Florence Olivia Querin
Gerçek İsim : #Melissa# Mesaj Sayısı : 61 Kayıt tarihi : 18/07/10 Yaş : 31 Lakap : #Kafana göre takıl#
| Konu: Rosemary * C.tesi Tem. 31, 2010 2:30 am | |
| Ad - Soyad: Rosemary Pixé Oletha Kişisel Özellikleri:Gururlu ve kin doludur.Sert davranışları dikkat çekmesine neden olur.Hayata nefret ile bakar.Yalnızlığı sever.Kendisinden başka kimsseyi takmaz.Lider ruhludur.Genellikle sakin görünür. Çabuk öfkelenen bir yapıya sahiptir. İnsanları avcunda oynatmak en sevdiği şeylerdendir. Dalga geçmek ve kafa karıştırmak onu betimleyen iki kelimedir. Teknik olarak iki kelime. İnsanlara pek güvenmez ama güvenmiş numarası yapmakta başarılıdır.Muhabbeti sıkıcı olan insanlardan nefret eder.Tam bir içki ve sigara bağımlısıdır.Erkekleri sadece eğlence amaçlı kullanır.Hayatı için belirli bir hedefi yoktur. Fiziksel Özellikleri:Uzun kızıl ve turuncu karışımı saçlar , gri gözler, beyaz ve pürüzsüz bir ten , uzun boy , kıvrımlı bir vücut.Aile Geçmişi:- Spoiler:
İngiltere'de önemsiz ve küçük bir kasaba olan Wisp kasabasında sakin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.Ailenin tek çocuğudur.Annesi bir Fransız’dır ve disiplini ,titizliği ön planda tutmuştur.Babası ise Amerikan kültürü ile yetişmiş ve sağduyulu bir insandır.Annesinin akıl almaz ve katlanılmaz tavırları onu çileden çıkarıştır.Küçük bir kızken sürekli dadısı onunla ilgilenmiştir.Bu yüzden annesinden nefret etmektedir.Babasını pek görememekteydi.Bakanlıkta çalışmasından dolayı sürekli yoğun olurdu.Hogwars’taki ilk yılında anne ve babası ölüm yiyenler tarafından öldürülmüştür.Bu olay onu sarsmıştır.Sadece sürekli dırdır yapan annesinden kurtulduğu için sevinmiştir.Daha sonra karanlık tarafa ilgi duymaya başlamıştır.Babasının yasını ise hala tutmaktadır… RP Örneği:
- Spoiler:
İçeri girer girmez ortamın kasveti çöktü omuzlarına.Havadaki dayanılmaz rutubet kokusu ağırlaştığında soluk alamıyordu.Nefesini tutarak mendilini ağzına kapadı.Ağır ağır yürürken,yere dökülen sıvalar,her adımda ayaklarının altında çatırtılı sesler çıkartarak dağılıyordu.
Dökülen sıvaların altından oraya çıkan volkanik kara taşlara dikkatle baktı.Duvardaki taşların her biri farklı bir ifadeyle bakan insan slüetlerini andırıyordu.Sanki canlıydılar ve adeta insan ruhunun derinliklerine bakar gibiydiler.Evet,burada,duvarlarda yaşıyorlardı,acı çekerek can veren ölülerin yüzleri!
Kimi suçlu,kimi masum,kimi üzgün,kimi hırçın,kimi de vahşi,katil yüzler…
Hepsi üzerine üzerine geliyor gibiydiler. Ruhlarının tanımlanması güç varlığını hissedebiliyordu.Yapış yapış,nemli gibi ve soğuk…Her an her biçimde karşısına çıkabilirlerdi.Çünkü her yerdeydiler.Hangi yana dönse etrafında gezinen gölgelerini görüyordu.
Bulunduğu yere çömelerek başını ellerinin arasına aldı.Saçlarını sımsıkı avuçlayarak yutkundu.Kendine gelmeye çalışıyordu.O anda içini tuhaf bir duygu kapladı birden.Ayağa fırladığı gibi labirentleri andıran koridorlardan hızla koşmaya başladı.Rüzgarın sesi gibi uğultulu sesler çıkaran ölüler,her dönemeçte daha bir kalabalıklaşarak peşine düştüler.
