Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Merhaba

Foruma Hoşgeldiniz

Kayıt Olduktan Sonra Rütbe Seçmelisiniz. Ve Daha sonra Lejant Oluşturmalısınız;
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapKapı

 

 Desmond Fionnlaqh

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Desmond Fionnlaqh




Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 18/08/11

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Desmond Fionnlaqh Left_bar_bleue90/100Desmond Fionnlaqh Empty_bar_bleue  (90/100)
Patronus:

Desmond Fionnlaqh Empty
MesajKonu: Desmond Fionnlaqh   Desmond Fionnlaqh Icon_minitimePerş. Ağus. 18, 2011 9:52 am



      Kadim ruhun dağılmasından bir yıl geçmişti. İyiliğin egemen olduğu dünya, kötülüğün olmayan gücünden bile korkuyordu. Kötülüğün bir kuşak öncesindeki tüm temsilcileri, idama mahkum bırakılıyor ve ya sonsuzluk hapsiyle cezalandırılıyordu. Buna bir son vermek için ruhların varlıklara dönüştüğü dünyaya gelen kötülük, kendisini bekleyen tehlikelerden habersizdi. Yeni bir ırkı yaratmaya çalışırken, kendi gücünün sonuyla yüzleşmek üzereydi. Ancak dengenin korunması için bir şans daha verildi kötülüğün intikamla kutsanmış varlığına. Hapsolmuştu soğuk bir derinin içine. Bu soğuk vücudun kutsanmış ancak değersiz ruhlarını çözmeliydi kendini onlara benimsetebilmek için. Büyücü ırkının merkezlerinden olan Londra'nın kasvetli sokaklarında dolaşıyordu usulca. Bedenlerin içine hapsolmuş ruhların arasında ilerliyordu amaçsızca. Kaybettiği ruhunun parçası herhangi bir şeyde olabilirdi. Bir cisim, beden ve ya herhangi bir varlığın içine saklanmış olabilirdi. Kötülüğün bedenine özgü yetenekler bahşedildi dengeyi yakalayabilmesi için. Kutsanmış yetenek sayesinde ruhunun yakında olan parçalarını hissedebiliyordu. İnsanlara bahşedilmiş kısa süreli ömürlerini simgeleyen kalbinde bir şeyler hissediyordu. Mavi rengine bürünmüş gözlerini kısa süreliğine kapattı. Kirpiklerini ayırdığında soğuk teninden bir kafenin lavabosunda buldu kendini. Boş bedenlerin oturup kıskançlık, dedikodu ve nefret duygularıyla bezendiğini görünce hafifçe gülümsedi. Bir dişi yaratık onun dikkatini çekti ki bunun sebebi sadece onun ruhunu hissedebilmesiydi. Kadının boynunda çeşitli taşlardan yapılmış dikkat dağıtıcı bir kolye vardı. Ruhunun bir parçası buraya hapsolmuştu kötülüğün ve onu eski yerine koymalıydı. Yavaş adımlarıyla siyah saçları rüzgarda dalgalanan kadının yanına gitmeye başladı. Kadın bir şeyi beklermişçesine sabırsızdı. Cam masaya ulaşabilmişti nihayet. Oturmak için sandalyesini çektiğinde çıkan ses kulakları tırmalamayı başarmıştı. Sandalyenin üzerine gereksiz bir şekilde yerleştirişmiş cıvık cıvık renk cümbüşüyle donatılmış yastığı, sipariş bekleyen garsona doğru attı. Etkileyici oturuşundan sonra kısa bir süre kadınla bakışmaya başladı.

