Desire Belcourt Ravenclaw V. Sınıf
Gerçek İsim : Liena Mesaj Sayısı : 148 Kayıt tarihi : 25/10/09 Yaş : 29 Lakap : Dee the Bee
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (100/100) Patronus: Tek Boynuz
| Konu: Holly ~ C.tesi Tem. 17, 2010 5:07 pm | |
| Holly Blair Winchester ~ Karakter Özellikleri+ Her şeye karşı aşırı dikkatlidir. Bir şey söylemeden önce 2 kez düşünecek kadar oturaklıdır. Kolay kolay hata yapmaz. + Soğuk ve laubalilikten hiç haz etmeyen bir kızdır. + Kolay arkadaş edinmez, edinemez. + Yetişkinlere karşı sınırını aşanlardan hoşlanmaz. Böyle bir hataya asla düşmez... + Seveni çok sever, sevmeyeni hiç hoşlanmaz. ~ Fiziksel Özellikleri+ Dalgalı, kahverengi ve uzun şaçlara, + Yine saçları gibi kahverengi gözlere, + Karakteriyle tamamen zıt giden hoş, sevimli bir yüze, + Kendine kalsa fazla uzun olmayan bir boya (1.69) fakat bunu fark ettirmeyecek uzun bacaklara, sahiptir. ~ Aile Geçmişi+ Annesi Allyson Beliancé Winchester, babası Johnathan Christopher Wincherter'dır. + Ailenin kurucusu sayılan ve kayıtlara geçen ilk Winchester Laurant Ohan Winchester'dır. Laurant'ın 5 -3 erkek 2 kız olmak üzere- evladından 2'si -Mike Winchester ve Elizabeth Winchester- sebebi bilinmeyen bir biçimde ortalıktan kayıb olmuşlardır... + Son kuşak, Blair'in dışında kuzenleri Diamond ve Damon'u içerir. + Ailenin çoğu hırslı ve kendindne aşırı derecede emin oluşlarıyla tanınır. + Güçlü bir tarihe sahiptirler. Tanınmış olduklarını iddia etmeselerde kendi çevreleri içinde adlarından söz ettirirler. ~ Örnek RolOyunuBundan öncekli AO sürümünde yine sınıf yükseltmek için yolladığım RP'nin aynısını yollamak istemediğimden bunu ekliyorum. TMI RO'dur. - Spoiler:
Hızlı adımlarla karanlık sokaklarda ilerlerken Brooke'un aklında tek bir düşünce vardı. Öldür. Acımasızca öldür. Onların yaptığı gibi... İğrenç, kan emici parazitler. Vampirler. Küçük bir korkak değildi Brooke, yapılanın cezasını verecekti. Aslında, düşünceler hızla gözünün önünden geçerken görüntüler zihnini asit gibi yakıyordu. Sealie Sarayı'nda değildi kimse, kraliçe ve Pearl dışında. Herkes dışarıdaydı. Belki yanlızca birkaç muhafız... Birden bire sarayın derinliklerinden bir çığlık yükseldi, ses o kadar içli bir korku barındırıyordu ki içerisinde Brooke gözlerinin çığlığın yarattığı korku sebebiyle karardığını sezdi. Keşke kararsaydı... Anlık bir hareketle muhatızlardan biri genç kızı geriye doğru çekti. Tam o sırada mide mulandırıcı bir ses etrafı kapladı. İblisler... Güçlüydüler, haliyle sarayın koruma kalkanını yıkmışlardı. Muhafız tam kraliçeyi kurtarmak için salona, kraliçenin tahtına doğru koşuyordu ki iblislerden biri onu yakaladı ve boynunu kırdı. Hemen ardından tüm iblisler yok oldu... Korku içinde annesine doğru koştu küçük bir kız gibi... Gitti ve sarıldı ona ağlamaya başladı deli gibi. Fakat annesinin sözleri ile kasılan midesi acı içinde kıvranmasına sebep olmuştu, "Bu sadece başlangıçtı Pearl..." Kraliçe haklıydı, devamı geliyordu... Kafasını istemsiz bir biçimde salonun girişine çevirdi ve vampirleri gördü. Bembeyaz yüzleri ile korkunçtan öte dehşet vericiydiler... "Ne diyorsun Blairanoid?" dedi gülerek aralarından biri. Brooke istemsiz olarak adamın fazla kaba olduğunu düşündü... Bir kraliçeye ismi ile hitab etmek, olacak iş değildi... "Raphael... Bilmeliydim." derken annesinin sesinin titrediğini fark etti Pearl. Hayır, diye itiraz etti içinde beliren anlık meraka, Hayır annem asla korkmaz. Kraliçe Pearl'a baktı tamamı mavi olan o peri gözleri, şevkatle