O zaman yeni rp yazayım:
Bu onun ilk Hogwarts'a gidişiydi.Bütün ailesi büyücüydü.Aslında kaygılanmaması gerekirdi,ailesi ona Hogwarts hakkında herşeyi anlatmıştı.Ancak endişelenmesi için geçerli bir sebebi vardı:O bir kurtadamdı...
Kendisine göre hiç arkadaşı olmayacaktı.Onu seven yakınları ise öyle düşünmüyorlardı.Onu tanıdıktan sonra kimsenin kurtadam olduğuna aldırmayacağını,zaten birtek dolunayda tehlikeli olduğunu,ondada okuldaki zindanlardan birinde kapalı olduğu için kimseye zarar veremeyeceğini söylüyorlardı.Ama John emindi hiç arkadaşı olmayacaktı.Yaşadıkları kasab tamamen büyücülerle doluydu.Onunla aaynı yaşta olan birçok çocuk vardı.Ne zaman yanlarına gitse çocuklar kaçıyor,başka biyere oynmaya gidiyor ve onu yanlarında istemediklerini açıkça belirtiyorlardı.
Bütün bunlara rağmen Hogwarts'a gitme arzusunu da sindiremiyordu.Tam eğitilmiş yetişkin bir büyücü olmak istiyordu.John kafasından bu düşünceler çıkmadan nasıl iki ayın geçipte,okula gitme vaktinin geldiğini anlamamıştı.
Peron'a geldiklerinde annesi John'a endişelenmemesini birçok arkadaşı olacağını söylemişti.Trenden onlara el sallarken John'un içini bir umutsuzluk ve yalnızlık hissi kapladı.Daha yolculuk yeni başlamıştı.Fakat John ilk trenle eve dönmeyi düşünüyordu.O anda oturduğu bomboş kompartımanın kapısı açıldı.Ve içeri kapıdan zor geçen iriyarı yetişkin bir insanda da büyük bir çocuk girdi.John yüzünü ve Hogwarts cüppesini görmese kesinlikle onu yetişkin olarak tanırdı.İçini bir korku kapladı.Ve kompartımanı terketmeyi düşündü.Fakat o anda aklına onu gördüğünde kaçan kasabalı çocuklar geldi.O düşünceyi aklından sildi.Çocuk ''Merhaba''diyerek selam verdi.''Burası dolu mu ?''John sakin olmaya çalıştı ve cevap verdi.''Gördüğün gibi boş.''İriyarı çocuk gülümseyerek oturdu.''Benim adım Jakes Prwical bir yarı-dev'im çoğu insan beni gördüğünde kaçar yada sağır numarası yapar.Bana iyi davrandığın içi teşşekkürler''dedi utançla.İyi biri olduğu konuşmasından ve çekingen tavrından belliydi.''Ben de John Clearwater'' diye tanıttı kendini John.''Benim için farklılıklar önemsiz.Çünkü ben de kurtadamım''diye devam etti.John Jakes'in irkilmesini veya ürkmesini beklerken Jakes gülümsedi.''İkimizde elimizde olmayan talihsizlikler sonucu bu hale geldik.Ve aslında ikimizde normal insanlar gibiyiz.''John ''Haklısın''diye cevap verdi.''Ben Hogwarts'ta hep yalnız kalacağımı ve kimsenin beni yakınında istemeyeceğini düşünmüştüm.Seninle karşılaşmak beni çok mutlu etti.'' Jakes kahkahaya boğuldu ''İnsanlar bu lafını duysa seni aklını yitirmiş sanır''dedi kahkahalarını keserek.John biraz bekledikten sonra cevap verdi.''Aslında onu diyen insanlar akıllarını yitirmiş.İkimizide dışlayan ve bizi insan olarak görmeyenler akıllarını yitirmiş Jakes,dostum...'' Jakes'in de John'un da gözleri yaşardı.Hayatta bunun gibi kısa bir tren yolculuğunda,bunun gibi bir dostluk kuracakları hiç aklına gelmezdi.
Kısa süre sonra kompartıman kapısı ikinci kez açıldı ve yaşlı bir cadı ikisine birden gülümsedi ''Birşey ister misiniz genç beyle ?'' Jakes cevap veremeden John atıldı ''İki tane Balkabağı Suyu'' dedi.Kadının avcuna bir mikta gümüş banknot bıraktı ve iki bardak Balkabağı Suyu ile döndü ve bardaklardan birini Jakes'e uzattı ''Ölümsüz dostluğumuza!'' ''Ölümsüz dostluğumuza...'' diye karşılık verdi Jakes.