Albus Percival Discordia
Gerçek İsim : Sercan Mesaj Sayısı : 125 Kayıt tarihi : 05/02/10 Yaş : 31 Lakap : Çok bilmiş Xd
| Konu: I.,II. ve III.Sınıfların İlk Dersi[OFFLİNE] Çarş. Haz. 23, 2010 5:36 pm | |
| Dün gece biraz eğlenmiş ve sanırım biraz alkol almıştım. Sanırım bu yüzden uyandığımda yatağımda değil yerdeydim. Bugün ilk Astronomi Dersim vardı. Heyecanlı mıydım? Elbette. Fakat profesörlük kadar zevkli ve bir o kadar da eğlenceli bir meslek yoktu. Uyandığım gibi suratıma doğru nazikçe asamı çevirirdim ve; -Aguamenti dedim. Birazcık su yüzümü yıkamaya yetmişti. Bu her zaman bir alışkanlık gibi tutmuş bırakmıyordu beni. En son 12 yaşındayken, elimi yüzümü gerçek bir musluğun akıttığı suyla yıkamıştım. Yavaş, yavaş ayağa doğruldum ve kesinlikle ayık olduğumu hissettim. Sessizce; -Accio Tarak dedim ve gelen tarağı dikkatle inceledikten sonra onunla saçlarımı taramaya başladım. Saçlarım bir profesörün olması gerektiği gibi, sağa doğru kabartmalıydı. Gardrob'uma doğru yöneldim ve önüne geldim. Kapısını nedeni belli olmayan bir hışımla, yana doğru ittirdim ve sürgülü kapı gardrob'un diğer kısmına çarpmıştı. İçinden elbiselerimi kontrol etmeye başladım. Öncelikle siyah, basit bir takım elbise seçmiştim. Yavaşça onu giyindim ve gardrobun aynasından kendime baktım. -Aman tanrım rezalet dedim ve hızlı hareketlerle üzerimdeki şu iğrenç takım elbiseyi yok ettim. Bakınmaya devam ettim ve güzel bir takım elbise buldum. Griydi ceketi bacaklara kadar gelen yırtmaçlı burjuva türüydü, gömleği beyazdı ve siyah bir kravata sahipti. Telaşe adımlarla onları giydim. Neden telaş ettiğimi ben bile anlamıyordum çünkü saat daha güneşin yeni, yeni doğmaya başladığı 05.26'ydı. Yavaşça yatağa oturdum ve aheste bir şekilde takım elbisemi giyinmeyi bitirdim. Etrafta biraz dolaştıktan sonra kulağıma bir çını geldi. Önemsedim. Bir süre koltukta boş,boş oturunca saat 06.00 olmuştu. Sessizce ve sakin adımlarla, kimseyi uyandırmadan ilerledim. Of, Astronomi Kulesine girebilmek için baykuşhanenin önünden geçmek gerekiyordu ve baykuşhane hayatım boyunca görebileceğim en kötü kokulu yerdi. Burnumu tıkadım ve hiç bir koku almadan geçtim. Ardından hayatımın anlamı teleskobuma gittim ve bu gecenin güne daha yeni kavuştuğu saatlerde gündüz görünen bir kaç yıldıza göz attım. Ardından minnacık cebimden çıkan devasa yıldız haritasına aktarmaya çalıştım. Bu harita en geniş kapsamlı yıldız haritası olma yolunda ilerliyordu. Saat 06.30 olmuştu ve bir buçuk saat sonra ders başlayacaktı. Şu odaya çeki düzen vermek gerekirdi. Bir anda uzun süredir kullanılmayan sınıfa; -Aklapakla dedim ve sınıf gerçekten mükemmel bir görüntü kazandı. Ardından kağıtlara sihirli kalemlerle astronominin tanımını yazdım. Kağıtta aynen şöyle yazıyordu; Kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözleyen bilim dalıdır. Kehanet ile iç içedir. Gökbiliminin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Gökbilim daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, galaksiler (gökadalar) ve Kozmik mikrodalga arkaplan ışıması gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler. Sınıftaki öğrenciler yavaş, yavaş girmeye başlamışlardı. Sevinmiştim. Ve konuşmaya başladım; - Merhaba çocuklar. Ben Profesör Albus Percival Discordia. Bir aksilik olmazsa, bu sene gökyüzünü ve yıldızları birlikte inceleme fırsatına sahip olacağız. Hogwarts'ın Slytherin binasından mezun oldum dedim ve öğrencilere asa hareketleriyle biraz önce yazdığım kağıtlardan dağıttım. Ve gülümseyerek devam ettim; - Bu gün o kağıtta yazan yıldız, gezegen, galaksi ve astronomi ile kehanetin bağını işleyeceğiz. Hemen söylüyorum yıldız yoğun ışık saçan plazma küresidir. Buradaki plazma iyonize edilmiş gaz anlamı yani Muggle'ların katı, sıvı, gaz ve plazma halinden plazma olanıdır. Yıldızlar çoğu zaman göz kırparlar. Göz kırptıkları anda ya büyük bir büyücü ölmüş olur, ya da o büyük büyücü üzgün olur. Emm, neyse gezegenden bahsedelim. Gezegenler evrenin yani incelediğimiz uzayın içinde bulunan yuvarlak, küre şeklinde basılacak yeri, hacmi ve alanı olan yerlerdir. Bir nevi mekanlardır. Galaksilerin diğer adı gökadadır. Gökadaları oluşturanlar yıldızlar, yıldızlar arasındaki gazlar, toz ve bazı bilinmeyen maddeler vardır. Bazı efsanelere göre gökadalarda peri kızları yaşarlar. Şimdi kehanet ile astronominin bağına değinelim. At-adamların uyduladığı ve neredeyse kusursuz olan kehanet yani görücülük yıldızlara bakılarak gerçekleşir. At-adamlar temelde iki prensib tanırlar. Yıldız ve kuş böbreği kehaneti. Kısacası yıldızlar olmasaydı, at-adam kehaneti olmazdı" dedim ve sustum. "Bunların hepsi ezberlenecek aksi takdirde külahları değişiriz" dedim ve en önde oturan, sarı saçlı çocuğun kafasını okşayarak sınıftan çıktım. Profesörler Odasına doğru yol aldım. | |
