Wolfgang Ylovenska
Gerçek İsim : Cansu xD Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 30/06/10 Yaş : 32 Lakap : Wolfie.
| Konu: Wolfgang. Çarş. Haz. 30, 2010 2:58 am | |
| Adı'' Wolfgang Ylovenska Yaşı" 30Doğum Tarihi" 6 Eylül Uyruk" Rus Kişisel Özellikleri" Kibar, kadınlara karşı çok ilgili. Komik ve ukala. Fiziksel Özellikleri" Atletik yapılı, mavi gözlü ve sarışın. Suratı çok çocuksu olsa da sert bakışları bunu dengeliyor. İstediği Meslek" Dövme Sanatçısı. Neden bu Meslek?" Annesi yoktu, babası ile büyüdü. Babası bir ressamdı. İlk önce resim sanatını öğrendi, sonra kadınlara olan aşırı ilgisi bu sanatı vücut üzerinde uygulamaya itti, en sonunda dövme sanatında ilerlemeye karar aldı ve uzun süredir bu işi yapıyor. Örnek bir Roleplay"- Spoiler:
Bu sondu kesinlikle son, artık dayanamıyordu Anjel bu duruma. Onu hissediyordu, ellerini hissediyordu vücudunda , onu istiyordu. Ondan başkasını düşünemiyordu. Hayalleri onunlaydı, gece onunla yatıyor kalktığında günaydın diye mırıldanıyordu yanında olmayan sevgilisine. Rüyalarında beraberdiler tam 17 gündür görmediği erkeği, aşkı, tüm hayatı...Bir yerde okumuştu nerede olduğundan emin değildi Anjel, ilk okuduğunda o kadar önemsememişti ama şimdi o kelimeler kafasına kafasına vuruyorlardı kendilerini : Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! ... O biliyordu Anjel'in yüreğinin değerini... Anjel'in yüreği hastaydı zaten ama o değerini bildiğini söylemişti, demişti ki ' Seni asla üzmeyeceğim ' hastaydı yüreği kızın. Kız , zavallı Anjel... Zavallı hasta kız. Iynx biliyordu onun değerini ah ne kadar da çok seviyordu onu Anjel. Asla toz konduramıyordu üzerine , o üzülecek diye hiç kötü birşey söylemiyordu , o gerçek aşkı, kendini adadığı adam uzun zaman birlikte olduğu en gizli şeylerini paylaştığı tek güvendiği tek inandığı... O sevgilisi Iynx. Anjel buna dayanamıyordu , 18. önce seni seviyorum diyen adamla ayrıydı tam 17 gündür. Kendini saldı artık bakmıyordu kendine Anjel. Anjelyque DeLacroix , şehrin en güzel kadınlarından biri, her zaman alımlı her zaman şık , bakımlı , herkesin sevdiği o sevimli 17 yaşındaki kız. Hasta kız. Kalbinden rahatsızdı Anjel. Hastaydı kalbi dayanamıyordu acıya, bir şeye üzüldüğünde hemen sorun çıkartıyordu ufacık kalbi. Şimdi ise güç gösterisi yapmaya soyunmuştu bu kalp , kırılamıyordu işte Iynx'e. Kızamıyordu ona kalbi. Ne yapsa yine aşıktı, yine seviyordu, ondan gelen kötülükler bile kötülük değildi ki. Ama Anjel dayanamıyordu bu acıya , onsuz bir dakika bile tahammül edemiyordu yaşamaya ki hayat ona 17 azap günü yaşatmıştı, yeter ... yetmeliydi. Gözlerini kapadı şehrin en güzel kadını, kendini beyaz duvara yasladı, evindeydi. Evi dediği bu yer ona işkence ediyordu şimdi. Her yerde ondan bir hatıra her yerde bir anı.... Vücudunda bile izlerini taşıyordu Anjel , Iynx'in. Karnındaki bebeği, daha karnı şişmemişti ama Anjel biliyordu hamileydi. Ama kimin umrumdaki, Iynx yoktu. Çocuk