladı. Luxa'yı içeri götürmek için çevirirken Luxa'nın gözü hala arkasındaydı. Daha sonra başını çevirip havuzun çevresine göz gezdirdi. Ölüme bu kadar yakınken, diye düşündü. Luxa, ölecekti. Elbette bir gün ölecekti. Ama önümüzdeki on yıl boyunca ölmek istemiyordu, belki de yirmi. Hatta Daniel yanında olduğu sürece ölmek istemiyordu. Emmett'i bir daha göreceğini düşünmeden edemedi Luxa. İçindeki bir dürtü, bunun vedaları olmadığını söylüyordu. "Yine karşılaşacağız,ve o zaman çekip gittiğin için sana hesap soracağım." diye aklına bir not aldı. Bu söz, Emmett'e gidiyordu. Luxa'nın ciddi sorunları vardı. En yakın arkadaşı gitmişti. Valeria , kim bilir nerelerdeydi ? Ve bir kaç gün sonra pastahaneye gitmezse , işten kovulacaktı. Oldukça ciddi problemlerdi bunlar Luxa için. Geride bıraktıkları vampir ordusunu saymassak. O en ciddisiydi, havuzunun kenarındaki porselen cesetlere bakarsak. Luxa bir an titredi , Daniel'in sesini duydu."Ben burdayım.." Derin bir nefes aldı Luxa. Doğruydu, Daniel buradaydı, Luxa'ya sarılmıştı. Bu gerçek olduğu müddetçe her şeyle yüzleşebilirdi. Omuzlarını dikleştirdi ve alınyazısına doğru yürüdü, kaderi yanında duruyordu.