Koridorların bittiği yerde karşısına çıkan daracık merdivenlerden süratle aşağı inmeye başladı.Basamak araları oldukça yüksek olduğundan,inerken merdivenin iki tarafından yükselen duvarlara tutuna tutuna iniyordu.Rutubetli duvardan ellerine yapışan iğrenç sıvaları hissedebiliyordu.Elinde bir kımıltı hissetti sonra.Duraksayarak baktığında elinin üzerinde bir akrep yavrusu olduğunu fark etti.Kurtulmak için çabalarken dengesini kaybedince basamaklardan yuvarlanarak yüzüstü yere kapaklanıverdi.Avuçları kanıyordu.Dizleri fena halde zonkluyordu.Yavaşça doğrulmaya çalıştı ama yapamadı.Bu arada iniltili sesler çoğalmaya başlamıştı.Ortamın loş ışığı puslanıverdi birden.Kollarını başına siper ederek öylece kalakaldı.Üzerine üşüştüler.Uğultulu bir sessizlik içerisinde hızla bedenine değip değip geçiyorlardı…Ağırlığını duyuyordu ruhunda ölenlerin,kurtulmayı bekler gibi,yalvarırcasına yükselen sesleri…
Kollarını sağa sola savurarak yerinden kalktı.Çığlık çığlığa bağırıp kaçmak istedi ama olmuyordu,yerinden kımıldayamıyor,konuşamıyordu.Dili kaskatı kesilerek damağına yapışmış,sesi kısılmıştı.Damağından sabah içtiği kahvenin acısını hisseti.Yüzünü ekşiterek kupkuru yutkundu bir iki kez.Yüreği ağzından fırlayacak gibi çarpıyordu.Korkudan bir iki adım geri çekildi.Ayaklarını ses çıkarmamaya gayret ederek yavaşça basıyor,sürükleyerek geri çekiliyordu.
O sırada gölgelerin,çığlık çığlığa sesler çıkartarak bir şeylerden kaçar gibi uzaklaştıklarını fark etti.Hepsi gitmişlerdi.Uğultular kesilmişti.Artık güvendeydi.Derin bir nefes alarak üstünü başını sirkeledi.
Saçları dağılmıştı.Eğilerek yırtılan siyah çoraplarından açığa çıkan diz kapaklarına dokundu.Islaktı.Omzuna çapraz olarak taktığı kol çantasını karıştırarak el yordamıyla bulduğu peçeteyi dizine bastırdı.
Tam arkasını dönüp ilerleyecekti ki çıplak ensesinde buz gibi bir ağırlık hissederek irkildi.Boynunda ki şeyi eliyle serbestçe iterek geri çekildi.Tüm cesaretini toplayarak dönüp baktığında bir adamın yere çökmüş el fenerini yardımıyla yerdeki asayı arıyor olduğunu farketti.
O sırada fener adamın elinden kaydı. Fener yere düşerken daireler çizen ışığı adamın yüzüne yansıdığında birden dehşete kapıldı. Gördüğü adam yıllar önce onu terk edip giden eski sevgilisinden başkası değildi.Sonra sanki şok geçiriyormuş gibi titremeye başladı.Çok korkuyordu.Eski sevgilisinin onu bir kez daha incitmesinden korkuyordu.Haklıydı da..ve sonra olan oldu. "Avada Kedavra" Bu lanetli sözcükler uğultulu odada yankılandı..Ve artık o bir ölüydü....Masum ruhu diğer ruhların yanına gidiyordu…
| |
|
George Crownie Hogwarts Müdürü
Gerçek İsim : umut. Mesaj Sayısı : 1989 Kayıt tarihi : 11/07/09 Yaş : 32 Lakap : geo.
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Mantikor
| Konu: Geri: Rosemary * C.tesi Tem. 31, 2010 3:55 am | |
| | |
|