DaisyDelilah.

-Hey, kimse var mı?

Birinin geldiğini anlamadığıma şaşırmıştım. İşe son derece fazla dalmış olmalıydım. Elimden geldiğince çabuk toparlandım ve uzun koridorların arasından ilerledim. Bu sırada küçük sabırsız kızın sesi bir kez daha yankılanmıştı dükkanda...

-Birisi bana şu lanet asayı versin de gideyim artık!

Adımlarımı sıklaştırdım ve yavaşça tezgahın arkasına ilerleyip, gözümün önüne düşmüş olan saçımı kulağımın arkasına nazik bir hamleyle attım.

-Ah, merhaba Bayan Delilah...

dedim öğrencilerimden biri olan sinirli kıza... Ki bu kızı severdim. Benim mezun olduğum binada okuyordu sonuçta. Gülümsedim ve kızın konuşmasına fırsat tanımadan boğazımı temizledim.

-Evet, size uygun bir asa var mı bakalım...

dedim ve kıza elimle beni takip et manasında bir işaret yapıp uzun koridorlardan birine girdim. Burası pek ışık almıyordu. Üstteki raflardan birini gözüme kestirdim ve merdivene çıkıp istediğim kutuya uzandım. Tabi bu hamleyle iki kutu daha yere düşmüş ve buranın zaten dağınık olan görüntüsüne bir katkı daha sağlamıştı. Kızın konuşmasına zaman tanımadan tamamlıyordum sözlerimi.

-Bu işimizi görür sanırım. Meşe ve veela saçı, esnemez fakat lanetlerin pek çoğunda etkilidir.

dedim ve asayı kızın eline tutuşturdum. İstediğim asayı bu kadar çabuk bulabildiğime şaşmıştım. Bana kalırsa bu kız için en uygun asaydı bu... Burada çalışarak doğru asayı bulma konusunda epey yol katetmiştim.

-Bu asa, çok itici. Daha iyi birşeyler yok mu? Hem lanetlerde iyi olan bir asayı, öğrencinize vermeniz yanlış değil mi Bayan Swain?

Ahaha, ima ha... Bu küçük hanım galiba biraz fazla ileri gidiyordu. Ama alışmıştım öğrencilerimin bazıları bu tepkiyi verirdi. Alışkındım burnu havada üst sınıf öğrencilerinin bu tavırlarına. Gülümsedim ve konuşmak için hamle yaptım. Fakat küçük hanım benden hızlı çıkmıştı.

-Daha güzel bir şeyler, lütfen...

Sabrımı sınarcasına ukala bir tavırla söylemişti sözlerini... Normalde haddinden fazla konuşan öğrencilere tepki vermezdim bu yüzden yüzüme onun sözlerinden daha sinsi bir gülümseme oturtup,

-Madem beğenmedin başka bir asa bakalım.

dedim. Ardından içimi çekip, bu sefer en alt raflardan bir asayı elime aldım. İyice inceledikten sonra bu ukala bayanın ellerine tutuşturdum.

-Özelliklerini saymadınız Bayan Swain.

demişti kız alaycı bir bakışla. Bu sırada tek kaşı havadaydı ve kendinden son derece emindi.

-Durun durun. Bir hayvanın atığından, gözünden ya da beyninden yapılıp yapılmadığını önce söyleyin.Sonra adını söyleyebilirsiniz.

Gülümsedim ve kutuları yerine yerleştirirken hafifçe inledim. Ardından doğrulup ukala bayanın yüzüne baktım.

-Merak etme. Hiçbirinden yapılmamış. Unicorn kuyruk teli ve maun ağacı. Adı da "Gücün Çığlığı" Umarım beğendin. Yoksa başka bir asaya da bakabilirsin.

dedim sabırla. Kızın yüzünde hoşnut bir ifade vardı. Büyük bir olasılıkla beğenmişti ama her duruma hazırlıklı olmak gerekirdi.