      Elinde kağıtlarla meşgul olan, ruhuna bahşedilmiş kolyeyle benliğini kazanan kadının bakışları kötülüğün merkezine odaklanmıştı. Gerçekten onun varlığını hissettiği için mi bakıyordu karanlığın benliğine. Soğuk bedeninin güzelliği karşısında mı etkilenmişti. Saçlarını bir tokayla bağlaması alnındaki şaşkınlık izlerini açıkça belli ediyordu. Aslına bakarsan bu korkunun beden haline büründüğü görüntüydü. Kendi haline sinir olurken birden garsonu gördü ve gülümsedi. Kuzey kutbundaki penguenler kadar şirin ve narin örtüye bürünmüştü aciz bedene sahip varlık. Oturduğu masaya doğru korkak adımlarla gelmesine rağmen sırf para kazanabilmek uğruna korkusuna boyun eğerek masaya gelip tepsideki fincanı bırakabildi. Kadın cehennemin temel maddesi ateş kırmızısı dudaklarından bir solukta teşekkür etti. Garson korkularına yenik düşüp cevap vermeden masanın yanından uzaklaştı. Gözleri merak saçıyordu somurtan kadının. Nihayet konuşmaya karar vermişti galiba. Bunu anlamasına yardımcı olan beden galiba işe yarıyordu. Kadın dudaklarıyla fısıldarcasına konuştu ve kendinden emince mühürledi dudaklarını. Saf kötülüğe söylenebilecek en kötü harflerin birleşimiydi ' Merlin ' diye anılan kelime. Kaskatı kesildi birden karanlığın efendisinin geçici bedeni. Boş kalabalığın içinde kendine hakim olamadı ve kadına hiddetle bağırmaya başladı. ' Merlin de kim oluyor, ben varken. En aciz büyücüydü Merlin. ' Ancak saniyeler dakikalara yetişemeden hiddeti yalancının mumu kadar kısa sürede söndü.

      Kendinden emindi karanlığın ruhundan çalınmış ruhla beslenen dişi beden. Beyaz üstüne maviyle taçlandırılmış gözleri, karanlığa bahşedilmiş anarşist bedenle aynı şeyleri paylaşıyordu. Bunun sebebi karanlığın benliğinden çalınmış ruhtan dolayı mıydı? Karanlıkla cezalandırılmış dişi beden, ukala tavırlarla karşısında kim olduğunu bilmeden alaycı dille efsanelerin en güçlü varlığına yanıt verdi. Gölgelerin efendisi, sandalyesinin verdiği rahatsızlıklarla mücadele ederken kırmızı sıvıyla dolu insanoğlunun söylediklerine kulak asmadı. Sabitlemişti gözlerini, güzellik tanrıçası Afrodit'in ödüllendirdiği bedenin gözlerine. Evrenin sonsuz boşluğunda bu durumları hiç yaşamamıştı, bundan olsa gerek dişinin cazibesine kaptırıyordu kendini. Milyarlarca küçük varlığın oluşturduğu burnuna tanımadığı bir koku gelmeye başladı atmosferin içinden. Belki de insanoğlunun yetilerini bilmediği içindir. Zeus kadar ahmakça işlere kalkışıp kadınların peşinden mi koşuyordu karanlığın lordu? Kum tanelerinden yapılmış camlardan gökyüzüne bakıyordu sonsuzluğun efendisi. Saliselerin uzay-zaman boşluğunda oynadığı saklambaç oyunu bile bitmeden kafasını soğukluğun iticiliğiyle sarmaladığı varlığa çevirdi. Yaz günlerinde hasretiyle tutuşturan bir soğukluktu dişi bedenin sahip olduğu. Yüce Merlin'i kendi kanında boğduran efendi dişi bedene, ' İnsanoğlu, sizleri hala " dişi " olarak mı anıyor? ' diye fısıldadı. Karanlığın sonsuzluğa açılan kapısında şimdiye dek yalnız kalmış lord, güven duygusunun azaldığı şu günlerde kendine eşlik edebilecek bir dişi arıyordu. Dişinin kendisiyle konuşurken yaptığı gibi onu baştan aşağıya inceliyordu. Afrodit kadar güzel ancak Zeus kadar ukala bir insanoğlu görmek inanılmazdı, tanrıların korkudan diz çöktüğü kötülüğün lordunun. İnsani duyguların duygusuzlukla savaşının yenilgiye uğrayan tarafı duygusuzluk mu olacak? Yoksa karanlığın efendisi sonsuzlukta tek başına ilelebet mi ilerleyecek? Bu soruların cevabını ancak kadının boynunda takılı olan kolyenin içindeki ruh verebilir.