ona sadece işkence edecek bir armağan olurdu ondan. Soğuk duvar ona iyi geliyordu ama sonsuza kadar bu duvara yaslanıp geçiremeyecekti ömrünü, küçükken masallarla kandırdılar onu şimdi o masalların acısını çekiyordu küçük kız. Gözlerini açtı, koyu kahve gözler boş boş karşı duvardaki aynadan kendini izledi bir on dakika. Ne kadar acınası hale gelmişti, ah Fransız güzeli. Ondan nefret edemiyordu, edemiyordu. Iynx'ten asla nefret edemeyecekti. Seviyordu lanet olsun ! Dudaklarını yaladı son 17 gün içinde dudakları o kadar çatlamıştı ki dilinin temas ettiği yerler yanıyordu. Yıpranmış siyah saçlarını kulağının arkasına doğru attı, artık eskisi gibi kahküllerini dağıtmak için kafasını sallamıyordu. Iynx'i hatırlatıyordu bu ufak hareket bile ona. Her şeyde o vardı ah bir kere daha lanet olsun. Yaslandığı duvardan doğruldu. Ellerini ovuşturdu, canı o kadar yanıyordu ki ne yaptığının farkında değildi, iki gündür bir şey yemiyordu ama yine de umursamıyordu. Karnı aç değildi. Midesi guruldamıyordu eskisi gibi her saat başı. Kendine özene bezene kahvaltılar hazırlamıyordu artık. Kahvaltı nedir hatırlamıyordu bile aslında. Oturma odasının boğucu havasından kurtulmak için cama yöneldi camı açınca serin Haziran akşamının esintisi odaya doldu bu daha iyiydi. Kendini daha iyi hissetmesini sağlamamıştı ama en azından daha serin bir yerdeydi şimdi. Odaya göz gezdirdi, her şey mavi ve beyazdı. ' Tıpkı sevdiğimiz gibi ' diye düşündü Anjel. İkisi de bayılırdı maviye en sevdikleri renkti mavi. Mavi , Iynx demekti, Iynx de mavi. Dudaklarını ıslattı bir kez daha, gözleri dev aynaya ilişti. Aynanın önünde beraber durup birbirlerine aptal yüzler yapar güldürürlerdi, gülerlerdi. Şimdi Anjel aynanın karşısında tek başına dikiliyordu. Sevdiği adam olmadan onun yıkıcı hatıralarıyla. Buruk bir gülücük çatlak dudaklarına yerleşti Anjel'in sonra yerini gözlerinden akan bir damla yaşa bıraktı. O kadar çok ağlamıştı ki artık ağlayamıyordu Anjel. Gözlerinden bir kaç damla yaş akıyordu ve tükeniyordu yaşları. Hayatında hiç bu kadar çok ağlamamıştı, bebekken bile. Kollarını kendine doladı bir kaç kuru inilti döküldü dudaklarından, acıyı o kadar yaşamıştı ki artık hissedemiyordu bile onu. Yavaşça gözlerini kapadı, ah ama bunu yapmamalıydı her gözlerini kapadığında o Iynx aklına geliyordu hemen gözlerini açtı hızla banyoya gitti. Banyo evin diğer bölümleri gibi beyazdı bembeyaz. Beyazı kirletecek hiç bir renk yoktu. Anjel dışında, banyonun masum beyazlığı içerisinde Anjel bir kara leke gibi duruyordu. Önce ecza dolabını açtı. Oradan bir kutu kalp ilacını aldı , harika ilaçlar tamamdı. Sonra soyunmaya başladı. Beş gündür üzerinde olan lekeli beyaz tişöertü çıkardı. Zaten zayıf bir kızdı, tişört çıkınca kemikleri iyiden iyiye belirginleşmiş vücudu ortaya çıktı. Elini karnında gezdirdi, elinin soğukluğu ve karnının sıcaklığı onda garip hisler uyandırıyordu. Ellerini karnından çekip, lavabonun kenarına