Undine Aphrodite Quency

Ad:Undine Aphrodite Quency

Kişisel Özellikleri:Undine herzaman farklı bir kişilik olmuştur ancak hiçkimse tarafından ayrıcalık görmek istemez.Undine aşırı derecede zekidir ancak bu özelliğini kötüye kullanmaktan ve kötüye kullananlardan nefret eder.Hayatı boyunca hep en iyilerini hakedecek şekilde yetişitirilmiştir Undine.Undine'nin sahip olduğu iki adıda annesi ile babası tanrıça gibi olması için tanrıça adlarını koymuşlardır.Undine insanlarda fiziksel özelliklerin onlara birşeyler kazandırdığına ama zihinsel özelliklerin hayatlarının anlamı olduğuna inanır.Küçümseyici tavır kullanmaz ve bu tarz insanlarla aynı ortamda dahi bulunmak istemez.Undine hep bir yazar olmak istemiştir...Bu yüzden şiir ve öyküler yazmak onun hobilerindendir.Derslerine karşı ilgisi büyüktür.Cesurdur olmasına da bunu nasıl kullanacağını bilmesi onun en önemli,en fazla fark yaratan özelliklerindendir.Hayatı boyunca elinde her daim insanların kozları olmuştur ancak Undine her zaman iyi bir insan olmak adına hiçbirini hiçbir zaman kullanmamıştır.Undine ayrıca çok sakindir,feng shui'ye uyulması gerektiğini aksi takdirde huzur olmayacağını düşünen tiplerdendir.Konu erkekler olunca Undine herzaman bir numara olmuştur hep peşinden koşulan bir prenses olmuştur adeta..Undine asilliğiyle de hep ilgi odağı olmayı başarmıştır.Asilik;Undine'nin zıttı olsaydı bu kesinlikle asilik olurdu.Hayatında herşeye pozitif bakmayı ve çevresine de bunu başarmayı öğretmiştir Undine...


Fiziksel Özellikler:Uzun siyah saçları,boncuk mavisi gözleri,uzun boyu,ve zayıflığıyla adeta bir prensesin sahip olabileceği bütün fiziksel özelliklere sahiptir Undine.

Aile Geçmişi:Quency ailesi her zaman onurlarını ve gururlarını baş tacı yapmışlardır.Herşey bir yana biricik kızlar Undine en başta gelir...Kızlarını hiçbir şekilde zorlamamışlardır ancak Undine tam beş buçuk sene leydilik okuluna zorla gitmiştir.Quency ailesini üç kelimeyle anlatmak gerekirse;asil,varlıklı,onurlu en uygun düşenleridir.Undine'e herşeye pozitif ve olumlu bakması gerektiğini öğreten de annesi Geae'dır.Babası Stark herzaman başkalarını kendisi her ne kadar üstün olursa olsun hor görmemeyi öğretmiştir.Quency ailesi büyükbaba John öldükten sonra beş ay kadar kısa süreli bir travma geçirmiştir.Hemen ardından ailece birbirlerine destek olarak bu travmayı da atlatmayı başarmıştır.

Favori Rp:Sessizliğin hakim olduğu bu yağmurlu günde dışarı çıkmıştım...Etrafıma bakındım ama Logan'ı görmedim sanırım henüz gelmemişti.En iyisi bir kafede oturmaktı.İçeri girdim bu kafede bir tuhaflık vardı ve neden bu kadar az insan olduğuna anlam verememiştim.Sadece bir an önce Logan gelse ve buradan ayrılsak istiyordum.Etrafa bakınmaya başladım kasa boştu ve açıktı.Aşçıların olması gereken bölümden gözlerimi alamıyordum ancak orayı örümcek ağları kelimenin tam anlamıyla kaplamıştı.İyice ürkmeye başladım ne de olsa Muggle'ları severim burada birkaç Muggle olsa hiç de fena olmazdı doğrusu.Hemen içimden iyi birşeyler düşünmeye başladım aklıma hemen annem Geae'nın bana söylediği pozitif yönden bakmalısın öğütleri geldi.Olumlu düşünmeye çalışıyordum ama benim gibi bir insan bile böyle bir ortamda kesinlikle olumlu düşünemezdi.Birden 'neden hala burdayım'diye düşünmeye başladım.Kapıya doğru yöneldim tam o sırada arkamda birini hissettim.
''Yardımcı olabilirmiyim?''demişti.
Bu kadar süre sonra neden kapıya yaklaştığımda yardım etmesi gerektiğini anladı acaba merak ettim bunu ona sormak istiyordum ama adam gerçekten sarhoş görünüyordu.En iyisi sorusuna cevap vermeden dışarı çıkmaktı ne de olsa bir büyü kullanıp kimsenin canını yakmak istemiyordum herhalde en son isteyeceğim şey bu olurdu.Kapının kolunu döndürmeye çalıştım ama dönmüyordu sanki bir çeşit büyü gibiydi...Ama bu civarlarda büyü kullanmak yasal değildi...Ne yapacaktım şimdi?İncitmemeliydim o adamı ben kötü biri değildim bana ne yapılırsa yapılsın kötülüğe kötülükle karşılık vermemem gerektiğini öğütlenerek büyütülmüştüm..Dönüp konuşmalıydım.Ani bir hareketle arkama döndüm şok olmuştum demin bana soru soran adam yerini bir sis bulutuna bırakmıştı.Yeteri kadar olay olmuştu ama bu hepsinden fazla gelmişti kapı kapalıydı ve birdenbire adamın yerinde bir sis bulutu oluşması hiç ama hiç normal değildi.Sanırım şimdi alohomora yapma zamanıydı.Asamı çantamın içine koymuştum hemen çıkarttım ve kilide doğru tutarak;
''Alohomora''dedim.
Kapının kilidi birden bire tanımlayacak sözcük bulmakta zorlanıyordum sanırım patladı.Kapının tokmağını tutarak açmak zorundaydım çünkü dışarıda mutlaka bir yada iki tane Muggle vardı.Kapının tokmağına deydiğim anda elim sıcaktan resmen yandı.Kapının hemen yanındaki masada bir bez vardı uzanıp hemen onu aldım ve kapının tokmağını tutarak açtım.Dışarı çıktım ve büyük ihtimalle rengim bembeyazdı bundan emindim.Bu olanları Logan'a söylemelimiydim yoksa gereksiz bir endişemiydi.Bazı şeyleri abartmakta bazen üstüme yoktu en iyisi hiçbirşey olmamış gibi davranmaktı.Hogwarts'a doğru yürümeye başladım...