Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts |
|
| Ay Işığı... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 2:53 am | |
| Hogwarts'a yeni gelmesine rağmen hala içinde bir özlem vardı Jacob'ın. Hogwarts sınırları içerisinde olmak onun için normal hayat ile aynıydı. Çoğu kişi Hogwarts'ta evinden bile daha rahat olur. Fakat Jake Hogwarts'ta da aynıydı. Hogwarts'ı özlemiyordu. Tek özlediği Luthién'di. Luthién onun hayatının bir parçasıydı. Ve ondan asla kopamazdı. Vücudunu parçalara bölse yine de her parçası ona Luthién'i hatırlatırdı. Luthién Jake için herşey demekti. Hogwarts'ın Jake'e güzel gelmemesinin bir nedeni de George'un müdür olmasıydı. Geçen dönem Hogwarts daha eğlenceli geliyordu. Çünkü George okulda sadece korumaydı. Fakat bu sene yönetim George'a ait olduğu için okul sınırları içerisinde sık sık onu görecekti. Aslında bu onun için bir fırsattı. İstediği zaman Luthién ile dolaşabilecekti. Çünkü sıkı eğitim kardeşini etkilemezdi herhalde. Gözlerini yavaşça kapadı. Rüzgar dudaklarına çarparak ona buse veriyor, ay ışığı kapalı olan gözlerine bir aydınlık olarak çarpıyordu. Karanlık değildi. Aydınlığın içerisinden bir beden görünmüştü. Gözlerini açmadan bir süre daha inceledi. Yavaş yavaş belirginleşen beden ona her yaklaştığında içinde ilginç bir his uyandırıyordu. Aşk mıydı ki bunun adı? Gözlerini açmak istemiyordu. Karşısında gördüğü kişi karşısında büyülenmişti. Luthién. Muhteşem görünüyordu. Sarı saçları bir alev gibi parlıyordu aydınlıkta. Üzerinde beyaz bir giysi vardı. Bilinçaltına yerleşmiş görüntüsünü izleyerek özlemini gidermeyi düşündü. Fakat bu oldukça saçmaydı. Gerçeğini istiyordu. Evet özlediği Luthién bu değildi. O' na karşıdan bakarak gülümseyen bu hayalet değildi. Gerçek Luth sıcak kanlılığı ile yaklaşarak Jake'i büyüleyen kişiydi.
Tüm bunları düşünürken hayalindeki Luth ona yaklaşmayı sürdürüyordu. Jake gözlerini açmaya çalışsa da açamıyordu. Göz kapakları ağır bir kilit vurulmuş ve tonlarca yük taşıyormuş gibiydi. Bir türlü açamıyordu gözlerini. Hayalindeki Luthién ise ona hızla yaklaşıyordu. Onun sadece bir hayal olduğunu biliyordu. Fakat bu hayalden uzaklaşamıyordu. Belki de istemiyordu uzaklaşmayı. Çünkü Luthién'i uzun zamandır görmemişti. Ve ona sarılmayı, ona dokunmayı o kadar çok özlemişti ki, bu hayale dokunmak için elini uzattı. Fakat hiçbir şey değmemişti eline. Sadece rüzgarın çarpıntısı damarlarına işleyerek kan dolaşımını hızlandırdığı için damarlarının zonklamasını hissetti. Bir anda elinde bulunan asayı bırakmıştı. Şimdi daha savunmasızdı. Fakat Luthién için herşeye değerdi. İleriye doğru bir adım attı. Gözlerini açmaya çalışmamıştı bu sefer. Sanki bir yere gidecekmiş gibi bir durumu vardı. Fakat iki adım daha atarsa gölü boylayacaktı. Elindeki asanın üzerine basmış olmalıydı ki, bir çıtırtı geldi. Jake umursamadan derin bir nefes almaya çalıştı. Nefes borusundan giren hava ciğerlerine doğru yaklaşırken her saniyede içerisinde "Luthién" sesleri duyuyordu. Vücudu onun sıcaklığını arıyordu. O'nu bulmak ve O'na doya doya sarılmak istediği buydu. Aldığı nefes yavaş yavaş ciğerlerinde ilerlerken ciğerlerini yakıyordu. Luthiénsiz olmak ölümden zordu. Bunu anlamıştı. Arkasına dönmeye çalıştı. Fakat vücudunu kontrol edemiyordu. Birden arkasından bir ses duydu. Gerçek dünyayla bağlantısını yeniden kazandıran bir ses. İki ortamda da onu çağıran sabit kişi. Evet bu oydu. Gözlerini açarak arkasına döndü.