|
Benito S. Argento Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 103 Kayıt tarihi : 04/06/10
Karakter Bilgileri Rol Puanı: (91/100) Patronus: Yarasa
| Konu: Geri: I.,II. ve III.Sınıfların İlk Dersi[OFFLİNE] Çarş. Haz. 23, 2010 6:52 pm | |
| Sabah oda arkadaşım ve kuzenim olan Adelina'nın beni dürtmesiyle uyandım. Bugün benim için fazla yorucu olmayacaktı. Girmem gereken sadece Astronomi dersi vardı. Geçen dönemden bu yana o kadar çok profesör değişimi olmuş ki benim gibi Adelina da Profesör bölümünde yazan Albus Percival Discordia'nın adını duyunca afallamıştı. Beraber Büyük Salon'a ilerledik ve Ravenclaw masasına oturduk. Oldukça açtım bu nedenle önümdeki bin bir çeşit yiyecekten en sevdiklerimi tabağıma tepeleme doldurdum ve iştah açıcı kahvaltının tadını çıkardım.
Astronomi Kulesi mavi gök kubbenin altında bütün maviliğiyle göze çarpmayı başarmıştı. İçeri girdiğimde tertemiz bir derslikle karşılaşınca sırıttım ve yerime oturup öğretmenin tanışma seremonisi tadındaki konuşmasını dinledim. Bir yandan da onu süzüyordum son derece etkileyici bir adamdı.
- Merhaba çocuklar. Ben Profesör Albus Percival Discordia. Bir aksilik olmazsa, bu sene gökyüzünü ve yıldızları birlikte inceleme fırsatına sahip olacağız. Hogwarts'ın Slytherin binasından mezun oldum.
Catherine halamın anlattığı eski arkadaşı bu olmalıydı. Albus... Evet adı buydu. Önceden Karanlık Taraf'ta imiş fakat sonradan Taraf değiştirmiş... Hmm, ilginç. Fakat gözlerimi Profesör'den çok fazla ayıramıyordum. Beni oldukça etkilemişti. Gülümsemesi ve genç yüzü beni ona hayran hayran bakmaya sürüklemişti.
Bir süre sonra Profesör'ün önümüze dağıttığı kağıtları incelemeye koyuldum. Astronominin son derece basit bir tanımı verilmişti. Profesör öğrencilerin tepkilerinden tatmin olmuşçasına güldü ve açıklama yapmaya girişti.
- Bu gün o kağıtta yazan yıldız, gezegen, galaksi ve astronomi ile kehanetin bağını işleyeceğiz. Hemen söylüyorum yıldız yoğun ışık saçan plazma küresidir. Buradaki plazma iyonize edilmiş gaz anlamı yani Muggle'ların katı, sıvı, gaz ve plazma halinden plazma olanıdır. Yıldızlar çoğu zaman göz kırparlar. Göz kırptıkları anda ya büyük bir büyücü ölmüş olur, ya da o büyük büyücü üzgün olur. Emm, neyse gezegenden bahsedelim. Gezegenler evrenin yani incelediğimiz uzayın içinde bulunan yuvarlak, küre şeklinde basılacak yeri, hacmi ve alanı olan yerlerdir. Bir nevi mekanlardır. Galaksilerin diğer adı gökadadır. Gökadaları oluşturanlar yıldızlar, yıldızlar arasındaki gazlar, toz ve bazı bilinmeyen maddeler vardır. Bazı efsanelere göre gökadalarda peri kızları yaşarlar. Şimdi kehanet ile astronominin bağına değinelim. At-adamların uyduladığı ve neredeyse kusursuz olan kehanet yani görücülük yıldızlara bakılarak gerçekleşir. At-adamlar temelde iki prensib tanırlar. Yıldız ve kuş böbreği kehaneti. Kısacası yıldızlar olmasaydı, at-adam kehaneti olmazdı.
Kehanet mi? Kehanetten hayatım boyunca nefret ederdim. Belki de babamın ölümünü gördüğüm için... Bu nedenle seçmeli ders için Kehanet bana oldukça uzak bir seçim gibi geliyordu. Astronomi dersinde de kehanet ile karşılaşmış olmak moralimi bozmuştu.
-Bunların hepsi ezberlenecek aksi takdirde külahları değişiriz.
diyen Profesör düşüncelerimi bölmüştü.Bu kadar zorlayıcı olamaz diye düşündükten sonra kafamı not aldığım kağıda gömdüm. Konsantre olamıyordum. Aklıma hala birkaç ay öncesi geliyordu. Okumayı bıraktım ve çıkardığım tüy kalemle kağıdın üzerine saçmasapan şeyler çiziktirmeye başladım. Ardından zil sesiyle birlikte kapının kapanışını duydum. Profesör dersliği çoktan terk etmişti. | |
|