YGS Bitti...

Evet arkadaşlar. Uzun süredir hazırlanmakta olduğumuz YGS bu öğlen 12:40 sularında bitmiş durumda. Sınav konusunda birçok kişinin aksine olumlu düşünmekteyim. Bana göre sorular basitti. Fakat biraz dikkat gerektiriyordu. Ve gereksiz heyecan yapmaya lüzum olmamalıydı. Sınava giriş anımda bile zerre kadar heyecan duymadım. Sınavımı sakince bitirip sınav salonunu terkederken, arkalarda birçok kişinin ağladığını farkettim. Bu duruma ister istemez üzüldüm. Çünkü bir kişi heyecan dolayısı ile tüm kodlamaları yanlış yaptığını belirtiyordu. Ve gözetmen sınavın bittiğini hatırlatarak kağıdını alarak onu koca bir sene daha çalışmaya mahkum etmişti. 2 dakika geç çıksa hayatından veya işinden mi olacaktı ki o gözetmen? Fakat kağıdı alarak sınav salonundan çıktığında hepimizin içinde bir hüzün belirdi. Sınav salonundan çıktığım anda etrafımı dostlarım ve ailem sarmıştı. "Nasıldı? Kolay mıydı? Heyecanlandın mı?" gibi sorular ile durmadan beni sorgulayarak cevap vermemi istiyorlardı. Başımı kaldırdım. Kolaydı dedim. Fakat asıl kolay olan şey o gözetmenin yaptığıydı. Ne kadar kolay bir insanın hayallerini yıkmak. Herneyse bazılarınız sosyal mesaj verdiğimi düşünmesin diye konuşmamın konusunu değiştiriyorum. YGS kitapçığına gelince... Sorular basitti. Sınava girdiğimde ilk olarak 40 Türkçe sorusuna başladım. Birkaç dakikada onları bitirir bitirmez, sıranın altına eğilerek su şişesini çıkardım. Bir yudum su aldıktan sonra sosyal bölümüne başladım. Oldukça zorlayıcı bir bölümdü diyebilirim. O kadar çok çelişkili şık vardı ki, ne yapacağımı bilemediğim anlar da oldu. Konsantre olarak devam ettim. Son 9 soru Felsefeydi. Ve kafam o anda birden durdu. Kendimi oldukça kötü hissettim. Sudan bir yudum daha alarak sayfayı çevirdim. Matematik gelmişti önüme. Evet zorlandığım diğer dal. Fakat ilk sayfaya baktığımda soruları yapabileceğimi farkettim. İlk 20 soruyu toplasan 5 dakikada yapmıştım. Kendime o kadar şaşırdım ki anlatamam. Devam ettiğimde soruların zorlaştığını farkettim. Ve matematik bölümünü noktaladıktan sonra tekrar felsefeye döndüm. Bu arada gözetmen son 20 dakika uyarısını vermişti. Umrumda değildi. Önümde sadece 9 soru ve 20 dakika vardı. Yeter ve artardı. Soruları yavaşça okuyarak cevapladım. Tekrar cevaplarımı kontrol ederek kitapçığı kapadım ve sınavı noktaladım. Son dakika uyarısını verdiğinde ben sakince oturmuş sudan bir yudum daha alıyordum. Arkadan feryatlar gelmeye başlamıştı bile. Ve sonunda o söz dökülmüştü gözetmenin ağzından. "Çıkabilirsiniz."



Sınava giren herkese geçmiş olsun diyorum. Umarım beklediğiniz sonucu alabilirsiniz.