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 4:09 am | |
| Sessizlik, uzun zamandır ilk kez korkutmuştu beni. Yalnızlık. Birilerinin varlığına ihtiyacım vardı. Jacob'un. Nefesinin sıcaklığına hasrettim. Günlüğüme ismini milyonlarca kez karalamış olmama rağmen, yatakhanede tek başına olmanın verdiği sıkıntıyla tekrar tekrar yazıyordum ismini. Bütün kızlar uyumuş, yaşama belirtisi gösterenler de küçük sınıflardandı. Duruma isyan eden ayaklarım, kontrolüm dışında beni götürüyordu. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Sadece bu durumdan kurtulmak istiyordum. Belki de onu çok daha rahat düşünebileceğim bir yere. Altıncı sınıf olmanın iyi yanlarından biri, hogwartsı iyice tanıyabilmekti. Bu yüzden zorlanmadan kendimi dışarıya atabildim. Tek korkum, en yakın arkadaşım Ranielle'ye rastlamaktı. Çünkü yatakhanede görememiştim onu. Ve sorunlarım olduğu zaman, beni delicesine teselli etmeye çalışırdı. Çılgınlıklar yaparak, bir çeşit eğlence ortamı yaratırdı. Ancak şu anda bunu istemiyordum. Sessizce kendimi dışarıya attığımda, soğuk hava vücudumu delip geçti. Ürperdiğim zaman anladım ki, aptal gibi mini geceliğimle çıkmıştım. Aslında normalde seksi görünürdüm bu gecelikle ancak, bu havada böyle çıkmak aptallıktan başka bir şey değildi. Neyse ki ince de olsa aceleden paltomu almıştım.
Gözümü seçenekler arasında gezdiriyordum. Ormana girip kaybolmak mı? Yoksa minik dalgaların çıkardığı o sakinleştirici ses mi? Kar vermek pek uzun sürmedi. Adımlarımı yavaşça atarken, temiz havayı içime çekiyordum. İçimde her zamanki gibi garip bir heyecan vardı. Ne zaman onu düşünsem, sanki karşımdaymış gibi heyecanlanır, sakarlıklar yapardım. Mantıklı düşünemezdim karşısında. Ve suratımda aptal bir gülümseme oluşurdu. Ranielle buna sarhoş ifadesi derdi. Gerçekten çok komik göründüğümden bahsederdi. Ah bu çocuk bana ne yapıyordu ki böyle! Suyun sesini duymaya başlamıştım. İlerlerken ileride bir karaltı gördüm. Bir an korktum ancak asamı da yanımda getirdiğimi hatırlayınca rahatladım. Kim olduğunu merak ediyordum. Biraz ilerledikçe, görüntü netleşti. Jacob. Ah bayılmak üzereydim. Kızardığımı hissedebiliyordum ve kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Ne yapığını anlayamadım. Bu saatte suya mı girecekti ki? Gülümseyerek, "Bu soğukta suya girmeyi düşünmüyorsun değil mi?" dedim. Arkasını döndüğünde el salladım ve yanına doğru ilerledim. Bayılmamalıyım! Bayılmamalıyım! Tanrım bu karanlıkta bile ne kadar harika görünüyordu. Dondurucu soğuğa rağmen, terlediğimi hissedebiliyordum.