dayadı, ' hayır ' diye düşündü ' o çocuk onun ve bana acı getiriyor ' acı... ah acı. Ellerini lavabodan çekti, sutyeninin kopçasını hırsla çekerek açtı, üst kısmı tamamen çıplaktı işte. Kırmızı sutyen yere düşerken iri göğüsleri meydana çıktı. Kendini aynada izledi bir süre, pek çok erkeğin rüyalarını süslüyordu, oysa şimdiki acınası halini görse herkes ona yüz çevirirdi. Sessizce soyunmaya devam etti, çırılçıplak kaldığında, küçük adımlarla bembeyaz büyük ve viktoryan döneme ait küvete doğru ilerledi. Bir süre musluklarla uğradı. Suyu asla soğuk sevememişti, soğuk suda banyo yapmak ona bir işkence yöntemi gibi gelirdi. Önce sıcağı açtı, parmağını suyun altına koydu , oh çok sıcak ! biraz soğuk açtı su ılınmaya başladı. Yavaşça tam kıvama geldi. Anjel bıraktı ki küvet dolsun. Küvet dolarken o evin içine doğru yöneldi. Mutfağa girdi ve Iynx görmesin diye sakladığı yerden sakladığı cini aldı. Küçük bir yudum içti, sonra banyoya geri döndü. Küvet neredeyse dolmuştu. Bir kaç dakika düşündü ve aniden cini yere bırakarak mutfağa geri döndü. Evdeki en keskin bıçağı alarak gerisin geri banyoya giderken , ıslıkla küçük bir ezgi tutturdu. Küvet dolmuştu ah şükürler Merlin ! Yavaşöça küvete girdi, sıcak su vücudunu sardı, ister istemez memnun bir inilti koyuverdi Anjel. Bir kaç dakika gözlerini kapadı ve öyle uzandı sıcak suyun keyfini çıkardı Anjel. Sonra birden gözlerini açtı, cinden koca bir yudum aldı. Eli bıçağa gitti, yavaşça onu kavradı, bıçağın soğuk sapını hissetmek garip geliyordu ona. Derin derin nefes almaya başladı. Bıçağı tekrar yerine bıraktı. Cini eline aldı arda arda bir kaç koca yudum içti. Sonra tekrar bıçağı eline aldı. Duraksamadan sol elinin atar damarının üzerine bıçağı sapladı. Canı çok yanmıştı çok yanmıştı o kadar yanmıştı ki gözleri kocaman açılmış yüzü acıyla çarpılmış bir şekilde bir saniye kalakaldı. Sonra titreyerek ağlamaya başladı. Bu kadar işte şimdi tek gereken beklemekti. Beklemek , beklemek. Kan hızla akıyor sıcak suyu kızıla boyuyordu. Sağ eliyle cini alıp hızla içmeye başladı. Cin bitince arkasına yaslandı ve beklemeye öyle devam etti. Uyuşuyordu, vücudu hızla uyuşuyordu. ' Ölüyorum ' diye düşündü Anjel. Ölüyordu son dakikaları hatta belkide son saniyeleriydi yaşadığı. Derin derin soluklar almaya çalışıyordu ama su sıcacıktı, vücudu uyuşmuştu tıpkı çok yorulduğu bir günün gecesinde mayışıp uyumaya benziyordu bu. Uykusu geliyordu, gözleri yavaşça kapanıyordu Anjel onları açık tutmak için çok çaba sarf ediyordu. Kaç dakika geçmişti, 5 , 10 ... bilmiyordu. Hiç birşey bilmiyordu. Düşüncelerini toparlayamıyordu , ah o kadar uyuşuktu ki... Gözleri kapandı. Bir kaç dakika hiç kıpırdamadı Anjel. Sonra son bir kuvvetle gözlerini kocaman açtı ve mırıldandı " Iynx... " Kara gözler tekrar kapandı, bir hayat sönmüştü. Anjelyque DeLacroix ölmüştü.
| |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Wolfgang. Çarş. Haz. 30, 2010 3:36 am | |
| |
|