bakıyordu. "Kızımı bırak gitsin Raphael... Sorunun benimle." "Haklı olabilirsin..." derken adam sırıtıyordu. "Josephine'imin ölümü onun değil senin suçundu." Brooke'u kollarından tuttu ve sarstı. "Git." Hayır demek için yutkundu fakat annesinin emir veren ses tonu kelimenin boğazında düğümlenmesine sebep oldu. "Evet Pearl. Git." Şimdi koşuyordu. Nereye gittiğini bilmeden... Biran aklına Taki'de karşılaştığı o sevimli kurt çocuk geldi... Jacob. Ondan yardım isteyebileceğini umuyordu. Bir taksiye atladı, "Çin Mahallesine." diye fısıldadı ve adam gaza bastı. Çin Mahallesi henüz günü bitirmemişti. Fakat zaten bu küçük tezgahlar umurunda bile değildi... Koşmaya başladı, nefes nefese kalmıştı ama umurunda bile değildi. Avcı Ay'a ne kadar çabuk ulaşırsa o kadar iyiydi. İçeri girdiğinde tüm kurtların kendine baktığını fark etti. Her neyse, diye düşündü, zaten uzun kalmayacağım... Gözleriyle etrafı tararken, bir an bakışları koyu bir çift göz ile birleşti. Derin bir nefes aldı... Taki'de gayet kibardı, yardım edecektir... Çocuk yanlız oturuyordu. İlerlerken gülümsemeye çalıştı fakat asında ağlamamak için kendini zor tutuyordu. "Selam..." Genç kurt onu süzdü, içten ve parlak bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Hey!" Sandalyeyi çekti gözlerinden akmaya başlayan damlaları hiçe sayarak konuşmaya başladı, "Yardımına ihtiyacım var Jacob..." Konuşmayı bitirdiğinde Jacob ona baktı ve parmağıya bir dakikalığına müsade istedi, kız başıyla onayladı. Cam kenarında sarışın bir çocuk ve kızıl saçlı bir kızın yanına geçti... Hızla konuşmaya başladı. Kurt çocuk konuşmayı bitirdiğinde derin bir nefes aldı ve bekledi, sarışın olan başıyla onayladığında ikisi birlikte Brooke'un yanına döndüler. "Jace'le tanış Pearl. Merkez'in bu olaydan pek hoşlanmayacağı görüşündeymiş..." Yanan gözleriyle karşısındaki iki çocuğa baktı. Evet, çocuk bir gölge avcısı. diğer yandan ahit ve merkezin başına ne belalar açabileceğini de bilmiyordu. Derin bir nefes aldı, umut dolu yaşlı gözlerini avcıya dikti ve boğazına takılan cümleyi tamamlamaya çalıştı. "Ben... Siz... Anneme..." fakat başaramadı. Bir anda omuzunda sıcak bir dokunuş hissetti. Arkasında kızıl saçlı kızı gördüğünde gözleri direk olarak kızın ellerine kaydı. Siyah mühür izlerini gözdüğündeyse aklına annesi geldi. "Onlar güçlerini mühürlerden alırlar..." Kız büyük bir gülümseme ardından Brooke'un zihnini kurcalayan tüm sorulara ışık tuttu. "Elbette Kraliçe Inva'yı Raphael'e bırakmayacağız..." Jacob beyaz dişlerini ortaya çıkararak büyük ve umut dolu bir sırıtışla B'nin içini ısıttı. "Yani bu onlara saldıracağız mı demek oluyor..." Sarışın çocuk ise başıyla onayladı, "Luke'a söyle. Desteğe ihtiyacımız olacak Jake..." "Jace..." diye fısıldadı kızıl saçlı kız, "Periyi ne yapacağız?" "Bende geliyorum." dedi bu defa kararlı bir tavırla Pearl. "Sarayımı iyi tanırım... Yardım edebilecek biri varsa oda benim." İki gölge avcısı da omuz silkti, sarışın olan -Jace- ekledi, "Ne diyorsan prenses..." Saraya girdiklerinde Brooke'un kalbi deli gibi çarpıyordu. Anne, diye düşündü, neredesin anneciğim! Salona girdiklerinde prensesin içi cız etti. Kan içinde olan dev Seelie Sarayı'nın en ortasında kraliçe Inva, yanan vampir cesetlerinin önünde kapıya arkasını dönük bir şekilde duruyordu. Göz yaşlarının boğazına yaptığı baskının verdiği acıyı umursamadan konuşmaya çalıştı. "Anne... Sen, sen ne yaptın?"
| |
|
Seçmen Şapka
Mesaj Sayısı : 144 Kayıt tarihi : 30/10/09
| Konu: Geri: Holly ~ C.tesi Tem. 17, 2010 5:15 pm | |
| | |
|