|
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 4:58 am | |
| Evet oydu. Beni iki boyut arasında bağlayan tek çizgi. O neredeyse oraya gitmeye and içmiştim kendi kendime. Ve onsuz yapamayacağımı bir kez daha söylüyordum şu an. Gözlerimi ondan ayıramazken ona sarılma fikrini beynimde canlandırarak yüzümün o beyaz parıltısına biraz olsun kırmızılık getirmiştim. Farkettiğini biliyordum. Evet kesinlikle farketmişti yüzümün kızardığını. Zaten farketmemesi için bir neden de yoktu. Ondan hiçbirşey saklamazdım. Luthién. Jacob'ın tüm boyutlardaki tek çizgisi, Jacob'ın herşeyi. Bu sözler beynimin içerisinde yankılanırken ona bir cevap vermeliydim. Nefesimi tutarak sesimin etkileyici çıkmasını sağladım ve " Bilemiyorum. Eğer içerisinde sen olsaydın bir saniye bile düşünmezdim aslında." dedikten sonra ona doğru yaklaştım. Soğuktu hava. Fakat terlediğimi hissediyordum. Rüzgar tenime değdiğinde hafif bir dalgalanma hissediyordum. Bunun nedeni vücudumun terli olmasıydı.
Luthién tam karşımdaydı. O'na doğru yaklaşmak için birkaç adım daha attım. Ve gözümü kapattığımdaki görüntü aklıma gelince ona hızla sarıldım. Ona dokunamamak kabus gibiydi. Fakat artık geçmişti. Luthién yanımdaydı. Artık endişelenmem için hiçbir sebep yoktu. Teninin sıcaklığını hissediyordum. Kalbinin ritmi sanki benim ismimi söylüyordu. "Jacob." Herşeyim ile onundum. "Seni çok özledim." diyebilmiştim. Bunu söyleyebildiğime sevinmiştim. Çünkü sadece fiziksel olarak yaklaşmış gibi görünüyordum. Gerçekten o kadar çok özlemiştim ki, uzun süre kollarımı ondan çekemedim. Harika birşeydi. Bedenlerimiz birbirine kenetlenmiş bir şekilde rüzgarın şarkısı eşliğinde dans ediyordu. Ay ışığı bize spot muamelesi görüyordu. Yüzümün beyazlığı yeniden ortaya çıkmıştı. Yüzümde değişik bir ıslaklık vardı. Ne ter ne de başka birşey. Galiba mutluluktandı bu. Tekrar sıkıca Luthién'e sarıldım ve aya doğru baktım.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 5:24 am | |
| Yanına geldiğimde o bayıldığım ses tonuyla, " Bilemiyorum. Eğer içerisinde sen olsaydın bir saniye bile düşünmezdim aslında." dedi. Histerik bir kahkaha attım ve "İnan bana bu havada girecek kadar çılgın değilim o yüzden girmene gerek yok." dedim. Tanrım, çok aptaldım. Kendimi toparlamaya çalışırken, bana yaklaştığını farkettim. Gülümseyerek onu izledim. Beni gerçekten sevdiğine inandığım tek erkek. Ah Jacob. Onu çok özlemiştim. O güçlü kollarıyla beni sarmaladığında, bunu çok daha iyi anlamıştım. Teninin kokusunu ve vücudunun bu sertliğini. Kolları arasındayken, bütün sorunlarımı çabucak unutabilirdim. Kollarını bedenime doladığı andan itibaren, kalbim sonsuz bir süratle atmaya başlamıştı. Ona hem yakın, hem de uzaktım. Bütün tatil boyunca aklımda hep o vardı. Her hareketimde. Onunla geçirdiğimiz her günü düşlüyordum. Kalben hep yanımdaydı. Her zaman. Ailemin yokluğunu onun sevgisi dolduruyordu. Bana karşı her zaman nazik olmuştu ve artık benim ailem O'ydu. "Seni çok özledim." İkimizde aynı anda söylemiştik bunu. Ama o dıştan, bense içten. Bütün korkularımla yüzleşmemi sağlamıştı, evet. Ama yine de karşısında utanıyordum. Sebebini bilmiyordum ama hep bir hata yapma korkusu oluyordu içimde. Yine de onu koca tatil boyunca özlemiştim. Şimdi utanmanın sırası değildi. Gülümseyerek boynuna öpücük kondurdum ve "Bende seni çok özledim, sevgilim." dedim. Onunla burada, böyle sarılırken sonsuza kadar durabilirdim. Bir an zamanın durmasını istedim. Hep böyle kalmayı. En azından onsuz geçirdiğim zamanların acısını çıkartana kadar. Halen kolları arasındayken, başımı omzundan kaldırıp ona baktım. Onu böyle izlemeye bayılıyordum. Her zaman ve sonsuza dek.
|
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 6:04 am | |
| Bunu biliyor olsa da içinde büyük bir sevinç vardı Jacob'ın. Daha önce hiç yaşamadığı bir duygu. Sadece Luthién ile iken ortaya çıkan bu duyguya alışmıştı. Luthién'de onu özlemişti. Boynundaki öpücüğün bıraktığı sıcaklık tüm vücuduna yayılıyordu. Üzerindeki soğukluk tamamen yok olmuş, yerini aşırı derecede kızarıklık ve sıcaklık kaplamıştı. Duygularına engel olamıyordu. Şu an hayatının en mutlu anıydı. Kollarında Luthién gözlerinde ayın göle yaptığı yansıma. Gerçekten muhteşem bir andı. Bitmesini istemiyordu. Açmayacaktı gözlerini. Fakat farkedemediği tek şey gözlerinin kapalı olmamasıydı. Rüya gibiydi. Luthién ile uzak diyarlara gitmiş gibi hissediyordu. Evet onunla bulutların üzerinde bir tur yapıyorlardı şu an. Aşağıda ise yaşanan tüm anılar birer film şeridi gibi geçiyordu. En ufak bir sarsıntı da anılar içinde kalmaktan korkuyordu Jacob. Luthién büyüleyici bakışlarını Jacob'a doğru çevirmişti. Jacob da ona bakarak her zamanki gülümsemesini yöneltti. Gözleri harikaydı. Bakışları Jacob'ı büyülüyor, git gide kendisine doğru çekiyordu. Jacob'ın dünya umrunda değildi.
Luthién büyüleyiciydi. Tek kelime ile buydu. Rüzgarın uğultusu notalarla onlara eşlik ediyordu. Arkalarında kalan Hogwarts şatosu ortama harika bir manzara yaratıyordu. Fakat Jake'in tek farkettiği karşısında duran gözler ve o gözlere sahip olan eşsiz kişiydi. Gözlerini gözlerine yaklaştırdı. Herşey susmuştu. Sadece gözleri ile söylemek istediklerini anlatıyordu. Ve yavaşça yaklaşarak Luthién'e bir öpücük kondurdu. "Seni herşeyden çok seviyorum. Sen benim bu dünyada bulunmak için tek sebebimsin." diyerek ona bir kez daha sarıldı.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Cuma Şub. 05, 2010 7:04 am | |
| Ona sıkıca sarılırken, bana anlamlı anlamlı bakıyordu. Ah o an ölebilirdim. Ellerimin titrediğini hissettim. Ayaklarımı hissedemiyordum bile. Bana doğru hafifçe eğildiğinde neye uğradığımı şaşırdım. Tek duyabildiğim nefes alış verişlerimizdi. Gözlerimin içine bakıyordu. Ne gördüğünü bilmiyordum ama benim gördüğüm şey kesinlikle aşktı. Gözlerindeki yansımamda gördüğüm ise şaşkınlıktı. Onun gibi birinin beni sevmiş olabileceğine halen inanamıyordum. Onu ilk gördüğüm zamanı hatırlarım da, iksir dersinde yanlışlıkla üzerine bir iksir dökmüştüm. Herzamanki centilmenliğiyle, benim suçum olmadığını söylemişti. O gün dostluğumuz başlamıştı zaten. Sonra da aşkımız. Geçmişe dalmışken, beni kendime getirenin ne olduğunu bilmiyordum ama yine aynı aşkla bakan gözlerle karşılaşmak çok güzel bir histi.
Soluğunun tadını alabiliyordum artık. Öpücüğü kısaydı ancak yakıcıydı. Aptal gülümsememin yüzüme yerleştiğini hissedebiliyordum. Ama kendime engel olamıyordum. Ne zaman beni öpse ya da bana dokunsa, hemen kızarıyordum. O tatlı sesi dinlerken adeta mest oluyordum. "Seni herşeyden çok seviyorum. Sen benim bu dünyada bulunmak için tek sebebimsin." Kelimeleri canımı yakıyordu artık. Duygularımı ifade edecek kelimeler bulamıyordum. Hayatımın aşkının bu sözlerine tepkisiz kalmaktan nefret ediyordum. "Asıl sen benim herşeyimsin. Sen hayatımda yokken kendimden nefret ediyordum. Herşeyden ve herkesten. Ama sen, sen bir ilaç gibi geldin bana. Kırık kalbimi tamir ettin, yaralarıma merhem sürdün. Seni mutlu edecekse canımı bile veririm. Ah Jacob!" dedim gözyaşlarımın arasında ve kendimi dudaklarına teslim ettim. Masum bir öpücükten çok daha fazlasını almalıydım. Onu bütün tatil boyunca özlemiştim ve şimdi de yalnızdık.
|
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... C.tesi Şub. 06, 2010 9:55 pm | |
| Bu cümleler Jacob'ın içini acayip bir sevincin kaplamasına neden olurken, Jacob'ın içinde yangınlar vardı. O'nu o kadar çok istiyordu ki, sadece kısa bir öpücükle idare edemeyeceğini biliyordu. Daha fazla sokulmaya başladı. Gözleri müthiş görünüyordu. Ay ışığının yansıması gözlerinin parlaklığını ortaya çıkartarak ortalıktaki Loş karanlığa gözleri sayesinde biraz da olsa ışık düşürüyordu. Jacob'ın kulaklarında onun ismi yankılanıyordu. Harika bir duyguydu bu. Gözlerini bir an bile ondan çekmek istemiyordu. Oldukça sakin görünmeye çalışsa da, onu istiyordu. Evet ona sokulmak istiyordu. Onunla göz göze gelmek, elini tutmak, ona sarılmak... Zihnini tekrar toparladıktan sonra tekrar gözlerine bakmaya devam etti. Rüzgarın uğultusu yavaşlayarak hafif bir tonda müzik sesi gibi kulaklarına çarpıyordu. Boşta olan elini yavaşça cebine soktu. Üzerindeik kumaşa değdiğinde içini acayip bir his kapladı. Elini biraz daha aşağıya indirdiğinde bir acı hissetti. Ani bir acı. Fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu. Cebindeki gülün dikeni eline batmış olmalıydı. Elinde ıslaklık hissediyordu. Kanıyor olmalıydı. Damarlarından akan kan beyninin zonklamasına neden oluyordu.
Jacob Luthién'in ona yaklaştığını görünce elinin acısını unutup ona katılmak için Luthién'in dudaklarına doğru ilerledi. Gözlerini kapamıştı artık. Fakat hayal dünyasında başkasını görmüyordu. Çünkü artık yanındaydı. Onunlaydı. Koca bir tatil sona ermişti. Ve artık birlikteydiler. Bundan müthiş ne olabilirdi ki? Luthién'in dudağının sıcaklığını tüm bedeninde hissediyordu. Kendinden geçmiş bir vaziyette devam etti. Ayakları yerden kesilmişti. Uçuyordu sanki. Zaman ve mekan kavramı artık onun için geçersizdi. Yaşam ile ölüm arasındaki ufak çizgiyi tadıyordu şu an. Müthiş bir duyguydu. Boyutsuz olmak, yeryüzünden kendini silinmiş hissetmek, sadece onunla olmak... Cebinden kanayan eli ile gülü çıkardı. Gülün üzerinde bir damla bile kan yoktu. Elinin kanını belli etmemeye çalışarak gülü Luthién'e uzatırken dudaklarını birkaç saniyeliğine ondan çekti.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... C.tesi Şub. 06, 2010 11:51 pm | |
| İki ergenin gecenin bu vakti yalnız kalması tabi ki bazı olaylara neden olabilirdi. Kendimi tutmak istemiyordum ancak yanlış izlenim de bırakmak istemiyordum. Dudaklarımız aralandığında kendimi kaybetmemeye çalışıyordum. Tam iyice kendimi kaptırmışken, dudaklarını benden yavaşça çekti. Afallamıştım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, elinde durak cisimciği farkettim. Bu, bu bir güldü. Ah Jacob. Gülümseyerek güle uzandım. Bu sırada parmaklarımız birbirine değdi. Elindeki sıvılığı farkedince, sebebini anlamak zor değildi. İçten bir gülümse ile, "Ah Jacob, bu benim için mi? Seni çok seviyorum." dedim. Sesim neden titremişti ki ? Yoksa ağlıyor muydum? Ah, evet. Onun bu inceliklerine uzun zamandır hasrettim tabi ki. Son bir sevimli öpücükten sonra, elini tutup büyük kayalardan birinin yanına götürdüm onu. Böylece sırtımızı yaslayıp, o harika manzarayı seyredebilirdik. Oturduğumuzda kolunu alıp, omzuma doladım ve ona iyice sokuldum. "Seni özlediğim zamanlarda ne yapardım biliyor musun? Gözlerimi kapatıp, o ilk öpücüğümüzü hatırlardım. Bana o gün, bu öpücüğün beni her zaman izleyeceğini söylemiştin. Senden bana bir hediyeydi. Asla kaybedemeyeceğim tatlı bir hediye. " dedim. Huzurla gözlerimi kapattım ve omzuna yaslandım. O an gerçekten de çok mutluydum. |
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 6:34 am | |
| Sesi oldukça titrek geliyordu. Jacob bunun nedenini merak ederken tekrar eline baktı. Elinden aşağıya süzülen kanları gördü. Yere damlayan kan damlasının etrafında asasını farketti. Eğilerek asayı aldıktan sonra içten bir söz ile elini düzeltmişti. Elindeki son kanayan kısmın yok oluşunu izledikten sonra tekrar Luthién'e döndü. Luthién yaklaşıyordu. Jacob bir kez daha onu öpmek istediği için yavaşça yaklaştı. Küçük bir öpücük kondurduktan sonra elinin kavrandığını hissetti. Luthién onu elinden tutarak kayalara doğru götürüyordu. Jacob gülümseyerek ona baktı. Ve onu takip etti. Hava soğuk olmasına rağmen, Jacob'ın etrafında sıcak bir hava kalkanı vardı sanki.
Etrafını saran bu sıcak hava onu iyice terletmişti. Üstünü çıkarmayı düşünüyordu. Fakat uygun bir ortam değildi. Büyük bir kayanın yanına gelmişlerdi. Jacob Luthién'i izleyerek kayaya yaslandı. Luthién kolunu alıp omzuna dayamıştı. Jacob onu sıkıca sardı. Luthién'in söyledikler Jacob'ı oldukça etkilemişti. O da aynı şeyleri hissediyordu. Fakat bunları dile dökmek o kadar da kolay değildi. Evet. Luthién ondan daha cesur olmalıydı. Çünkü her zaman söylemek istediklerini söyleyebiliyordu. Ya da Jacob öyle düşünüyordu. Fakat Jake Luthién'in bu özelliğini çok seviyordu. Ona biraz daha sokularak rüzgarın etkisinden onu korumaya çalıştı. Birkaç saniye sonra Luthién başını Jake'in omzuna yaslamıştı. Jake'in içini harika bir güven duygusu kaplamıştı. Kendisini oldukça sorumluluk sahibi biri olarak görüyordu artık. O da başını Luthién'in başının üzerine koydu. Ve gözlerini kapatarak Luthién'in kulağına eğildi. Ve şu sözleri fısıldadı. "Seni nefes aldığım her saniyede daha çok seviyorum."
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 6:53 am | |
| "Seni nefes aldığım her saniyede daha çok seviyorum." Rüzgarda uçuşan bu kelimelerdi beni harekete geçiren. Ona dönüp, "Ah sevgilim. Sonsuza kadar sadece birbirimize aidiz." dedim.Kesinlikle doğruydu. Sadece ona aittim. Ve o da bana. Ona sıkıca sarılırken, bana anlamlı anlamlı bakıyordu. O an aşkı hissedebiliyordum. Az önce de tadına bakmıştım. Imm... nefisti. Soluğunun tadı damağımdaydı. Adeta büyüleyici bir lezzet. Birkez daha öpüşmeye başladığımızda, artık kendimi kontrol edemiyordum. Yavaş ve yumuşak hareketlerle elim omuzlarını, kollarını, ardından da belini okşuyordu. Benim hafif bir kız olduğumu sanmasını istemiyordum ancak, kendimi kontrol edemiyordum. Hem bu uzun süreli ilişkimizde elbette büyük adımlar atmaya başlamaıydık. Kıvrak bir hamleyle yanından, kucağına geçtim. Önce burnunun ucunu, sonra alnını, yanağını ve yine dudağını öperken, amacımı anlamasını sağlıyordum. Bacaklarımla belini sımsıkı sararken, bir yandan da bana karşı koymaması için kadere yalvarıyordum. Havanın soğukluğu gitmişti adeta. Elim tişörtünün altına inerken, kendimi kaptırmamaya çalışıyordum. Dudaklarında kendimi kaybetmemeliydim. İlk kez birini bu kadar çok istiyordum. Ona tamamen ait olmayı. Onunla ilgili hiç şüphem yoktu. Doğru kişi oydu. Bundan kesinlikle emindim. |
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 7:15 am | |
| Söyledikleri ve tepkisinden oldukça etkilemiştim. Evet o da gerçekten istiyordu. Jacob'a ait olma düşüncesi beni oldukça güçlü hissettiriyordu. Luthién'e sıkıca sarılırken ona anlamlı bakışlar ile mesaj vermeye çalıştım. Galiba o da benim doğru kişi olduğumu düşünüyordu. Ona doğru bakarken birden irkildim. Vücudumu okşuyordu. Evet bunu istiyordu. Ona itiraz etmeden devam etmesini sağladım. Kendimi kontrol edemiyordum. Eşlik ederek onun üzerinde kollarımı gezdirmeye başladım. Kıvrak bir şekilde kucağıma geçmişti. Oldukça müthiş bir duygu içimi kaplamıştı.
Beni öpmeye başlamıştı. Hem de vücudumun her kısmını öpmeye devam ediyordu. Dudağıma geldiğinde ona eşlik ederek bir süre o şekilde devam ettim. Bacaklarını belime dolamıştı. Artık bunun geri dönüşü yoktu. Ona eşlik ederek sokuldum. Ve belinden tutarak iyice kavradım. Tişörtümün içerisinde kıpırdanma hissettim. Elini tişörtüme geçirmişti. Harikaydı bu his. Devam ederek vücudunun görünen kısımlarına küçük öpücükler dokundurmaya başladım. Vücudundaki her bölgede benim öpücüklerimin sıcaklığını hissetmesini istiyordum. Elimi boynuna doğru uzatarak saçlarını okşamaya başladım. Yolun sonrası belliydi. Fakat sadece hareketler yeterli değildi. "Sensiz bir hayat düşünemiyorum Luthién. Bu senin kararın biliyorum, fakat sonsuza kadar seninle olmak istiyorum. Artık sen bana aitsin, ben de sana. Daha ötesi yok." demiştim. Bunu nasıl dediğimi hiç bilmiyordum. Fakat ondan bir yanıt beklercesine ona bakarken boş durmak istemediğimden dolayı eğilip boynuna küçük öpücükler kondurmaya devam ettim.
| |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 7:34 am | |
| Öpüşmeye devam ederken, elimi tişörtünün içinde dolaştırmaya başladım. Soğuk ellerimin sıcak tenine deymesinden olsa gerek, ürperdiğini hissettim. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp, vücudumla ilgilenirken, bende bu havada, burada yaptığımız ya da yapmak üzere olduğumuz şeyin önemini düşünüyordum.Saçlarımın arasında dolanan eli yüzünden kendimi kaybedebilirdim." Sensiz bir hayat düşünemiyorum Luthién. Bu senin kararın biliyorum, fakat sonsuza kadar seninle olmak istiyorum. Artık sen bana aitsin, ben de sana. Daha ötesi yok." dediğinde kendimi tutamadım ve, "Sen beni istediğin sürece seninim, sevgilim." dedim. Artık düşünmek yoktu. İkimiz de istediğimiz şeyin ne olduğunu biliyorduk. Gülümseyerek dudağına küçük biröpücük kondurduktan sonra, tişörtünü çıkardım. Ona iyice sokuldum ve dudağına öpücükler kondurmaya devam ettim. Bu ilk ilişkimiz için oldukça heyecanlıydım. Ve onunla yaşayacağım için çok mutluydum. Sonu ne olursa olsun, nasıl biterse bitsin, bu adımımdan pişman olmayacağım kesindi. Bütün ağırlığımı ona verirken, bir sonraki hamleyi ondan beklemeye başladım. Sonuçta otorite oydu. |
| | | Samuél L. Moore Gryffindor V. Sınıf
Gerçek İsim : HuB Mesaj Sayısı : 131 Kayıt tarihi : 06/12/09 Yaş : 32 Lakap : Sam. Sammy
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 7:57 am | |
| Söylediklerinden dolayı kendimi kaybetmiştim. Düşünmek artık aklımın ucundan bile geçmezken, yapacağımız duruma odaklanmak en iyisi olacaktı. Oldukça hızlı davrandığımızı düşünmesinden o kadar çok korkuyordum ki, bu durumun bize engel olacağını bile aklıma getirmiştim. Fakat artık bunu düşünmüyordum. Söylediklerinden sonra önümüzdeki tek engelin tişörtler olduğunu farketmiştim. Biraz daha sarılırken o da engelleri farketmiş olmalı ki, hızlı bir şekilde tişörtümü çıkarmıştı. Vücudumu bu şekilde ona ilk açışımdı. Ve ürkek olmak istemiyordum. Özellikle de otorite ben iken bunu yapmak muhallebi kıvamında bir kişilik getirirdi akıllara. Kendimi o şekilde düşününce isteksiz bir şekilde de olsa gülümsemiştim. Artık yol belliydi. Dönüşü olmayan bu yolda ilerlemek bana kalmıştı. Bir kez daha ilk adımı atmak zorunda kalacaktım. Ve bunu tüm cesaretimi toplayarak yapmalıydım. Ya hep, ya da hiç mantığını kullanmayı akıl etmiştim. Fakat yine de biraz düşünmek isteyecektim. Daha sonra içimdeki ses ile aramda bir telepati kurulmuş olmalı ki, kulağımın içerisinde 'korkma' diye bir ses yankılandı. Bu sesten cesaret alarak, karizmatik bir bakış ile Luthién'e baktım. Ve onu biraz daha kendime çekerek, üzerindekileri çıkarmaya başladım. Vücudunu okşamaya başlıyordum. Bu bana inanılmaz bir zevk veriyordu. Vücudunu bana açması harikaydı. Tüm vücut hatları üzerinde elimi gezdirerek okşamaya devam ettim. İnanılmaz bir histi bu. İkimizin de üst kısmı çıplaktı. Kucağımdaki Luthién'e sarılırken bir yandan da pantolonumun düğmesini açmıştım. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Ay Işığı... Paz Şub. 07, 2010 10:25 pm | |
| Bakışlarımdan ne anladığını bilmiyordum ancak, yüz ifadesinin bir an değiştiğini farkettim. Onun sırası olduğunu anlamış olmalıydı. Üzerimdekini bir hamlede çıkardığı için, bir an odaklanamadım. Ama sonra çıplak tenine sürtünmeye başladım. Belinden onu kendime çektim ve vücudumu ona yasladım. Artık hareketlerime söz geçiremiyordum. Sanki ne yapılacağını önceden biliyormuş gibi hareket ediyordu vücudum. Ah o vücutta kaybolmak istiyordum, kesinlikle bunu yapacaktım. Eli paltolonunun ön düğmesine gidince, gülümsedim ve elini oradan çekmesini sağladım. Bu benim işimdi. Elimi önce yavaşça üzerinde gezdirdim ve düğmeleri tek tek açtım. Öpücüklerimi çıplak göğsünde gezdirirken, yavaşça yere yatmasını sağladım. Şimdi çok daha eğlenceli olacağından emindim. Paltolonunu çekerek çıkarttıktan sonra, boxerı üzerinden ona sürtünüyordum. Bir an önce o önemli aşamaya geçmek istiyordum. Ancak biraz da korkuyordum. Çünkü ilk seferde nasıl olacağını bilmiyordum. Geceliğimin yokluğunu hissetmem çok uzun sürdü. Az önce çıkardığını görmüştüm ancak sıcak bastığından olsa gerek farkedememiştim. Bir esinti ürpermeme sebep oldu. Bu yüzden sevgilime biraz daha sokuldum. Minik öpücüklerime devam ederken, korkum yerini yavaş yavaş heyecana bırakıyordu. |
| | | | Ay Işığı... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|