      Lordun şehvetine kapılmıştı aciz bedene sahip varlık. Gözlerini lordun hapsolduğu çelimsiz bedenden ayıramıyordu. Sorusuna aldığı yarım yamalak cevap onu gerçekten kızdırmıştı. Dişinin kahverengine bezenmiş sıvıyla dolu bardağın yarım kalbi andıran kulpuyla oynaması yücelerin yücesi lordu asabileştiriyordu. Aydınlığın çehresindeki tüm ışıkları söndüren karanlık lord, insani duygulara kapılıyordu. Ruhsuzların arasında ruhların en yücesiyle donatılmış dişinin varlığına tahammül edemiyordu efendilerin efendisi. İnsanoğlu sözünü duyan ahmak kendini Tanrı sanırmışçasına şaşırmıştı. Oturduğu sandalyenin üzerinde sürekli hareket ediyordu. Şefkatli bakışları bir anneninki kadar masumdu ancak kötülüğün kalbini şefkat değil hırs, öfke yumuşatabilirdi. Kısa bir süre sonra bakışlarındaki farklılık, kötülüğün bakışları kadar keskindi. Bardağın içindeki nahoş kokulu sıvıdan bir yudum daha alarak dudaklarının kilidini açtı. Dudaklarından dökülen harfler, kelimelerin peşinden o kadar hızlı koşuyordu ki saniyeler sonra bir solukta cümlesini tamamlayabildi. Karanlıklar diyarının efendisi oturduğu sandalyeden usulca kalktı ve zemine mükemmel işçilikle yapılmış parkelerin üzerinde yürümeye başladı. Cazibesiyle efendisini etkileyen bir köle kadar çekici olan dişi yaratığın yanına gitti. Et ve tırnağın mükemmel uyumu bahşedilmiş insanoğlunun parmağıyla Afrodit'i kıskandıran güzelliğin el bileklerinden başlayarak yavaşça yukarıya doğru çıkarmaya başladı parmağını. Zarif boynuna kadar çıkabilmişti dişi varlığın. Boynunda takılı olan kolyesiyle oynadı saliseler arası zamanda. Karanlığın ruhunun bir kısmı o kolyeye hapsolmuştu ve güçlenmek için almalıydı onu dişilerin en şanslısından. Sivri dilini çıkardığı saklandığı yerden. ' Kolyene bakabilir miyim? Afrodit'i kıskandıran varlık. '





Bknz: Aktif olarak yapılmış karşılıklı rp'dir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Valeria Nerissa Wesley
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Valeria Nerissa Wesley


Gerçek İsim : Ebru.
Mesaj Sayısı : 1504
Kayıt tarihi : 13/09/09
Yaş : 30

Karakter Bilgileri
Rol Puanı:
Desmond Fionnlaqh Left_bar_bleue100/100Desmond Fionnlaqh Empty_bar_bleue  (100/100)
Patronus: Beyaz Leopar

Desmond Fionnlaqh Empty
MesajKonu: Geri: Desmond Fionnlaqh   Desmond Fionnlaqh Icon_minitimePerş. Ağus. 18, 2011 6:55 pm

Betimleme: 30 / 30
Paragraf Düzeni: 5 / 5
İmla Düzeni: 5 / 10
Anlatım: 38 / 40
Kurgu: 12 / 15

Puanınız, 90. Keyifli Roleplayler... ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Desmond Fionnlaqh
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ateş Oku RPG ~~ Hogwarts :: Karakter ve RO Dünyası :: Oyun Vadisi :: Seviye Belirleme-
Buraya geçin: