Sevgili okurlar. Uzun zamandır röportaj yapmayı merakla beklediğim bay Crownie sonunda röportaj teklifimi kabul etti. Mimiklerinden sorularımın onu şaşırttığını anlayabiliyordum, bunu göremeyecek olmanız çok yazık. Ama neyse ki tüm sorduklarımı içtenlikle ve dürüstçe cevapladı. Evet, vampir olmanın faydaları. Doğruyla yanlışı çok iyi ayırt edebiliyoruz. Neyse, uzatmadan röportaj konusunu kısaca söyleyeyim...
Bay Crownie geçtiğimiz haftalarda adını veremeyeceğim biri tarafından, Madam Puddifoot'un Çay Dükkanı'nda yakalandı. Bir bayanla olmasını bekliyorsunuz sanırım. Hayır, Karanlık Lord'la. Ah, merak etmeyin canım, aralarında garip bir ilişki falan yok. Her zamanki atışmaları işte. Ama yine de biraz meraklandığımı itiraf etmeliyim. 5 çayı niyetine düello, bu genç adamın bir alışkanlığı mı yoksa? Röportaj'ı okumanız yetecektir. İyi okumalar.
=Röportaj=
L'Amour ; Öncelikle, röportaj teklifimi - geç de olsa - kabul ettiğiniz için teşekkürler bay Crownie.
Crownie; Önemli değil, aslında tahmin etmeliydim o gün olanlardan sonra basına açıklama için bir takım şeyler söylemek zorunda kalacağımı.
L'Amour ; Basına değil de, halka açıklama desek daha doğru olur bu dergide. Neyse, uzatmadan konuya giriyorum. Flame ile Çay Dükkanı'nda olduğunuzu kabul ediyorsunuz sanırım.
Crownie; Ne yazık ki evet. Bunu istesem de yalanlayamam. Çünkü oradan ayrılırken bir çok insan bizi izliyordu. Ve bir süreliğine dükkanın kapanması, insanları meraklandırmıştı.
L'Amour ; Peki bu olayın başka bir basın organında açıklanmaması, insanların önemsememesinden mi yoksa sizin olaya müdahale etmenizden mi kaynaklanıyor?
Crownie; İşin açıkçası bu olayı öğrenen ilk basın organı sizsiniz. Bu durum oldukça gizli kalacaktı ki, sizin tarafınızdan duyuldu. Aslında biraz da benim müdahalem ile ilgili. İnsanların dikkatini üzerime çekmek istemediğimden dolayı gizli kalmasını umuyordum. Bir çok kişinin "Bakın Baş Seherbaz, şu şekilde davranmış." gibi sözlerini duymak istemediğimden dolayı kendimi bu gibi durumlardan hep uzak tutmaya çalıştım. Fakat tebrik ediyorum. Gerçekten gayretli bir basın organınız var.
L'Amour ; Diğer basın yayınlarından üstün olan yanımız, tek başıma, benim burda olmam :gülümsüyor: Madem öğrendik, ayrıntısını öğrenmemiz de sorun olmaz sanırım. Karanlık Lord ile 5 çayı için buluşmadınız heralde?
Crownie; Sorun olmayacağını bildirmek isterim. Zaten buraya gelmemin amacı da bu. Halka olayı açıklayarak olaya açıklık getirmek. Karanlık Lord ile orada buluşmam aslında planladığım birşey değildi. Hogwarts büyük tehdit altındaydı. Buna dur demem gerektiğini anlamıştım. Fakat ondan gelecek her hangi bir hareket bekliyordum. Meğer amacı Hogwarts değilmiş. Ben ve ailem ile ilgilendiğini başından beri kastediyormuş. Fakat bunu o ana kadar anlayamamıştım. Daha doğrusu kardeşim Fred ile bu kadar ilgili olduğunu geçen haftaya kadar gerçekten bilmiyordum. Karşılaşma sırasında iken bile bunu anlayamamıştım. Xaviér Lark Philedelphia. İşte kilit isim. Ama daha fazla ayrıntıya inebileceğimi sanmıyorum. Gerçekten oldukça ayrıntıya indim. Gerisi büromu ilgilendiren bir mesele. Karanlık Lord, ismini duyunca herkesin göz bebekleri korkudan küçülür. Bende bu hiçbir zaman olmadı. Neden bilmiyorum. Fakat onunla aramda bir bağ olduğundan eminim. Size başka nasıl yardımcı olabilirim güzel bayan?
L'Amour ; Bu güzel açıklama için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Bana yardımcı olabileceğiniz bir diğer konuya gelelim. Lord ile tatlı tatlı sohbet ettiğinize inanmıyorum pek. Bir düello yaşamış olmalısınız. Bize düellodan bahsedebilir misiniz biraz da?
Crownie; :rica ederim şeklinde mırıldanarak başını aşağıya eğiyor.: Gittiğimde orada aslında anlık bir çatışma bekliyordum. Fakat beklentim boşa çıktı. Aslında oraya giderken Lord ile karşılaşacağımı bile düşünmüyordum. Galiba onunla bir ara farkında olmadan yakınlaşmış olmalıyım ki, zihnimi değiştirerek beni oraya gitmeye zorladı. Oraya başka birşey aramaya gitmiştim. Evet şimdi tam olarak hatırlıyorum. Babamın siluetini görmüştüm ve beni oraya çağırdığını duymuştum. İçimde hem büyük bir korku, hem de aynı şiddette bir heyecan vardı. Hiç duraksamadan oraya gitme gereği duydum içimde. Ve içeriye girdiğimde heryer karanlıktı. Sanki tüm elektrik bir anda çekilmiş gibiydi. Güneş ışığı bile etki etmiyordu salona. Ve bir anda herşey aydınlanarak o yüz karşımda belirdi. Lord karşımdaydı. Birkaç şey konuştuktan sonra düelloya başladık. Başta iyi gidiyordum. Tam kontrolünü ele geçirecekken birden içimde bir boşluk hissine kapıldım. Ve bir lanet beni sıyırarak geçti. :elini kaldırıyor: Ve bu gördüğünüz izi meydana getirdi. Daha sonra kendimi toparlayarak kontrolü yeniden ele geçirdim. Ve üst üste lanetler savuraral onu etkisiz hale getirmeye çalıştım. Başarılı oldum da. Lord'un yüzünde kocaman bir çizik oluşturdu lanetlerden biri. Canı yanan Lord sağa doğru atlayarak buharlaştı. Ve camı kırarak gökyüzüne karıştı. Gerisini biliyorsunuz zaten.
L'Amour ; Bay Crown. Niye bu kahramanlığınızı büyü dünyasından gizleme ihtiyacı duydunuz? Onurlandırılması gereken bir hareket. Lord'a karşı tek başına durmak ve onu yaralamak... Benim bile zor yapabileceğim bir şey. Ve siz bunu gizli tuttunuz. Oysa ki gazeteler de manşet olabilirdiniz.
Crownie; Daha önce de söylediğim gibi. Benim amacım gözde olmak değil. Kardeşimle gözden uzak bir yerde sakin bir hayat sürdürmek istediğim şey. Fakat bu olaylar karşısında pek de mümkün olmuyor. Ve umarım anlattıklarım Ozan Beedle'ın hikayeleri gibi gelmemiştir sizlere. Çünkü ben bile bazen yaşadıklarım karşısında endişe duymaktayım. Yaşantımda birçok olağanüstü şeyler meydana geliyor. Sıyıran lanetler diğer olayların yanında bir hiç gibi geliyor artık bana.
L'Amour ; Sizi anlayabiliyorum, emin olabilirsiniz. Asırlardır yaşayan biriyim, bunlardan kat kat önemli şeyler gördüm. Ama yaşadıklarınız kolay değil. Gerçekten iyi bir abi olduğunuzu bir kez daha anlamış olduk.
Crownie; Anlayışınız için oldukça teşekkür ederim nazik bayan. Kardeşimi korumak benim vazifem. Aslında bu yüzden Hogwarts'ta Seherbazlık yapıyorum. Benim işim büroda olmasına rağmen sık sık büroya giderek Hogwarts'ta kalmaya devam ediyorum. Kardeşimle birlikte olabilmek için. Başka sormak istediğiniz birşey var mı?
L'Amour ; Sanırım yok. Ama belirtmeden geçemeyeceğim, kanınızın kokusu gerçekten hoş ve çekici. : sırıtır :
Crownie; : asasını alaycı bir şekilde sallar: Tadabilirsiniz istiyorsanız.
L'Amour ; :ağzını şapırtadır: Hayır diyemeyeceğim bir teklif bu bay Crownie. :kahkaha atar:
Crownie; : yavaş bir şekilde doğrulur: Bir bakalım. :kadına doğru yaklaşır.:
Fakat bir şartım var. Boynumdan istemiyorum. : dudağını uzatır.:
*Üzgünüm canlarım. Burdan sonra yarım saatlik bölümü size aktaramıyorum.
L'Amour ; Bana ayırdığınız vakit için teşekkür ederim Bay Crownie : sırıtır :
Crownie; Önemli değil, Bayan L'Amour. : dili ile dudaklarını yalayarak:
L'Amour ; Tekrar görüşmek dileğiyle o zaman : elini sıkar + birkaç şey daha :
Crownie; Kesinlikle. : elini sıkar ve o birkaç şeye katılır :